Unless i'm mistaken tradutor Turco
100 parallel translation
Unless I'm mistaken, you're the Isaac Gilmore who alerted us.
Yanılmıyorsam siz de bize mesaj yollayan Isaac Gilmore'sunuz.
Unless I'm greatly mistaken, our friend Pettibone, did not carry two pages of legal paper when he left this room.
Çok yanılmıyorsam, dostumuz Pettibone, bu odadan ayrıldığında iki sayfalık hukuksal belgeyi taşımıyordu.
Mrs. Anton, there's not a detail of the Alquist case that I don't know... and unless I'm more mistaken than I've ever been in my life... the man called Sergis Bauer has a wife living in Prague now.
Bayan Anton, Alquist davası hakkında her şeyi biliyorum. Ve yanılmıyorsam... Sergis Bauer'in Prag'da yaşayan bir karısı var.
I'm sorry, Watson but unless I'm greatly mistaken
Kusura bakma, Watson, çok yanılmıyorsam,
Unless I'm greatly mistaken there's about to be another murder. Who
Çok fazla yanıImıyorsam, bir başka cinayet daha işlenmek üzere.
Unless I'm mistaken, she's headed for a breakdown.
Yanılmıyorsam sinirleri çok bozuldu.
And unless I'm mistaken, weren't you once married to Miss Lord?
Yanılmıyorsam bir ara Bayan Lord'la evli değil miydiniz?
- Unless I'm mistaken.
- Eğer yanılmıyorsam.
Well, unless I'm mistaken, there's still one around. Happens he's at Puerta de Fuego.
Pekala, eğer yanılmıyorsam, biri hala dışarda dolanıyor.
Yes. Unless I'm mistaken, it's potassium nitrate.
Evet. yanılmıyorsam, potasyum nitrat olmalı.
It was three years, unless I'm mistaken.
YanıImıyorsam, üç seneydi.
representatives of the law unless I'm very, very much mistaken.
Eğer çok ama çok yanılmıyorsam, mahkemede kullabileceğimiz çok yaratıcı deliller var.
Unless I'm very much mistaken, this is our client.
Eğer çok fazla yanılmıyorsam müvekkilimiz bu.
Yes, unless I'm mistaken, you're the winner of the Round Britain Shortest, Fattest, Dumpiest Woman Competition.
Evet, yanılmıyorsam, bütün Britanya'nın En Bodur, En Şişman ve Asık Suratlı Kadını Yarışması'nın galibisiniz.
Unless I'm much mistaken, a hammer and a chisel.
Yanılmıyorsam, bir çekiç ve keski.
Unless I'm very much mistaken, soon we will at last be making the final big push, that one we've been so looking forward to all these years.
Çok büyük bir hata yapmıyorsam, yakında, o kadar yıldır dört gözle beklediğimiz son büyük taarruzu nihayet yapacağız.
Joel, unless I'm mistaken, I didn't ask you in.
Onlardan değil kendimden sözediyorum!
Unless I'm very much mistaken, he's here.
Eğer yanılmıyorsam o burada.
Unless I'm mistaken that is our client considerably before his time.
Yanılmıyorsam, önemli konuğumuz vaktinden önce geldi.
Unless I'm mistaken, they were both gonna testify under oath... that they had absolutely no recollection of anything.
Yanılmadığım müddetçe, her ikisi de yemin altında ellerinde kesinlikle hiçbir şey bulunmadığı ifadesini verecekti.
We must be very careful, because unless I am very much mistaken, mes amis, the end is coated with poison.
Çok dikkatli olmalıyız, zira yanılmıyorsam, mes amis, ( arkadaşlarım, ) ucuna zehir sürülmüş.
In fact, unless I'm mistaken, the current emperor has gone out of his way to offer your world concessions and return lost territory.
Hatta yanlış hatırlamıyorsam, şu andaki imparator bu yoldan tamamen ayrıldı ve gezegeninize bazı imtiyazlar tanıdı. Hatta size toprak bile verdi.
Unless I'm mistaken, you're out of options, Dreadnought.
Hatalı değilsem, pek fazla seçeneğin yok, Korkusuz.
Unless I'm mistaken, this is Moloch, the Corrupter.
Yanılmıyorsam, bu Fırsatçı lakaplı Moloch'a ait.
Unless I'm mistaken, you're the one following me.
Yanılmıyorsam, beni izleyen sensin.
Unless I'm very much mistaken that was a kiss, Steed.
Eğer yanılmıyorsam... bu bir öpücüktü Steed.
Unless I'm mistaken, and for once, I sincerely hope I am, there are three Romulan warbirds on an intercept course.
Eğer hata yapmadıysam, ve bir seferliğine, umarım hata yapmışımdır, kesişme rotamızın üzerinde, 3 tane Romulan savaş kuşu var.
And unless I'm much mistaken, your job still pays you rather a lot of money... whilst Honey here earns 20 pence a week... flogging her guts out in London's worst record store.
Yani Honey haftada sadece 20 pence kazanıyor ve Londra'nın en kötü kaset dükkânında midesini kazıyor.
Mr. Harper, unless I'm mistaken, your work here is done.
Bay Harper, Yanlışım yoksa, buradaki işiniz bitti.
Unless I'm mistaken, Faith is no longer in police custody.
YanıImıyorsam Faith artık polis gözetiminde değil.
Because you are... unless I'm mistaken the only one... who's able to look at her without being fried!
Eğer yanılmıyorsam, pencereden atlamadan onun gözlerine bakabilen tek insan sensin.
He is a Suliban. But unless I'm mistaken, he is no ordinary one.
O bir Sulibanlı, fakat, yanılmıyorsam sıradan birtane değil.
Unless I'm mistaken, this is Ecklie's case.
Yanılmıyorsam, bu, Ecklie'nin vakası.
Well, unless I'm mistaken you already knew that man's story.
Yanılmıyorsam bu adamın hikayesini zaten biliyordun.
There are 30 armed vessels surrounding us. Unless I'm mistaken, their weapons are still targeting our warp core.
Etrafımızı kuşatan 30 silahlı gemi var ve yanıImıyorsam, hala warp çekirdeğimizi hedef alıyorlar.
Unless I'm mistaken Are there any schoolgirls here?
Hatalı olmadığım sürece. Burada hiç okul kızı var mı?
In Switzerland unless I'm mistaken.
Yanlış değilsem İsviçreli.
Unless I'm very much mistaken, I've just activated the bomb.
Yanılmıyorsam bombayı harekete geçirdim.
Unless I'm mistaken, Cole has teamed up with Jeric and tricked me into getting Paige possessed and Phoebe mummified.
Yanlış am sürece, Cole Jeric ile çalıştı ve Phoebe mumyalanmış ve Paige sahip almak beni kandırdın.
Unless I'm mistaken, Kuroda wants this hatch repaired.
Yanılmıyorsam, Kuroda bu kapağın tamir edilmesini istiyor.
Well, unless I'm mistaken, looks like a contact burn.
Yanılmıyorsam temas yanığı.
Unless I'm mistaken, this virus is a mutated form of the Levodian flu.
Yanılmıyorsam, bu virüs Levodian gribinin mutasyona uğramış bir formu.
Unless I'm mistaken, I thought you had no idea where the amethyst was.
Yanlış hatırlamıyorsan, Mor Yakut'un nerede olduğunu hiç bilmiyordun.
Albert Camus, unless I'm mistaken.
- Albert Camus olmalı, yanılmıyorsam.
Unless I'm much mistaken, it's rightly Colonel Sharpe, isn't it?
Eğer yanılmıyorsam, Albay Sharpe, değil mi?
He vanishes, and then he reappears instantly on the other side of the stage, mute, overweight and, unless I'm mistaken, very drunk.
Yok olur olmaz sahnenin diğer ucunda ortaya çıkıyor. Dilsiz, kilo almış ve yanılmıyorsam oldukça sarhoş bir halde.
Unless I'm mistaken, I remember you saying you were a drug addict.
Yanılmıyorsam, eskiden bir uyuşturucu bağımlısı olduğunu söylemiştin.
And unless I'm mistaken, the discussion was due to the fact that Lex...
Ve hatam yoksa, tartışmanın nedeni Lex'in,
Unless I am badly mistaken, the Sheriff and Gisborne will arrive at any moment.
Şerif ve Gisborne her an burada olabilir. Etrafımızı saracaklar.
- You'll get no marks for this essay, Miss Deverell. Your homework was to describe where you live, and unless I'm mistaken, you do not live in a great house cherished by the gods, but over your mother's grocery shop.
Konu dışına çıkmışsınız Bayan Deverell, ödevin konusu yaşadığınız evi tasvir etmekti, ve bildiğim kadarıyla oturduğunuz yer
- Then unless I'm very much mistaken, which I'm not, like Albert says, it's my call, and I say we need someone else.
- Evet ama... - Eğer yanılmıyorsam ki yanılmıyorum Albert'in de dediği gibi. Ve ben de birine ihtiyacımız var diyorum.