Unloads tradutor Turco
33 parallel translation
Someone who unloads his anger on other men.
Sinirini kadınlara vuran adamlardan çıkaran biri.
Sometimes he just unloads, you know what I mean?
Bazen ateş püskürür, anlıyor musunuz?
- Any urgent unloads?
- Acil yükünüz var mı?
Among the many things I believe in, there is also hate. But there's a little too much of it in him... and he unloads it onto me.
İnandığım her şeyin arasında, nefrete de inanırım ama o adamda bundan fazlası var, ve bunu benden çıkarıp duruyor.
When a woman unloads a husband or a husband unloads a woman however it happens : death, desertion, divorce....
Bir kadın kocasından ya da bir koca karısından kurtulduğunda... nasıl olursa olsun, ölüm, ayrılma, boşanma...
That is, just before it opens up and unloads little soldier programs that'll erase all the data and crash her entire system completely.
Dahası küçük askeri programları açıp yüklemeye başlayamadan verileri silecek ve bütün sistemini çökertecek.
Obtainning unloads immediately
çöz şu kabloyu, haydi.
We need to find Michael Amador before he unloads the virus.
Virüsü elden çıkarmadan önce Michael Amador'u bulmak istiyoruz.
- completely unloads on me.
- Pislik.
So he unloads eight up north, even up to the docks.
O da 8'ini kuzeye yolladı, hatta limana kadar.
just as she was getting in the car, a dark S.U.V. drives by, guy leans out the window with a gun unloads on the husband first and then the driver.
Tam da arabaya yaklaşmışken koyu renkli bir jip yanaşmış. Silahlı bir herif camdan sarkmış. Şarjörü önce kocasına, sonra da şoföre boşaltmış.
Now suddenly he has $ 3 million in a phony account... which he unloads after a month's time.
Şimdi aniden, sahte bir hesapta üç milyon dolarlık hissesi var ki bunu da bir ay geçince satıyor.
You know where he unloads?
Yükünü nereye boşalttığını biliyor musunuz?
Dixon unloads on Balboa.
Dixon Balboa'ya yükleniyor.
The day crew unloads the truck, though.
Gündüz vardiyası kamyonu boşalmış olsa.
So Santa parks his sleigh, unloads presents, fills stockings, eats snacks, gets back into his sleigh and is on to the next house in about one-one-thousandth of a second?
Yani Noel Baba, kızağını park eder, hediyeleri boşaltır stoğunu doldurur, yemeğini yer, kızağına geri döner ve diğer eve yaklaşık, saniyenin binde birinde mi gider?
If Sasha Banacheck has a Cipher, we've got 24 hours before she unloads it.
Eğer Sasha'daysa, onu en geç 24 saate elinden çıkarır.
As soon as the daedalus unloads its supplies, we'll be heading off to meet up with todd and one of his hives.
Daedalus malzemelerini boşaltır boşaltmaz, Todd ve Kovanlarından biriyle buluşmaya gideceğiz.
Azari unloads his pistol into Carlson.
Azari silahı Carlson'a boşaltır.
They never find the remains because he unloads the meat somewhere.
Cesetlerden geriye hiçbir şey kalmıyor, çünkü onları bir yerlere götürüp yiyor.
Nobody unloads his weapon in my engine room without just cause.
Kimse benim motor odamda ateş etmeyecek.
Oswald's cargo plane unloads in Manchester.
Oswald'un kargo uçağı, yükünü Manchester'da boşaltıyor.
It was like 4 : 00 in the afternoon, and this dude rolls up in a black Cutlass, just unloads on me.
Öğleden sonra 4 : 00 gibiydi. Ve bu herifler siyah bir Cutlass ile geldiler, bana ateş açtılar.
And then the world just unloads a shitstorm in their faces.
Sonra dünya ağızlarına sıçmaya başlıyor.
And Cyclops unloads a devastating laser beam attack, scorching the face of Witch Bitch!
Kiklops yıkıcı bir lazer ışını çıkartarak Kaltak Cadı'nın yüzünü yakıyor.
The Grub gets his head knocked right off as Cyclops unloads a heavy blow that literally decapitates the veteran monster manager.
Grub anında kafasını kaybetti. Kiklops ağır bir darbe ile emektar canavar menejerinin kafasını kelimenin tam anlamıyla koparttı.
- MCQUAID : What he still has. Until he unloads'em, which could be right now.
Tırı boşaltana kadar elinde olacaklar ve tam şu an boşaltıyor olabilir.
You pack in genetic mutation, infect the body and the vector unloads into the target cells.
Genetik mutasyonu valize koyuyorsun vücuda bulaştırıyorsun ve vektör hedef hücrelere yükünü boşaltıyor.
Valiente unloads a quick combination!
Valiente hızlı kombinasyonlarla çalışıyor
Something happens to her, or-or she just unloads the girls.
Ya başına bir şey geldi ya da kızları yolda bıraktı.
The man who unloads the coal off the train owns the train and runs the coal trade
Trenden kömürleri boşaltan adam trenin sahibidir ve kömür ticaretini yürütür.
But this comes up, and here it unloads on you.
Şimdi bu olay patlak verdi ve herkes üstümüze çullandı.
Unloads and reloads at every stop during the tour.
Gezinin her durağında yüklenip boşaltılıyor.