Unmanageable tradutor Turco
60 parallel translation
- The crowd is becoming unmanageable.
- Kalabalık zaptolunmaz bir halde.
I don't want to repeat Frankenstein's mistake, and revive a vicious, unmanageable brute.
Frankenstein'ın hatasını tekrar etmek ve baş edilemez korkunç bir canavarı yeniden diriltmek istemiyorum.
He was such an unmanageable fellow
O fazlasıyla ele avuca sığmaz biri.
In your opinion, your professional opinion, what is the cause of these unmanageable aggressions and delusions?
Size göre, profesyonel görüşünüze göre, bu içinden çıkılmaz bir çatışma ve sanrıların nedeni ne olabilir?
If he becomes unmanageable, we'll keep him sedated.
Zaptedilemez hâle gelirse sakinleştirici veririz.
- Is he really unmanageable?
- O gerçekten kontroledilmez mi?
Chief, you mean... You are obedient but not Gao Deng he is getting increasingly unmanageable
Şef, ne demek bu... sözde klanımıza katıldınız... bana hizmet edecektiniz... ama hemen hainliğe başladınız
He is wild and unmanageable!
Asi ve söz dinlemeyen biri!
She's simply unmanageable.
Son derece idare edilemez biri.
In certain seasons, Monsieur, raw silk can become quite unmanageable.
Sevgili bayım bazı mevsimlerde ham ipek sadece başa takılır.
Unmanageable stress, perhaps?
Belki de kontrol edilemeyen, stres.
Unmanageable fear?
Kontrol edilemeyen, korku?
I've been thinking a lot about the first step... that I came to believe I was powerless over alcohol... and that my life had become unmanageable.
Birinci aşama hakkında bayağı düşündüm... alkol karşısında güçsüz olduğumu... ve hayatımın kontrolden çıktığını kabullendim.
I know you thought this was a manageable situation... but some situations are unmanageable.
Biliyorum, bunun kontrol edilebilir bir durum olduğunu düşünüyordun. Ama bazı durumlar kontrol edilemez.
You're unmanageable.
Kontrol edilemiyorsun.
Father tells me the interest is what makes the debt so unmanageable.
Babam borcu idare edilemez hale getirenin faizi olduğunu söyledi.
If it even gets damp, it frizzes out and becomes wildly unmanageable.
Biraz ıslanırsa iyice kıvırcık oluyor ve zapt edemiyorum.
I didn't say that my Iife wasn't unmanageable.
Hayatımla baş edemediğimi söylemedim.
! Dry, unmanageable hair
Kuru, uğraşılamaz saç.
He abandoned her years ago when she became unmanageable.
Kontrol edilemez olduğunda yıllar önce onu terk etti.
It seems like there's an effort to manage the news in an unmanageable situation.
Öyle görünüyor ki haberler, idaresi güç bir durumda olmalarına rağmen, ortada bir idare etme çabası var.
My hair is long and unmanageable, and I need that scalp-massaging thing... that Cindy does after she washes my hair.
Saçım uzun ve şekle girmiyor. Cindy'nin saçımı yıkadıktan sonra yaptığı masaja ihtiyacım var. Kendimi Tahiti'de hissediyorum.
So she would just randomly click buttons, until the TV was snarled into some unmanageable condition.
Televizyon tamamen kullanılamaz bir pozisyona geçene kadar kumandadaki düğmelere rastgele basardı.
It feels unmanageable now, Christian.
İdare edilemeyecek durumda, Christian.
By all accounts, they have lived on this planet for generations and never encountered an animal they perceive as an unmanageable threat.
Şöyle bakarsak, nesillerdir bu gezegende yaşamışlar ve başedilemez hiçbir yaratıkla asla karşılaşmamışlar.
He was unmanageable.
Kötü durumdaydı.
" to be an unmanageable employee
" ve zayıf bir şube müdürü
Someone or something is turning their... preexisting fears into unmanageable phobias.
Birisi ya da bir şey, onların var olan korkularını alıp kontrol edilemez fobilere donüştürüyor.
And the other one here is our lowest ranking member, who doesn't follow orders and has a tendency to be unmanageable.
Ve diğerinizde emirlere aldırmayan, zaman zaman vahşileşen düşük seviyeli bir savaşçı.
- I think there is a place for it, if not so, everything would be unmanageable.
Bence bunun bir statüsü olması gerek olmazsa her şey kontrolden çıkar.
" that our lives had become unmanageable.
" ve hayatlarımızın kontrol edilemez hale geldiğini kabul ediyoruz.
And whenever a bitch went past, it got excited, unmanageable.
Ne zaman bir dişi köpek geçse kontrol edilemez şekilde heyecanlanırdı.
And my life has become unmanageable.
Ve hayatım başa çıkılamaz bir hale geliyor.
See how unmanageable your life has become.
Hayatının nasıl bir hale geldiğine bak.
My life has become unmanageable.
Hayatım başa çıkılmaz bir hale geliyor.
So I'm going with turning this ward upside down, making you and your boss'job and life so unmanageable that he'll write whatever he has to write to get rid of me.
O yüzden bu koğuşun altını üstüne getirip senin ve patronunun hayatını katlanılmaz hale getireceğim ki böylece o da benden kurtulmak için yazması gerekenleri yazsın.
Mary has become unmanageable, and, Uncle, I'm sorry but it's more than a little bit your fault.
Mary altından kalkamıyacağımız duruma geldi Üzgünüm amca ama bunda seninde suçun var
The threat had been effectively silenced, but in its place I found a rather unmanageable mess.
Tehdit susturuldu ama onun yerine az çok kontrol edilemez bir pislik buldum.
The amazing thing is you realized that your life was unmanageable.
Asıl harika olan, idare edilemeyecek duruma gelmiş olmasını anlaman.
Your son is quickly on the verge of becoming unmanageable.
Oğlun kontrolden çıkmak üzere.
There are only a few people on earth who understand the physics involved in all this. Just know that if he gets too unmanageable, we may ask you to take care of him. He's one of them.
Dünya üzerinde bu işin içinde fizik olduğunu bilen çok az insan var.
Men would become unmanageable.
Erkekler zapt edilemez o vakit.
I can't take care of you because you have proven to be helpless and unmanageable.
Ama sana bakamam çünkü çaresiz ve yardım edilemez bir durumda olduğunu kanıtladın.
Well, I have already admitted that I am powerless over my scheming, and that my life has become unmanageable.
Pekala, entrikacılığımın beni güçsüz kıldığını ve hayatımın kontrol edilemez olduğunu kabul ettim.
Two would be unmanageable.
İki tanesini idare edemezsin.
Sometimes called "hysteric fits", during which the patient may become violent, dangerously unmanageable.
Hastanın saldırgan olabileceği kontrol edilmesinin güç olduğu durumlarda "isterik kriz" diye isimlendirilir.
Unmanageable. Bites.
Kontrol edilmez.
That's hardly unmanageable after 200 years.
200 yıldan sonra çok koymuyor.
He'd become unmanageable.
Beni hatam değildi.
That our lives had become unmanageable.
... hayatımızın kontrolümüzden çıktığını kabul ettik.
Just know that if he gets too unmanageable, we may ask you to take care of him.
Yalnızca şunu bil ki ;