Unprotected tradutor Turco
404 parallel translation
And leave you unprotected?
Seni korunmasız bırakarak?
No woman, unprotected as you are, can afford to give the best years of her life to a man who, when he leaves her, will leave her with nothing and who is certain to leave her in the end.
Sizin gibi korunmasız hiçbir kadın hayatının en güzel yıllarını onu bırakırken ardında hiçbir şey bırakmayacak ve eninde sonunda onu bırakacak bir adama vermemeli.
I don't suppose you can understand how any woman unprotected, as you say I am, can be lifted above self-interest by a sentiment so delicate and pure that she feels only humiliation when you speak of such things.
Bana dediğiniz gibi, korunmasız bir kadının öylesine ince ve saf bir duyguyla kişisel çıkarların ötesine geçmesini ve böyle sözler sarf ettiğinizde sadece küçük düştüğünü hissetmesini sanırım siz anlayamazsınız.
Out there, we're unprotected.
Dışarıda korunmasızız.
To leave this coast unprotected.
Bu sahili savunmasız bırakmak için bir hile.
Occupying unprotected Peking.
Savunmasız Pekin'i işgal edişini.
- Unprotected females.
- Korunmasız kadınlara karşı.
I'm a woman here alone and unprotected.
Yalnız ve korumasız bir kadınım.
Not alone, my dear, nor unprotected, neither.
Yalnız değil. Korumasız da değil.
Then we retreated, leaving the herd unprotected, without even firing one shot.
Tek bir atış dahi yapmadan korumasız sürüyü terk ederek geri çekildik.
Of being exposed and unprotected
Korunmasız, ortalıkta kalmaktan.
You'll leave the mission unprotected?
Misyonu korumasız mı bırakacaksınız?
I wouldn't think of leaving them unprotected!
Ben onları korumasız bırakmazdım.
IN THE OPEN, UNPROTECTED.
Başka bir şey?
And now he's at the mercy of his enemies, completely unprotected! Imperial Highness,
Şimdi ise tamamen korumasız, düşmanlarının insafına kalmış!
We got some rumors there'd be some unprotected women in the balcony.
Balkonda korunmasız bazı hatunlar olacağına dair duyumlar aldık.
I can't leave you... leave them here unprotected.
Seni bırakamam... çocukları burada korunmasız bırakamam...
Abandon Valencia? Leave all Spain unprotected?
Valencia'dan ayrılıp tüm İspanya'yı korunmasız bırakmak pahasına mı?
The atmosphere here is polluted with a very high level of fallout and we've been walking around in it completely unprotected.
Buradaki atmosfer, yüksek derecede nükleer atıkla kirlenmiş ve biz, tamamen korunmasız, içinde geziniyoruz.
Why, you can't leave this town unprotected like this.
Neden, bu kasabayı bu şekilde korumasız bırakamazsınız.
And when they get my letter you can't leave a town like this unprotected.
Mektubumu aldıklarında kasabayı bu şekilde korumasızı bırakamayacaksınız.
The risk is too great, leaving our shores unprotected.
Kıyılarımızı böyle korunmasız bırakmanın riski çok büyük.
The enemy could not conceive that anyone would be so foolhardy as to go on fighting with four unprotected guns.
Düşman, korumasız dört topla savaşmaya kalkışacak kadar deli olduğumuzu hayal bile edemez.
Coridan has nearly unlimited wealth of dilithium crystals, but it is underpopulated and unprotected.
Coridan'ın neredeyse sınırsız bir dilityum kristali varlığı var. Fakat nüfusu az ve korumasız.
Estimate survival time of two unprotected individuals down there.
Korumasız iki kişinin orada hayatta kalabilme sürelerini hesapla.
This vicinity's gonna be left unprotected. Our boys gotta pull out for Champion's Hill... before them damn Yankees, beg your pardon... and secure the road to Vicksburg.
Bu bölge korumasız kaldığı için bizim çocuklar kahrolası Kuzeylilerden önce Champion Tepesini kontrol altına almak istediler.
I just don't like to think of people unprotected.
İnsanların bu kadar korunaksız olması hoşuma gitmiyor.
It's years since we've heard the clash of sword against shield the clamour of armoured knights crashing to the ground the spurt of blood as the dagger is thrust into unprotected groin.
Yıllar oldu kılıcın kalkanla çarpışmasının sesini zırhlı şövalyelerin yere düşüşünün gürültüsünü duymayalı hançer korunmasız kasıklara saplanırken fışkıran kanı görmeyeli.
I can't leave those ships unprotected while we go off to take some planet.
Bir gezegeni ele geçirmeye giderek o gemileri savunmasız bırakamam.
We leave our food bins unprotected, they head for them and they rob us, unmolested.
Örneğin etrafa zarar vermeden çalabilsinler diye yiyecek depolarımızı kilitlemiyoruz.
It means the Colonial fleet is completely unprotected.
Bu, koloni filosunun tamamen korunmasız olduğu anlamına geliyor.
I realize that he's unprotected, frightened and lonely.
Korunmasız, korkmuş ve yalnız olduğunu fark ediyorum.
Western's in an unprotected posture here.
Western burada korunmasız vaziyette.
- Well... - She's so unprotected.
Öyle korunmasız ki.
With the imperial fleet spread throughout the galaxy... in a vain effort to engage us... it is relatively unprotected.
İmparatorluk donanması bizi yakalamak için..... bütün galaksiye yayıldığından... istasyon koruma kapsamı dışında.
These lottery dealers are weak persons and- - and unprotected invalids... and young women and so on.
Bu piyango satıcıları zayıf insanlar ve korumasız sakatlar ve genç kadınlar ve diğerleri...
She was frightened, unprotected.
Korkuyordu, savunmasızdı.
He says he can't be unprotected.
Korumasız olamayacağını söylüyor.
As you can see. we are unprotected.
Gördüğünüz üzere korunmasızız.
Florence Carrington it was travelling with his jewels alone and left unprotected in the Express of Plymouth.
Florence Carrington, Plymouth Ekspresi'nde mücevherleriyle yalnız ve korunmasızdı.
Pull a knife while a guy's unprotected.
Adam korunmasızken bıçak çektin.
I left us unprotected, Avik!
Bizi korumasız bıraktım, Avik!
You got to find the moment when he's unprotected.
Korumasız olduğu anı kollamalısın.
Keep your punches close to your shoulder... otherwise, you leave yourself unprotected.
Yumruklarınızı omuzlarınıza yakın tutun yoksa kendinizi korumasız bırakırsınız.
Hatched last March, it has sat here on its nest mound unprotected and unshielded for eight months while the temperatures may have fallen to minus 10 degrees and terrible storms raged.
Geçen mart ayında yumurtadan çıktı ve eksi 10 derecelere düşen ısı ve korkunç fırtınalara göğüs gererek sekiz ay boyunca yuvasının üzerinde korumasız bir biçimde oturdu.
How many times did you go in unprotected'?
Kaç defa korunmadın peki?
Four times I went unprotected.
Dört kez galiba.
Why would any young man form a design against a girl who is not unprotected or friendless, and who is staying in the Colonel's family?
Neden genç bir adam, bir başına, savunmasız ve albayın ailesi ile kalan bir kız üzerine plan kursun?
I can't leave you, leave them here unprotected.
Seni bırakamam... çocukları burada korunmasız bırakamam...
Abandon Valencia and leave all Spain unprotected?
Valencia'dan ayrılıp tüm İspanya'yı korunmasız bırakmak pahasına mı?
The longest unprotected border in the world, stretching from the Atlantic ocean to that other one.
... dünyadaki en uzun ve en korumasız sınır. Atlantik okyanusundan diğer okyanusa kadar uzanıyor.