English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ U ] / Unquestionably

Unquestionably tradutor Turco

99 parallel translation
Unquestionably, a woman of great perspicacity.
Şüphesiz keskin zekası olan bir kadın.
- Unquestionably.
- Şüphesiz.
If his cigar matches this one, he's unquestionably guilty.
Purosu bununla aynıysa suçlu olduğu kesindir.
Yes, unquestionably he has ability in handling an unthinking mob.
Şüphesiz düşüncesi bir kalabalığı idare etme kabiliyeti var.
I never ignore facts Lord Penrose and I have no doubt that the incident of the sheep with their throats torn out is unquestionably a fact.
Gerçekleri hiçbir zaman gözardı edemem Lord Penrose ve koyunların boğazının parçalanması durumunun tartışmasız bir gerçek olduğundan hiç bir şüphem yok.
Unalloyed gold, unquestionably.
Saf altın, tartışmasız.
Unquestionably.
Kuşkusuz.
To take a life with a skill that eludes detection is unquestionably the ideal criminal action.
Farkedilmeden bir yaşamı sona erdirmek kuşkusuz ideal cinayet eylemidir.
Unquestionably, you saw something.
Gerçekten bir şey gördün.
You're unquestionably the best-looking woman here. The best-dressed, the most intelligent. And you're with me.
Kuşkusuz buradaki en güzel, en iyi giyinmiş en zeki kadın sensin ve benimle birliktesin.
A man who was unquestionably a Communist agent.
Şüphe yok ki adam Komünist ajanıydı.
Unquestionably.
Hiç şüphesiz.
Unquestionably, a large part of its substance is simple electricity.
Varlığının büyük bir bölümü basit elektrikten ibaret.
Though the effect was unquestionably widespread, it was strongest here, on the planet below.
Kuşkusuz yayılmış durumda olan bu etki, bu gezegende olanların en güçlüsüydü.
Unquestionably a warp.
Kuşkusuz sapma olurdu.
Unquestionably, there are two of him.
Şüphesiz ondan iki adet var.
Unquestionably, an immensely powerful field of energy is being generated around here somewhere, but we're having difficulty focusing on it.
Şuradan çok yüksek bir enerji alanı yaratılıyor. - Üzerine yoğunlaşmakta zorlanıyoruz.
Unquestionably.
- Doğru mu? - Şüphesiz.
Telepathy. Unquestionably.
Telepatiydi
Indeed, captain, that is unquestionably part of what I am doing.
Ben de gerçekten bu tür şeyleri yapmaktaydım.
We had the feeling that Gaspard had won the approval, the love and affection of the people the patriots that followed him, an unquestionably great leader.
İnanılmaz bir adamdı ve çok etkileyici bir savaş çıkarıyordu. Ama açgözlüydü : Zafere açgözlüydü, her şeye açgözlüydü.
It is unquestionably hemophilia.
Bu şüphesiz olarak hemofili.
- Unquestionably.
- Kesinlikle.
Unquestionably so.
Hiç kuşkum yok.
So, unquestionably, she could not have done the murder'?
- Yani, katil olamaz mı?
Unquestionably the cause of death.
Ölüm sebebi kesinlikle bu.
Although that is unquestionably what happened.
Ama olayların böyle gerçekleştiği de... su götürmez öyle mi?
A full month is just enough for them to fulfill all the duties that courtesy owes to time, the most interesting unquestionably being the acquisition at the temple of Tenjin of the uso bird, who according to one tradition eats all your lies of the year to come, and according to another turns them into truths.
Nezaketin zamana borçlu oldugu bütün görevleri yerine getirebilmeleri için bir tüm ay onlara ancak yetiyor... Tartismasiz en ilginç olani da Tenjin tapinaginda uso kusunun yakalanmasi bir gelenege göre gelecek seneki tüm yalanlarinizi yutuyor, bir digerine göreyse onlari dogrulara çeviriyor.
And his main intention is unquestionably... to do evil.
Ve asıl amacı hiç şüphe yok ki... kötülük yapmaktır.
Lord Risley, your guilt has been unquestionably proven before this court.
Sayın Risley suçluluğunuz sorgusuz sualsız bu mahkeme tarafından ıspatlanmıştır.
If you mean I respect my superiors, no matter who, and I obey orders blindly and unquestionably... yes!
Eğer söylediğin, amirlerime ( kim olursa olsun ) saygı duyduğum Ve emirlerine körü körüne itaat ettiğimse... evet, evet dogru!
The information imparted at the Academy is unquestionably vital for prospective Starfleet officers, but it requires a significant period of supplementary systems training - and situational disciplines.
Akademi'de öğrencilere verilen eğitim... müstakbel Yıldızfilosu subayları için elbette çok önemli, ama aynı zamanda kayda değer bir süre tamamlayıcı sistem eğitimi... ve konum disiplini de istiyor.
The advent of algae farms, which now produce nonpolluting hydrogen fuel, has unquestionably helped the environment.
Doğayı kirletmeyen işlenmiş su yosunu ile hidrojen yakıtı üretimi,... çevreye şüphesiz olarak yardımı dokunacaktır.
Unquestionably.
- Kesinlikle.
Unquestionably!
Kesinlikle!
'The Carter car was unquestionably the same car. There was no doubt.' - Closed quote.
Evet ama sonra 1976'da 89 numaralı kanıta göre kadın şöyle demiş, "Carter'ın arabası kesinlikle bardan kaçan arabanın aynıydı." Değiştirmiş.
Unquestionably.
Kesinlikle.
It was unquestionably their most important one.
Bu görev onların en önemli görevleriydi :
It was now, unquestionably, "war without mercy," as one historian called it.
Artık bir tarihçinin dediği gibi "merhametsiz bir savaş" tı.
The men in Easy Company were unquestionably heroes... ... because of their strength in adversity... ... their ability to come through...
Easy Bölüğü'ndeki adamlar zor durumlardaki dayanıklılıklarından ve onlar için tam bir keşmekeş olan ortamdan çıkabildiklerinden dolayı şüphesiz kahramanlar.
He was unquestionably an organized killer.
Onun organize bir katil olduğu su götürmez.
"Unquestionably the most expensive and longest motion picture ever contemplated."
"Şüphesiz, bugüne kadar çekilmiş en pahalı ve uzun film."
I'm unquestionably right.
Kesinlikle ben haklıyım.
Unquestionably.
Şüphesiz...
Oh, Manzini, unquestionably.
Manzini, şüphesiz olarak.
Now, my dad still thinks that this is tremendous fun and he will unquestionably try to involve you in it.
Babam hala bunun çok eğlenceli olduğunu düşünüyor ve kesin seni de bu işe katmaya çalışacaktır.
they will unquestionably spare no effort to help.
Eğer ondan bu konuda uğraşmasını istesek, memnun olacak ve elinden gelen tüm gayreti gösterecektir.
I trust you unquestionably
Sana sonsuz güvenim var.
That new world is unquestionably New Caprica.
Bu yeni dünya kesinlikle New Caprica'dır.
Unquestionably.
Şüphesiz.
Unquestionably.
Belki mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]