English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ U ] / Unrequited

Unrequited tradutor Turco

166 parallel translation
And when an old maid's in love heaven protect the object of her affections if that love goes unrequited.
Ve yaşlı bir hizmetçi aşık olduğu zaman, eğer aşkı karşılıksız kalırsa, Tanrı, onun hislerinden karşısındaki kişiyi korusun.
Unrequited love.
Karşılıksız aşk.
For what, for what on earth exists that unrequited love?
Halbuki ruhum senle dolmuş. Karşılıksız aşkın rengi, neden beyazdır?
Mrs. Gild was unrequited love.
Bayam Gild ise karşılıksız sevgi idi.
A souvenir of unrequited love for my homeland.
Ülkeme olan karşılıksız aşkımın hatırası.
Is there anything so sad as unrequited love?
Karşılıksız aşk kadar hazin birşey var mı?
You're like the one who becomes a nun not out of faith, but unrequited love
Katıksız inancın bağlılığı ile değil, aşkı hor görüldüğü için rahibe olanlar gibisin.
My love was unrequited, so I can't help being suspected!
Aşkım karşılıksızdı, bu yüzden, şüphelenilmekten kurtulamam!
Unrequited love!
Karşılıksız aşk!
I should be sorry to think that my grand passion was totally unrequited.
Aşkımın tamamen karşılıksız olduğunu düşünmek bile çok kötü.
Unrequited passion!
Karşılıksız tutku!
Oh, now, there's only one kind of love that lasts that's unrequited love.
Artık devam edebilen tek bir aşk var. Karşılıksız aşk. Sonsuza dek seninle kalan aşk.
The crash site of unrequited love.
Karşılıksız aşkın enkaz alanında.
I'm the object of a young poe  s unrequited love.
Genç bir şairin karşılıksız aşkının nesnesiyim.
I Iove my master, and would not have him suffer unrequited love.
Efendimi seviyorum ve onun olmaması gereken bir aşktan acı çekmesini istemem.
I won't allow your love to go unrequited, not like mine.
Aşkının çaresizce tükenmesine izin vermeyeceğim, benimki gibi olmayacak.
Who should appear but the unrequited love of my college years Mimsie Bancroft.
Kolej yıllarımın karşılıksız aşkı ortaya çıkmalıydı Mimsie Bankcroft.
Randy, the unrequited love-slave of Sidney Prescott.
Ben Randy, Sidney Prescott'un platonik aşk kölesi.
Well, I guess that's one way to deal with unrequited love, huh?
Galiba karşılıksız bir sevgiyle başa çıkmanın tek yolu bu.
All love is unrequited, Stephen.
Tüm sevgiler karşılıksızdır, Stephen.
"All love is unrequited."
"Tüm sevgiler karşılıksızdır."
There's also jealous love, and unrequited love, and tragic love...
Ayrıca kıskanç aşk, ve karşılıksız aşk, ve trajik aşk vardır.
She closed her eyes and tried not to think about it... but even in darkness... one thing was as clear Eleanor as the light of day... she now felt responsible for Roger's unrequited love.
Gözlerini kapayıp bunu düşünmemeye çalıştı. Ama karanlıkta bile gün gibi açık bir şey vardı : Roger'in karşılıksız aşkından kendini sorumlu tutuyordu.
It was unrequited.
Karşılıksızdı.
The man's experienced unrequited love for the better part of three years and now that he finally has her he wants to know why he should celebrate their anniversary.
Adam üç yıl boyunca karşılıksız bir aşk yaşadı ve nihayet onu elde ettikten sonra neden ay dönümlerini kutlaması gerektiğini soruyor.
So, it was unrequited?
- Yani, istegi karsiliksizdi.
Well, you picked the unrequited variety.
Sen karşılıksız olanını seçtin.
- I've had enough unrequited love for one evening, okay?
- Bir gece için yeterince karşılıksız aşk gördüm.
Signora Malena, a more capable person than me... wrote that the only truelove is unrequited love.
Bayan Malena, benden daha yetenekli birisi... gerçek aşkın karşıIıksız aşk olduğunu söylemiş.
Recently, you and I spoke about unrequited feelings... -... that a certain someone- -
Geçenlerde seninle, bir kişinin karşılıksız duygularından konuşmuştuk.
And how those unrequited feelings expressed themselves in the form of a kiss.
Ve bu karşılıksız duygular, kendini bir öpücük şeklinde ifade etti.
They're not. Unrequited, that is.
Bu duygular karşılıksız değil.
It will rise up and fill with hope, the souls... the unrequited needs ofthe black proletariat.
Ruhlarımızı kaldıracak ve ümit ile dolduracak... ezilmiş zenci işçilerimizin buna ihtiyacı var.
In a few days you'll have a beautiful baby to smother with all your unrequited love.
Birkaç gün içinde saf sevginle saracağın güzel bir bebeğin olacak.
Right. 51,563 minutes of unrequited love.
Haklsın, 51563 dakikadır karşılıksız aşktayım.
And then, of course, the guy with all the money who's got all the possessions and all the money in the world and is on the verge of suicide all the time because his feelings are unrequited in love.
Ve bu zengin adam dünya kadar parası ve malı olan bu adam her zaman intiharın eşiğindedir çünkü karşılıksız bir aşk yaşamaktadır.
True love never goes unrequited
Gerçek aşk asla başarısız olmaz.
Then, in a mysterious saga of unrequited love, he is challenged to a duel.
Daha sonra karşılığını alamadığı bir aşk destanında, bir düelloya davet edildi.
- Twenty years of unrequited foreplay.
- 20 yıllık ödüllendirilmemiş önsevişme.
I'm more of a fan of open-ended unrequited love. Okay, fine.
Ben daha çok açık-uçlu, karşılıksız aşkların adamıyım.
And I've always maintained you're harboring an unrequited homosexual crush on me.
Ve her zaman bana, karşılık görmeyen homoseksüel duygular beslediğini savundum.
Unrequited love affairs.
Karşılıksız aşkları vardı. Eşcinseldi.
It's called unrequited love.
Adı ; karşılıksız aşk.
And Peter, who generously posted the details of his unrequited gay love on neptunepirateship. com.
Ve Peter, sevdiği erkeğe aşkını bir internet sitesinde itiraf etmiş gay aşığmız.
It's got unrequited duckie love written all over it.
Karşılıksız aşkını her yerine yazmış.
Are dyslexia and unrequited love infectious?
Disleksi ve karşılıksız aşk bulaşıcı mı?
I'd take that over unrequited longing anytime.
Böyle bir karşı konulamaz isteği tercih ederim.
So that your unrequited love will bear fruit.
Böylece karşılıksız olan aşkın meyvelerini verecek.
After all, once Lana's off the market all those years of unrequited pining... may actually pay off.
Ne de olsa, Lana engeli ortadan kalkınca, yıllar süren karşılıksız umutların, en sonunda meyvesini verecekti.
You know, the unrequited lust that's been hanging over our heads for what seems like forever. - I just don't want things to be awkward between the two of us, you know? - Rodney!
Çok uzun zamandır, bizi oyalayan karşılıksız ihtirası biliyorsun.
And unrequited love...?
Peki, başarılı bir aşk hikâyeniz oldu mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]