Unsellable tradutor Turco
7 parallel translation
We reject all the outsized, green ones, and stones, the cut or damaged ones. Because they're unsellable.
Büyük, yeşil, sert, kesilmiş ve zarar görmüş olanları atıyoruz.
Trouble was, according to Theo, they were unsellable, dense, clotted, murky things.
Lakin sorun şu ki, Theo resimleri baştan savma ve kasvetli olarak görüyordu.
Van Gogh's version of nature would always be earthier, clumsier, smellier, truer and still unsellable.
Van Gogh başkalarından daha doğal ve içten olmayı istiyordu. Ve hâlâ dizginlenemezdi.
- It's soiled, it's unsellable.
- Kirlenmiş, satılamaz.
I think your exact words were contrived, boring, unsellable?
Kullandığın kelimeler yapmacık, sıkıcı tutmazdı.
Behold, the unsellable house.
Kolla kendini satılamayan ev.
Unsellable, right?
Unsellable, değil mi?