Unsurprisingly tradutor Turco
31 parallel translation
Well, we start, unsurprisingly, with research.
İşe her zamanki gibi araştırmayla başlayacağız.
There's a small gap in the force-field, which unsurprisingly, is the key to it's access
Güç alanının içinde küçük bir boşluk açtı, bu da beklendiği gibi, onun girişine anahtar oldu.
Unsurprisingly, Himmler got his way.
Sonunda, Himmler'in dediği olmuş ve kimse bunu sürpriz olarak karşılamamıştı.
Unsurprisingly, I am Tott. Or Tottie.
Şaşırma ama, benim lakabım Tott veya Tottie.
Squeaky, squeaky, squeaky! Unsurprisingly, by age 24, Homer's dreams of wealth had not come to fruition.
Homer, 24 yaşındayken, hiçte şaşırtıcı olmayan bir şekilde zengin olma rüyasına kavuşamamıştı.
Because, unsurprisingly, it's you I want to talk to.
Çünkü, hiç şaşırtıcı olmayan şekilde, konuşmak istediğim sensin.
- Me and the other McKay, who, unsurprisingly, is a genius.
- Ben ve dahiliği süpriz olmayan diğer McKay.
Perhaps unsurprisingly, the U.S. Government passed on that one.
Belki de şaşırtıcı olmayan bir şekilde, ABD Hükümeti bunu es geçti.
Unsurprisingly all this attention bothers the sharks and they head back to the blue water, leaving the residents of the reef to resume life as normal.
Beklendiği gibi tüm bu ilgi köpek balıklarını rahatsız ediyor ve resif sakinlerini kendi hallerine bırakıp mavi sulara geri dönüyorlar.
Unsurprisingly, there's nothing about dark man in here.
Burada karanlık adamla ilgili bir şey olmamasına şaşırmadım.
Unsurprisingly, the girls'hotel was nicer than our hotel.
Hiç şaşırmadık ama kızların kaldığı otel bizimkinden çok daha güzeldi.
A lot of people have been talking about its roof, unsurprisingly.
Normal olarak, çoğu insan tavan hakkında konuşuyor.
Unsurprisingly, I've been busy.
Beklendiği gibi meşguldüm.
You're a born radical... unsurprisingly.
Doğuştan radikalsin buna hiç şaşırmıyorum.
The eggs together are worth much more than the sum of their parts, so unsurprisingly, the Devilles have made repeated attempts to buy the Lucien egg, but Josh Tenguiz simply isn't interested.
Yumurtalar birlikteyken parçaların toplamından çok daha fazlası ediyor, şaşırtıcı olmayan bir şekilde Deville'ler Lucian yumurtasını almak için tekrarlanan girişimlere bulunmuşlar, ama Josh Tenguiz ilgilenmemiş.
Unsurprisingly, this provoked the wrath of God.
Normal olarak bu durum, Tanrı'nın gazabını uyandırdı.
Unsurprisingly, Jerry sends a lot of annoying emails.
Tahmin edilebileceği gibi, Jerry bir sürü sinir bozucu mail atar.
Unsurprisingly, I guess.
Beklendiği gibi, Sanırım.
Well, surprisingly, beans brought ketchup in for a meeting at the agency and everyone got excited, and then unsurprisingly he sent ketchup out of the room and told everyone it was just for show.
Sonra, ilginç şekilde beans ketchup'ı ajansla bir görüşme için getirmiş ve herkes heyecanlanmış. ve yine ilginç şekilde ketçap'ı dışarı gönderip herkese bunun sadece bir şov olduğunu söylemiş
Your mother was, unsurprisingly, doing a little backseat driving on the way from the airport.
Annen hiç şaşırtmayacak bir şekilde havaalanından gelirken arka koltukta oturdu.
Al-Qaeda unsurprisingly, tend to congregate with Al-Qaeda or associated forces.
El-Kaide, normal olarak, El-Kaide'yle veya ilgili güçlerle toplanma eğilimindedir.
Unsurprisingly a dead end.
Ne yazık ki sonuç çıkmadı.
Well,'cause it's a relatively new practice, and unsurprisingly, no legislation's been written yet.
Çünkü diğerlerine nazaran yeni bir teknik ve şaşırtıcı olmamakla birlikte bunun için bir kanun yazılmadı.
Unsurprisingly, Carter and Devin have lawsuits already pending, anyway.
Tahmin edeceğiniz gibi, Carter ve Devin'in askıya alınmış bir davaları var zaten.
Unsurprisingly, Adam hadn't been subtle with his choice.
Beklenildiği gibi Adam seçimiyle ince zekasını yansıtamamıştı.
Unsurprisingly, I've been promoted above you.
Beklendiği gibi senin üstün olarak terfi ettim.
Unsurprisingly, I failed, and you made fun of me, ruthlessly.
Beklenmedik şekilde becerememiştim. Sen de benimle kafa bulmuştun. Hem de ne biçim.
Unsurprisingly, James had decided to adopt a policy of no knocks at all.
Normal olarak, James hiç çarpmadan gelmeye karar verdi.
In France, Georges Leblanc stays in prison, unsurprisingly.
Fransa'da Georges Leblanc beklenildiği gibi hapiste kalacak.
And yet, unsurprisingly, those who've been bullied are more than likely going to become bullies themselves.
Hiç de şaşırtıcı olmayansa zorbalığa maruz kalanların zorba olma ihtimalinin yüksek olması.
"Unsurprisingly, there have already been calls " for the mayor's resignation.
Beklenildiği gibi, belediye başkanının istifasını talep eden birçok çağrı yapıldı.