Unwrapped tradutor Turco
85 parallel translation
Yeah, but she sure unwrapped them when she got on safe footing'.
Evet ama ayakları yere sağlam basmaya başladığında kollarını çözdü.
I done unwrapped it for you.
Senin için açtım.
Part of a Scotch castle that needs to be unwrapped.
Bir İskoç şatosundan parçaları... Ama açılmamış bile.
Bales of fireproof canvas, 58,000 pounds of it, are hauled out, unwrapped, rolled out, stretched, laid on the ground, where it lies like the skin of a mighty dismembered giant, waiting for some magician
58 bin kg lık malzeme parça parça monte edilir, gerilir ve dikilir Sonunda parçalanmış dev bir makinanın onu bir araya getirecek ve ona hayat verecek sihirbazın gelmesini bekleyen, Organlarının toplanması ile yekpare hale getirilir,
I'll get that new roll from St. Louis. Ain't even unwrapped it yet.
Saint Louis'den gelen yeni ruloyu alayım, daha açılmadı bile.
And find myself being unwrapped by someone just like you, Myra.
Hem de kendimi senin gibi biri tarafından paketten çıkarılmış bulmak isterdim, Myra.
Next week, you'll see these bandages unwrapped, and you'll get a good, close look at the face beneath them.
gelecek hafta bu açılmamış bandajı olan birini göreceğiz, ve iyi anlamaya çalışıp yakından bakarsak... bu garip gezide neler bulacağımızı göreceğiz.
My uncle and I unwrapped them after the exhibit.
Sergiden gelince, dayımla birlikte paketleri açtık.
I thought my face was just wrapped up, when they unwrapped it, I could- -
Düşünmüştüm ki, açtıklarında ben...
I think it's a nice security in a bank vault... what could be unwrapped in 15 years again.
Bence tablolar şimdi iyi korunan bir bankanın kasasında... 15 sene paketini açmadan bekleyecekler.
Better unwrapped
Daha iyisi var, ambalajsız.
When they unwrapped the chopsticks to be used by the Chinese guests the packages were clearly stamped "Made in Taiwan."
Çinli misafirlerin kullanacagi yemek çubuklarinin paketlerinde... okunakli bir sekilde "Tayvan Mali" yaziyordu.
She'd be on her back... before you'd unwrapped the first bunch of flowers.
Daha ilk buket çiçeği aldığında... sırtüstü yatıp bekleyecektir.
- I unwrapped it!
- Ben çıkardım!
If one piece of candy gets past you and into the packing room unwrapped, you're fired!
Şayet bir parça şeker paketlenmemiş olarak bu odadan çıksın, kovulursunuz!
When the chaplain said "You may now kiss the bride," instead of lifting the veil, the doctor unwrapped the gauze.
Papaz "gelini öpebilirsin" dediği zaman, duvağı kaldırmak yerine doktor tüm sargılarımı çıkardı.
It just got unwrapped last week when I learned you helped your client hide community property that I can claim for my client.
Tekrar açılalı bir hafta oldu. Müvekkiline ortak mülkün saklanması için yardım ettin. Ben de kendi müvekkilime yardım edeyim dedim.
It's a gift but you have it too, I just unwrapped it for you.
Bu bir armağan ve sende de var, ben sadece ambalajını açtım.
Let's get this bird unwrapped!
Haydi şu kuşu açalım!
Except for you chicks, who will soon be unwrapped.
Sizin dışında bayanlar, yakında iğrenç olmayacaklar.
So isn't it time you unwrapped your present?
Peki hediyeni açma zamanı gelmedi mi?
I'VE BEEN LECTURING MY KIDS FOR WEEKS NOT TO TAKE UNWRAPPED CANDY.
Çocuklarımla haftalardır ambalajsız tatlı almamaları için konuşuyorum.
BUT, YOU KNOW, JEAN, THEY TRAIN THE KIDS NOT TO TAKE UNWRAPPED FOODSTUFFS.
Ama biliyorsun Jean, çocukları ambalajsız yiyecek almamaları için tembihliyorlar.
Oh! It's already unwrapped.
Bu hediye çoktan açılmış.
Wait, these gifts look like they've been unwrapped and then wrapped again.
Bu hediyelerin bir bölümü yeniden paketlenmiş gibi.
She couldn't wait to see if Trey's package was unwrapped.
Trey'in paketinin açılıp açılmadığını görmek için sabırsızlanıyordu.
I've unwrapped this one now.
- Elime şu anda gelen bu.
I just unwrapped my head.
Kafamdaki bandajı yeni çözdüm.
Even very complicated shapes can be unwrapped to become much simpler from a topological point of view.
Hatta çok karmaşık şekiller bile topolojik bir bakış açısıyla açılıp basit bir hale indirgenebilir. Ama bir simiti sürekli olarak bir topa dönüştürmenin hiç bir yolu yoktur.
He unwrapped each individual soap bar and tied the bag off with the sash cord.
Sabun kalıplarının ambalajını tek tek açmış.
Reach into Larry's pocket for an unwrapped mint?
Ben mi Larry'nin cebinden açılmamış naneyi alayım?
I pick up the phone, and all I hear is breathing and the crinkle of a candy being unwrapped.
ve açılan bir şeker paketinin buruşturulma sesi.
Alright, fellows, let's get it unwrapped.
Pekâlâ beyler, haydi açalım.
Any gum at all - wrapped, unwrapped - anywhere?
Evet...
I am merely imagining his disappointment if he were to find that his gift had already been unwrapped.
Ben yalnızca onun hayal kırıklığını düşünüyorum. Eğer, hediyesini bulduysa çoktan çözülmüştür.
I found this bill in the middle of an unwrapped bundle.
Açılmamış bir destenin ortasındaki banknotta buldum.
He unwrapped them.
Jelatinlerini çözdü.
And we came down, and there was mom under the tree, Passed out drunk in the middle of all of our unwrapped toys.
Aşağı indiğimizde, annem ağacın altındaydı, açılmamış oyuncaklarımızın üzerinde sızmıştı.
I mean, all I've got is an unwrapped piece of gum and an advil stuck to a penny.
Yanımda da sadece bir parça sakız ve madeni paraya yapışmış ağrı kesici var.
No unwrapped candy.
Açık şekerleme yemek yasak.
It's not unwrapped, so you can still return it.
Daha paketi açılmamış, iade edebilirsiniz.
# Where Ma Raney and Beethoven once unwrapped their bed roll #
Raney Ana ile Beethoven eskiden açmıştı kırmızı bohçalarını
I unwrapped him.
Onu soydum.
" over the sounds of presents being unwrapped.
" paketi açılan hediyelerin sesinde.
I couldn't just leave it, so I unwrapped it.
Onu öylece bırakamadım, ben de onu açtım.
You still unwrapped it like a drunk monkey.
Deli danalar gibi üzerime saldırırken iyiydi ama.
And one of you is just a big box of failure Waiting to be unwrapped.
İçinizden birisi, açılmayı bekleyen kocaman bir başarısızlık kutusu gibi!
Yes, but the bandages only unwrapped once the man trapped inside was dying.
Evet ama sargılar ancak içindeki adam ölünce açılıyor.
We haven't unwrapped our secret weapon yet. Luke walks over there, "hurt locker" - style, Flips the switch, and boom!
Luke "Tetikçi" filmindeki gibi usulca yaklaşır düğmeyi çevirir ve güm!
You don't give a gift unwrapped.
Hediye paketsiz verilmez.
I just spent three hours going door-to-door trying to sell unwrapped meat to restaurants.
Gurur mu? Son üç saatimi kapı kapı dolaşarak restoranlara paketsiz et satmaya çalışarak harcadım.