Up the stairs tradutor Turco
1,200 parallel translation
Get up the stairs.
Buzdolabında. - Yukarı çık.
Up the stairs!
Road Runner!
You ran up the stairs, crying.
Basamakları ağlayarak çıkıyordun.
So me and my partner bolt up the stairs, somebody is screaming bloody murder...
Ortağım ve ben merdivenlerden fişek gibi fırladık, birileri cinayet var diye bağırıyordu...
We didn't even make it up the stairs.
Üst kata kadar bile dayanamadık.
Go up the stairs and have a look at it.
Yukarı çıkıp bak. Sonra...
She came home from Bobby's and she was going up the stairs.
Bobby'den gelmişti ve yukarı çıkıyordu.
The ducal robes of fur sweep up the stairs of state with a rustle of lost illusions and regret.
Nasıl ki düklerin mantoları, geride kalanları sürükleyerek yükselir biz de öyle yükseliriz. Fakat her basamakta arkadan gelir pişmanlık ve hüzün.
Yesterday when you came back from your walk with Carl, you went up the stairs, you talked to Floyd,
Dün Carl'la yürüyüşten dönünce yukarı çıktın, Floyd'la konuştun,
But if, indeed, you find him not within this month... you shall nose him as you go up the stairs into the lobby.
Ama şu bir ay içinde bulamazsanız, merdivenlerden çıkıp salona gecerken kokusunu alabilirsiniz.
He's going up the stairs.
Yukarı çıkıyor.
Right up the stairs.
İşte geldik, beyler.
When she wore a mini-skirt, she'd cover her bottom going up the stairs.
Mini etek giydiğinde, merdivenlerde arkasını örterdi.
Up the stairs, that way!
Bu tarafta, üst katta!
He trolled up the stairs in a little huff and the three of us laughed at him until dawn.
Bud öf çekerek merdivenlerden çıktı. Üçümüz şafağa kadar ona güldük.
Take the back way, go up the stairs to the shower... run it hot until it's all gone and you've sweated the liquor out.
Geriye dön, merdivenlerden çıkıp duşa gir, koku gidene kadar sıcak suyu aç. Böylece likörü terleyerek atmış olursun.
You see a figure coming up the stairs.
Merdivenlerden çıkan birisini gördün.
Scrooge made his way up the stairs, caring not a button for the darkness.
Scrooge merdivenlerden yukarı çıktı karanlıkta ışığı pek önemsemiyordu.
My men'll go up the stairs when the first shots are fired.
İlk atıştan sonra adamlarım merdivene çıkar.
Go down the hall, make a left, go up the stairs... and make a right.
Koridordan aşağıya git, sola dön, merdivenlerden yukarı çık... ve sonra sağa dön.
Up the stairs, fifth door on the right.
Yukarıda, sağdan beşinci kapı.
You'll take a right here, shoot down the alley and up the stairs.
Buradan sağa sapın, doğru gidin... -... merdivenden yukarı çıkın.
Bobo, start up the stairs.
Sen yukarı çıkmaya başla!
Go up the stairs!
Merdivenlerden yukarı çık!
Could a tenant have gone up that elevator, even up the stairs for that matter, without being noticed by any number of workmen?
Bir kiracı fark edilmeden servis asansörü ya da merdiveninden... - yukarı çıkabilir mi? - Olabileceğini sanmıyorum.
Go up the stairs.
Üst kata çık.
You think I don't hear you coming up the stairs?
Yukarıya geldiğini duymadığımı mı sanıyorsun?
- Up the stairs, Mrs. MacKenzie.
- Üst katta Bayan MacKenzie.
Could you boys help me home and up the stairs and into my bedroom and out of these uncomfortable clothes?
Siz gençler, evime gidip rahat kıyafetler içinde yatağa girmeme yardım edebilir miydiniz acaba?
Up the stairs, wherever they are.
Merdivenlerin yukarsına, artık nerdeyseler.
Back up the stairs. Back up the stairs.
Merdivenlerden yukarı.
Head up the stairs.
Merdivenlerden çıkın!
I put the sack of plaster there, and go up the stairs.
Alçı çuvalını alıp, yukarı çıkıyorum.
You should see her scramble up the stairs when Maris rings!
Martha da 78 yaşında. Ve Maris küçük zili çaldığında merdivenleri nasıl çıktığını görmelisin.
Would you be kind as to insult me up the stairs, please?
Lütfen, benimle üst kata çıkma nezaketini gösterir misin?
Oh, well, the important thing to remember is I'm going up the stairs, up the stairs.
Neyse, hatırlamam gereken önemli şey ben üst kata çıkıyorum Üst kata çıkıyorum, Üst kata...
Oh, yeah. Up the stairs, up the stairs.
Tabi ya, üst kata, üst kata.
- Now, help me carry her up the stairs.
- Şimdi, kızı yukarı taşımam yardım edin.
I think... Do you know where 3B is? Up the stairs and to your left.
- Yukarı çık, sola dön.
Up the stairs, end of the hall.
Merdivenlerden çıkın, koridorun sonu.
The Commission would have us believe that after firing three bolt-action shots in 5.6 seconds Oswald then leaves three cartridges neatly side-by-side in the firing nest wipes fingerprints off the rifle, stashes it on the other side of the loft sprints down five flights of stairs past Victoria Adams and Sandra Styles who never see him then shows up, cool and calm, on the second floor in front of Patrolman Baker.
Biraz daha şampanya içelim mi? Ya Gizli Servis ve polisler ne olacak? İyi bir plan yapılırsa sorun olmaz.
And in the living room, it's got these switchback stairs that go up to a loft.
Oturma odasında da çapraz merdivenlerden var, oldukça eğimli olanlarından.
Two agents will escort Rane up the boarding stairs.
İki adamım Rane'i merdivenlere götürecek.
He's heading up the stairs!
Çatıya doğru kaçıyor.
Going up and down the stairs to meet you.
Seninle gOrüsmek için merdivenleri çikip inmesi falan.
All of us like stairs, one step after another, going up, going down, but always going the same way.
Hepimiz basamaklar gibiyiz, birinden diğerine bir adım, yukarı, aşağı. fakat daima aynı yolda gidiyoruz.
So all I have to do is show any apartment that's vacant change light bulbs, sweep the stairs once a week pick up rent checks.
Bütün yapmam gereken boş daireleri göstermek... ampulleri değiştirmek, haftada bir merdivenleri süpürmek... kira çeklerini toplamak.
Up the stairs.
Merdiveni çık.
I walk up the stairs, I open the apartment door.
Merdivenlerden yukarı çıkacağım.
And slowly, very slowly, they climbed up to the top of the stairs.
Ve yavaş, ama çok yavaş bir şekilde merdivenin en üst basamağına tırmandılar.
I picked you up off the stairs last night outside.
Dün gece seni dışarıdan merdivenden aldım.