English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ U ] / Upheld

Upheld tradutor Turco

130 parallel translation
This decision has been upheld by the Court of Appeals.
Bu karar Yargıtay tarafından onandı.
When one has my position, dignity must be upheld.
İnsan benim gibi konumda olunca, saygınlığına dikkat etmeli.
The conviction was upheld.
Mahkumiyeti onayladı.
His case was reviewed by the Supreme Court... and the conviction was upheld.
Davası Yargıtayca incelendi ve mahkumiyet onaylandı.
There but a touch of my hand and you shall be upheld in more than this.
Elime bir kez dokunmanla daha da yükselebilirsin.
I don't know if the dignity of this court can be upheld with these galluses.
Giydiğim pantolon askıları mahkemenin saygınlığına uygun mu bilemiyorum.
I say that if this law is not upheld, this boy will become one of a generation shorn of its faith by the teachings of godless science.
Eğer bu kanunun arkasında durmazsak bu çocuk, tanrı tanımaz bilimin öğretilmesiyle inancını kaybetmiş jenerasyonun bir üyesi olacak!
Contrary to certain propaganda, respect for the church will be restored and upheld as before.
Bazı propagandaların tersine kiliseye saygı yeniden sağlanacak ve eskisi gibi sürecek.
Case appealed, judgment upheld.
Dava temyize girmiş, karar onanmış.
But your action will lead to nothing if it isn't upheld by a group, a class, by many men and women who agree entirely and will pay...
Bunun tek yolu, arkanızda sizi destekleyen bir topluluğun, bir sınıfın bu davaya kendini adamış, her bedeli ödemeye razı çok sayıda insanın olması.
- Some heroism! - The king needs the law upheld.
Kral, yasa ve düzen istiyor, kahramanlık değil.
I'd have upheld the law.
Kanunlara uyardım.
Almighty God, Father of the whole family in heaven and on earth stand by those who sorrow that on your strength, they may be upheld and believe the good news of life beyond life through Jesus Christ, our Lord.
Herşeye kadir Tanrım, cennetteki ve dünyadaki bütün ailelerin babası acı çekenlerin yanında ol sen güç verirsen, buna dayanabilirler ve hayatın güzelliklerinin devam ettiğine inanabilirler... Efendimiz Yüce İsa adına, amin.
"Lt. Roscoe has upheld the highest traditions of the marine corps... "... and of the united states naval service. "
Teğmen Roscoe Birleşik Devletler Deniz hukukuna ve Deniz Kuvvetleri'nin geleneklerine her zaman bağlı kaldı.
The law will be upheld.
Kanunlar uygulanacak.
You know very well that we have certain rules here... at the school and they must be upheld.
Okul kurallarımızın ne kadar net olduğunu biliyorsunuz. Aynı şekilde de devam etmelidir.
- Upheld.
- Kabul edildi.
The Supreme Court has upheld the sentence.
Yargıtay hükmü onaylamıştır.
The court upheld it and passed judgement.
Mahkemenin öngördüğü bu. Yargı kararı var.
I merely expect your end of our contract to be upheld.
Anlaşmanın sizin üzerinize düşen kısmını yerine getirmenizi bekliyorum sadece.
Well, you've certainly upheld your end of the bargain.
Sen üstüne düşeni yaptın.
The same principles were upheld in the American colonies.
Biz konuşmanıza gerçekten izin veriyoruz, herhangi bir düşünce kontrolü göremiyorum.
He questioned conformity in private... but in public he upheld family and tradition.
Özel hayatında biteviyelikten hoşlanmazdı... ama toplum içinde aileyi ve gelenekleri ön planda tutardı.
To be upheld by what court?
Anlaşmazlıkta hangi mahkeme bakacak?
We will always remember how he bravely upheld the ideals of Camelot.
Camelot'un ideallerini nasıl cesurca koruduğunu daima hatırlayacağız.
A federal court today upheld a new state law that requires sex offenders released from prison to register with local police.
Federal Mahkeme bugün yeni bir yasayı onayladı, buna göre serbest kalan cinsel suçlular yerel polise kayıt yaptıracaklar.
Prosecutors are confident Judge Kaufman's death sentence will be upheld by the highest court in the land.
Savcılar yargıç Kaufman'ın verdiği ölüm cezasının bir üst mahkemece tasdik edileceğini söylüyorlar.
The petition of grievance against you... by Mr. Redding has been upheld.
Bay Redding tarafından aleyhinize açılan dava görüşüldü ve bir karara bağlandı.
On one hand, Rubin Carter has submitted a document... alleging racial prejudice... coercion oftestimony and withholding ofevidence. On the other hand... Mr Carter was tried twice... by two differentjuries... and those convictions were subsequently upheld... by the NewJersey State Supreme Court.
Bir tarafta Rubin Carter'ın sunduğu ırkçılık yüzünden suçlandığı, kanıtların saklanması ve yalan ifadelerle ilgili belgeler var, diğer tarafta ise Bay Carter'ın iki farklı jüri tarafından yargılandığı ve bu yargılama sonucunda New Jersey üst mahkemesinin...
We have upheld our end of the bargain, NamTar.
Anlaşmamızın bize düşen kısmını yerine getirdik NamTar.
Everybody upheld a code of silence.
Herkes susma kuralına uyardı.
And the causes of action against Pacific Gas and Electric are upheld.
Pasifik Gaz ve Elektrik'e karşı suçlamalar hala geçerli.
Our laws have been upheld.
Kanunumuza göre yasa yerine geldi.
However, in light of unpredictable events, the sting still upheld.
Ama beklenmeyen olaylar sonucu operasyon devam etti.
The Supreme Court in Kansas v, Hendricks upheld States'rights to commit sexual predators after their prison sentences.
Kansas Yargıtay'ında Hendricks, cinsel suçluları hapis cezaları dolduktan sonra akıl hastanesine yatırma yasasını onaylamıştı.
AII of it upheld in court.
Hepsi mahkemede geçerliydi.
Your Honor, reasonable deception on the part of the police has been upheld by the Supreme Court.
Polisin uyguladığı makul aldatmayı temyiz mahkemesi kabul eder.
And then when the appeal was upheld and they ordered a retrial, I...
Ve sonra temyiz duruşması yapıldığında ve mahkeme yeniden yargılamaya karar verdiğinde, ben...
The appearance of the law must be upheld.
Yasanın görünüşü desteklenmeli.
You have broken the tapu of this school... on this marae, the one place where our old ways are upheld.
Bu yöre eski geleneklerimizin sürdürüldüğü tek yer.
A decision subsequently upheld by the High Court.
Daha sonra Yüksek Mahkeme tarafından da onaylanan bir karar.
Objection upheld.
Kabul edildi.
My lord, I've upheld my end of the bargain.
Lordum. Ben anlaşmanın benim olan kısmına sadık kaldım.
Canada and Europe have upheld the ban on rBGH.
Kanada ve Avrupa RBGH yasağını onayladılar.
Well, i upheld my end and so did hunter,
Ben üzerime düşeni yaptım. Hunter da yaptı.
Sir, my humble motion... .. is that the monarchy... be upheld..... and this meddlesome and fractious bill be thrown out forever.
Bayım, mütevazi teklifim şu kralın tarafının tutulması ve bu saçma dilekçenin atılmasıdır.
The court of appeal's upheld a lawsuit by the ACLU on behalf of the families.
ACLU tarafından açılan davada, 9. Temyiz Mahkemesi ailelerin lehinde karar verdi.
Upheld.
Kabul edildi.
Isn't he the one who upheld the firing of that gay elementary teacher?
O, gay ilkokul öğretmeninin kovulmasını destekleyen yargıç değil mi?
- They upheld your appeal?
- Kazandın mı? Vay canına.
Now, there are some of you who have upheld this contract.
Kontrata uyabilen sadece birkaç kişi var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]