Used tradutor Turco
105,120 parallel translation
Thirty years ago, this pretty little wolf come to town, with instructions for all them folks who wasn't who they used to be.
30 yıl önce bu güzel kurtçuk kasabaya gelip eski hâllerinde olmayan insanlara bazı talimatlar verdi.
I used to hate being his son.
- Eskiden oğlu olmaktan nefret ederdim.
Look... your dad used to keep a place over on Shadow Lane.
Bak babanın Shadow Lane'in orada bir evi vardı.
Oh, my dad used to point this at my mom when he'd get really pissed at her.
Babam eskiden anneme çok kızdığında bunu ona doğrulturdu.
Not all used up.
Bitkin değildi.
You should've used a regular bomb.
Evi tümden ateşe versen daha iyi olurdu.
I used to believe I was good at something.
Bir konuda çok iyi olduğumu düşünürdüm eskiden.
- I'm used to it.
- Buna alışığım. Merhaba!
Long ago, we used to search for thrown away beedi stubs without anyone seeing, and share it among ourselves.
Uzun zaman önce, çöplerden izmarit arardık gizli gizli ve aramızda paylaşırdık.
Even though I invested, I never used to come here.
Normalde, yatırım yapmış olsam da buraya gelmezdim.
Long back, when I used to go for purchasing, while we were staying in a rented house, I used to try out some recipes which your mom wrote for me.
Uzun süre kirada oturduktan sonra satın aldığım evde annenin benim için yaptığı yemek tariflerini kullandım.
I also used to be a tailor.
Ben de terziydim. Uzun zaman oldu.
I want to point to the sky, at another planet, and say, "I used to live there."
Gökyüzünde başka bir gezegeni gösterip "eskiden burada yaşardım" demeyi istiyorum.
I saw a guy I used to work with at the Bureau.
Eskiden FBI ile çalışan bir adam gördüm.
Because I could deploy language from an early developmental stage, we all got really used to talking.
Bu sayede erken yaşta konuşmayı söktüm. Bizim evde eskiden çok konuşulurdu.
I do not appreciate being used.
Kullanılmayı hiç sevmem.
And thank God they didn't get a bomb off, but whatever operative they got in there, I think... was used to provoke the riot.
Neyse ki bomba patlatmadılar ama içeri soktukları casus her kimse ayaklanmayı kışkırttı.
Crowd's a little older than I'm used to, but... yes, they're a talkative bunch... that don't say much.
Alışkın olduğumdan daha yaşlı bir kalabalık var ama... evet, konuşkan insanlar fakat kayda değer bir şey söylemiyorlar.
I used to go to this cabin... up in Maine.
Maine'de gittiğim bir kulübe vardı.
So they may not be snatched from us and used to breed York heirs.
Böylelikle boyunduruğumuz altında olup, York varisleri yetiştiremezler.
Even the boy who used to take my messages for me has gone away.
Mesajlarımı getirip götüren çocuk bile ortadan kayboldu.
He believes you planned for Teddy to be snatched and used against us.
Teddy'nin kaçırılıp, bize karşı kullanılmasını senin plânladığını düşünüyor.
You used him as a prop.
Onu aksesuar olarak kullandın.
I used the toaster.
Ben tost makinasında ısıttım.
We used to go there all the time.
- Eskiden sık sık orada yerdik.
Those people up there are who we used to be.
- Eskiden olduğumuz insanlar bunlar.
The lawn jockey used to signal to slaves on the Underground Railroad if a house was safe.
Zenci bahçe süsü, Yeraltı Demiryolu Örgütü'ndeki kölelere evin güvenli olduğunu bildirirdi.
I've used the same basic interior set-up, but I've completely re-thought the armour plating, so that whatever those two have...
Aynı temel iç mekan ayarını kullandım, Ama zırh kaplamayı tamamen tekrar düşünmüştüm, Böylece her ikisi de ne olursa olsun...
I've used as my inspiration the armoured personnel carrier from Aliens, on the basis that if it can protect Sigourney Weaver from that metal bitey thing with teeth, it can keep me safe from Jeremy Clarkson and James May.
Ilham kaynağı olarak kullandım Aliens'in zırhlı personel taşıyıcısı, Sigourney Weaver'ı koruyabilirse,
"why didn't you buy a used Maserati?"
Neden kullanılmış bir Maserati almadın? "
I think it's because people believe if you buy the used, exotic Italian car for £ 8,000 it's going to break down all the time.
Sanırım insanların inandıkları için Kullanılmış egzotik İtalyan arabasını 8.000 £'a satarsan Her zaman parçalanacak.
You used to have a good sense of humour.
İyi bir mizah anlayışına sahiptin.
They're not pleased about being used as a brake.
Memnun değiller Bir fren olarak kullanılması hakkında.
Yeah, so what we can conclude from our exhaustive testing in the north of France is that if you buy a used Maserati, you have a 66 % chance of it working.
Evet, sonuçta ne sonuçlandırabiliriz Fransa'nın kuzeyindeki kapsamlı testlerimizden Kullanılmış bir Maserati alırsanız,
We used to love that.
Biz bunu severdik.
I guess from who I used to be, ways of thinking that generate assumptions about people and... well, androids.
Sanırım kişiliğimden dolayı, insanlar hakkında varsayımlar üreten düşünme biçimimden ve androidler hakkında.
Your years as a fugitive have hardened you, Ryo. I can see it. What happened to the idealistic young man I used to teach?
Kaçak yaşadığın yıllar seni katılaştırmış görebiliyorum eski idealist genç öğrencime ne oldu?
It's also possible in a more distant future beyond even our own, more Blink Drives are being created and used to travel through time.
Aynı zamanda bizim kendi zaman dilimimizden çıkıp diskler zamanda seyahati engelleyebilir.
Oh, he used to come over here all the time to play with the Shapiros'boy.
Eskiden buraya gelip Shaphiro'ların... oğluyla oynardı.
She identified and then exploited the same vulnerability I used.
Tanımlandı ve benim kullandığım hassaslığa erişebildi.
Shuttle us in, and I'll gain access using my station ID. Tabor used to send me all the time. The head of security was practically on his payroll.
Bizi oraya götürün, istasyon kimliğimle gireceğim Tabor beni oraya sürekli gönderirdi güvenlik şefinin maaşını o ödüyordu.
She'll experience the hidden memories like a dream. But I feel it necessary to point out that the equipment is not designed to be used this way.
Rüya görür gibi gizli anılarını keşfedecek ama söylemem gerek, bu ekipman bu şekilde kullanılmak için tasarlanmadı.
Blink Drive. They used it and screwed up.
Blink Drive kullandılar ve çuvalladılar.
You used the Blink Drive with unexpected results.
- Blink Drive'ı kullandın ve beklenmeyen sonuçlar çıktı.
Even if I wanted to help you, I can't terminate the lockdown. The Emperor used his personal command code.
Size yardım etmek istesem bile kilidi kaldıramam İmparator kendi özel şifresini kullandı.
We may have used it one too many times.
Birini çok fazla kullanmış olabiliriz.
A modulated tachyon pulse used as an interdimensional lifeline.
Modifiye edilmiş bir takiyon ışını boyutlararası halat olarak kullanılır.
Then you'll have lots of time to get used to things.
O zaman tüm bunlara alışmak için yeterince zamanınız olur.
My memory is not what it used to be.
Hafızam eskisi gibi değil.
Do I need to remind you that they used you and abandoned you?
Sana, seni kullandıklarını ve terk ettiklerini hatırlatmama gerek var mı?
They used you and abandoned you.
Seni kullandılar ve terk ettiler.