Varis tradutor Turco
680 parallel translation
In the absence of an heir of my blood... our constitution gives me the right to nominate for your approval... my successor.
Kendi kanımdan bir varis olmadığından yasalar, yerime geçecek kişiyi aday gösterme hakkını bana tanıyor.
A fine, bouncing, healthy heir.
İyi, gürbüz ve sağlıklı bir varis.
I expect you two to behave like love birds so Russia will have an heir to the throne.
Siz ikinizin çifte kumrular gibi olmanızı istiyorum böylece Rus tahtına da bir varis olacaktır.
Watching your wife won't give you an heir to the throne.
Karını izlemen sana taht için bir varis vermeyecek ama.
The madcap heiress. lsn't that what the papers usually call her?
Çılgın varis. Gazeteler ona böyle demiyor mu?
- Four varicose veins?
- Dört varis mi?
Mr. Cobb's the heir and the owner.
Bay Cobb mal sahibi ve varis biri.
- And how is the heir?
- Ya küçük varis nasıl?
He's the legal owner.
Yasal varis o.
- She's an heiress.
- O bir varis.
If it's just to produce an heir, good health is enough.
Sağlıklı olmak koşuluyla her kız bir varis verebilir.
If she produces an heir, it will bring happiness to all.
Ona bir varis doğurursa bu yalnızca kızınıza değil, size de mutluluk getirecek. Ve tabii ki bana, manevi babasına.
You are as good as a lady of the court already.
Senin durumunda, senden erkek bir varis doğurman bekleniyor. Özellikle senin rahatın yerinde olacak.
She as borne the heir to a great fortune
Matsudaira Klanı'na bir varis doğurdu.
I have received a letter
Klan'a varis mi? Haberi daha yeni aldım.
She is no longer needed having produced an heir.
Bu kötü. Varis doğduğuna göre, onun artık burada kalmasının anlamı yok.
I wish they'd forget the heiress business.
- Şu varis meselesini bir unutsalar keşke.
Though to be honest, if I'd inherited all that money I'm not sure I'd have had the character.
Ama dürüst olmak gerekirse onca paraya ben varis olsaydım karakter sahibi olur muydum meçhul.
Between you and me, there are no heirs.
İkimiz arasında varis yok.
I want an heir.
Bir varis istiyorum.
Heir?
Varis mi?
"Since you are completely unknown personally... " to either relatives or legal counsel in the United States... " it is necessary to establish your identity.
"Sizin Amerika'da, hem akrabalık hem de yasal varis olmak açısından" bilinen bir şahsiyet olmamanızdan dolayı " kimliğinizi belirlememiz gerekmekte.
And the man who brought them to Kelson's office, as Walker Hendricks... would be heir to $ 200,000.
Ve tüm bunları Walker Hendricks olarak Kelson'un ofisine götürecek ve böylece 200.000 dolara varis olacak bir adam.
And may the gods at long last give to Macedonia a legitimate heir to the throne.
Sonunda tanrılar Makedonya tahtına meşru bir varis ihsan edecek.
Our destination, Altair-4, is now visible on the main view plate.
Varis yerimiz Altair-4 şu anda ana ekranda görülebilmektedir.
So I cannot persuade you of the folly in naming Miki's son as heir to the throne of this castle?
Demek ki kalenin tahtı için Miki'nin oğlunu varis göstermenin ne kadar saçma olduğuna inandıramadım seni.
Someday, we must choose an heir.
Bir gün bir varis seçmemiz gerek.
There is no direct heir, my lady.
Doğrudan bir varis de yok, Leydim.
There is an heir.
Bir varis var.
His aunt, Marquise Barrino, died in 1928, leaving him sole heir.
1928'de ölen halası Marquise Barrino onu tek varis bırakmış.
- Don't mention. I got varicose veins.
- Sorma, ben de varis var!
These are varicose veins i didn't cure.
Bunlar cüzzam değil, varis.
The two may have wanted Yukiko Tashiro to be heir.
Belki de ikisi, planlayıp çocuğu varis olarak göstermek istediler.
There's a party who engineered this fraud to name Yukiko as heir.
Bu yolsuzluğu bir topluluk tezgahlamış Yukiko'yu varis olarak, kendi çıkarları doğrultusunda atamışlardır.
"The following parties must not be an heir."
"Aşağıdaki topluluklar, varis olarak atanamaz."
Then there's no heir.
Öyleyse, ortada varis kalmadı.
Purely legally speaking, Miss Miyagawa isn't the heir.
Hukuki olarak varis Bayan Miyagawa değil,
Your excellency, our misfortune is maybe, that Peter is the heir and not Catherine.
Ekselansları, bizim talihsizliğimiz belki de, Peter'in varis, Katerina'nın olmaması!
What better name for the heir to the throne of Rome.
Roma tahtına varis için daha iyi isim olamazdı.
Maybe, but we're going to dress you in the "upper class heir" look.
Seni üst sınıf bir varis gibi giyindirmemiz gerekiyor.
Who was rightful heir to the throne
En iyi varis olduğuna karar veremedi
Did you say your heir?
Varis mi dedin sen?
He's a respectable heir now.
O şimdilerde saygıdeğer bir varis.
- But try to be a good successor.
- Ama iyi bir varis olmaya çalış.
Maki had trouble bringing me up, and my father had trouble making me an heir.
Maki beni büyütürken, ve babamda beni bir varis olarak yetiştirirken çok sıkıntı çektiler.
How's it feel to finally have an heir?
En sonunda bir varis gelecek olması nasıl bir his?
What a sexy broad you've turned into!
Masaru varis olarak kaydoldu, değil mi ağabey?
We have all the trouble of raising children and once they've grown up, they do everything their own way.
Ona bir şey olursa, varis kalmaz. Oldu mu?
But, uh, also you'll produce me an heir... and, uh, then my mother will stop nagging me... about carrying on the Crawley tradition.
Yani bana bir varis verebileceksin o zaman annem de Crawley geleneğini sürdürmem konusunda başımın etini yemeyi bırakacak.
Maria was the only daughter of Gavrila Gavrilovich R., who made her the sole heir after his death.
Maria, Gavrila Gavrilovich R.'nın tek kızıydı, ve ölümünden sonra tek varis oldu.
Gavrila Gavrilovich died, leaving her heir to all estate.
Gavrila Gavrilovich öldü, bütün emlaklarına varis olarak bıraktı.