Veil tradutor Turco
1,353 parallel translation
We're here to pick up a veil for Alison Polette
Çavuşun merkezde böyle durumlar için bir lafı var :
As if a lead veil had been drawn across it.
Demirden bir peçeyle örtülmüşçesine.
No veil between me and the wheel of fire.
Ateş çarkıyla aramda hiçbir engel yok artık.
just like a veil to protect me and a shell to guard me
beni savunan bi kabuk gibi sessizliğime düşkün olmuştum.
Oh, when the veil of dreams has lifted
Oh, when the veil of dreams has lifted
And when the veil of dreams has lifted
And when the veil of dreams has lifted
Her wedding veil took on a life of its own and rebelled, and she had to claw her way out.
Çok üzücüydü, düğünle ölmek gibiydi.
And you know that woman can claw. It was so sad. It was like... near death by wedding veil.
Ne kadar trajik değil mi?
You don't wear a veil in town?
Şehirdeyken örtü takmıyor musun?
Veil your face and I'll take you.
Yüzünüzü örterseniz götürürüm.
Veil your face
Yüzünüzü örtün.
Don't remove your veil.
Örtünüzü açmayın.
Veil.
Peçe.
Veil your face.
Yüzünü ört.
Don't veil yourself. He is an old man.
Örtünmenize gerek yok, yaşlı bir adammış.
No one has ever seen his face uncovered, for he wears upon it at all times, even during public performances, a veil as black as night.
Henüz yüzünü açık açık gören olmadı. Halk konserleri de dâhil olmak üzere sürekli olarak, o gece kadar karanlık peçesini takıyor.
- Oh, yeah, and this veil is gorgeous.
- Evet. Duvağın da harika.
If you were expecting tears and a black veil, I'm sorry.
Gözyaşı ve siyah peçe beklediyseniz eğer sizi hayal kırıklığına uğrattım.
we will pierce the veil of secrecy, showing you these aliens as no one has witnessed them before.
Sır kadehini kıracağız, sizlere uzaylıların daha önce kimsenin tanık olmadığı gerçek yüzlerini göstereceğiz.
But I won't be needing a veil.
Ama bir duvak gerekmeyecek bana.
I don't need a pretty veil and a fancy dress.
Güzel bir duvak ve şık bir gelinlik gerekmez.
Seeing as he's your patient and you're a surgeon, gosh, I was hoping that if you two hens have an extra moment between choosing centre pieces and deciding exactly how you're gonna attach that veil onto baldy's head, it would just be super-de-duper if you could peek in and give him the old lookie-Ioo, wouldn't it?
Senin hastan olduğuna göre ve sen de cerrah olduğunda göre, siz iki tavuk, düğün masası aksesuarlarını seçmek ve kel kafanın kafasına başörtüsünü nasıl bağlayacağını düşünmek yerine gelip hastamızı kontrol ederseniz, ne güzel olur, değil mi?
Let's lift the veil of mystery.
Sır perdesini kaldıralım.
The women of the western tribes no longer wear the veil.
Batılı milletlerin kadınları, artık peçe takmıyor.
I believe this is your veil
Bu da senin yaşmağın olmalı.
Is the veil too much?
Duvak çok mu abartılı?
And a veil.
Ve peçe.
Kindly identify yourself. Remove your veil.
Kendinizi tanıtın, peçenizi kaldırın.
I said kindly remove your veil.
Peçenizi kaldırın, dedim.
Bertha Veil loved the nudes so much... she wants to hang everything you have.
Bertha Veil nüleri çok beğendi... Seninkilerin hepsinin asıImasını istiyor.
Bertha Veil is giving you your very own one-man show.
Bertha Veil sana bireysel bir sergi imkanı sağIıyor.
Mrs. Veil, you're the organizer?
Mrs. Veil, galerinin sahibi siz misiniz?
Haro's veil.
Haro'nun duvağı.
"Wait till night's veil slips away from her bosom"
"Gecenin karanlığı çökünceye kadar bekle."
They may be wrong but you're not in the right Where he comes from the lasses wear the veil
Onun geldiği yerde, kadınlar peçe takar.
When the groom lifts the veil, when the bride takes the ring... it never changes.
Damat duvağı kaldırdığında, gelin yüzüğü taktığında gözlerindeki o umut dolu bakışlar!
My red veil... flutters in the flowing wind
Benim kırmızı peçem rüzgarda çırpınıyor.
Red veil... your red veil... flutters in the flowing wind
Kırmızı peçe. Senin kırmızı peçen. Rüzgarda çırpınıyor.
Your red veil flutters in the flowing wind
Senin kırmızı peçen rüzgarda çırpınıyor.
Your red veil... flutters in the flowing wind
Senin kırmızı peçen rüzgarda çırpınıyor.
That movement of breath, that aromatic veil.
# Şu soluk hareketi, şu güzel kokulu duvak.
A veil a 700 to boot.
Üstüne de duvak için yedi yüz daha.
One early morning. Lifting the dark misty veil of the night.
Bir gün sabah erkenden gecenin karanlık sisli duvağı kalkarken..
"Why should I wear a veil? If the scarf drops, let it."
Madem düşecek neden duvak takayım, düşecekse düşsün!
"The Black Veil : 13 Rules of Community."
"Kara Duvak : Cemiyetin 13 Kuralı".
- My veil! - Ugh!
Peçem!
"She drifted across the expanse, lifted the first veil..."
"Boş alanda sürüklendi ve peçesini kaldırdı."
It's like someone has just lifted a veil from my eyes.
- Hayır, bunlar yüzünden değil. - Gerçekten mi? Hayır.
Well I'm married and I have two kids but the other night I went to a strip club called The Seventh Veil.
Evliyim, iki çocuğum var. Geçen gece Seventh Veil adındaki bir striptiz kulübüne gittim.
Don't you wanna take that veil off so you can eat?
Şu suratındaki peçeyi çıkarsan da, yemek yiyebilesin?
Black veil.
Kara Duvak, Kaide 11.