Vermouth tradutor Turco
154 parallel translation
A vermouth.
Vermut.
Vermouth?
Vermut mu?
And this is mosquito netting and this is a bottle of vermouth.
Veee cibinlik ve bir şişe vermut.
You like vermouth?
Vermut sever misiniz?
Vermouth.
Sen de ister misin?
- Another gin vermouth, please.
- Bir cin-vermut daha, lütfen.
Vermouth.
Vermut.
- Two Vermouth.
- İki Vermut.
Or maybe a vermouth, a little bit.
Gerçi çok az bir vermut alırım.
- A vermouth.
- Biraz vermut.
- Brigade, want a vermouth?
- Mareşal, vermut istiyor musunuz?
Harold, give me a vermouth Scotch and a twist of lemon.
Harold, bana bir vermont skoç ver birde limon.
Giulia, please bring some vermouth.
Giulia lütfen biraz vermut getir.
Here's the vermouth.
Evet, işte vermut, sağ olun.
Well, I'm not sure the gin is as good as the brand I usually use, but the vermouth is fair.
Bu cinin her zaman kullandığım kadar iyi olup olmadığını bilmiyorum. Ama vermut fena değil.
There's gin and tonic, and gin and vermouth, that's a martini.
Cin ve tonik var ve cin ve vermut, o martini oluyor.
The secret is... not to pour the vermouth, just to pretend you're pouring it.
Sırrım vermutu dökmek değil, döküyormuş gibi yapmak.
There's no more vermouth.
Artık vermouth kalmadı.
And this time, would you just let the vermouth blow a kiss at the gin?
Ve bu kez cin'e biraz vermut da katabilir misin?
And just let the vermouth blow a kiss at the gin.
Ve cin'e biraz da vermut kat.
I'm going to send you a case of my vermouth, Martin, it's so much drier.
Sana bir kutu vermutumu gönderiyorum, Martin, o çok daha kuru.
I promise you, Richard, that if I win the nomination I shall drink your vermouth and I'll go to your tailor.
Sana söz veriyprum, Richard, eğer adaylığı kazanırsam senin vermutunu içeceğim ve terzine gideceğim.
Ready for vermouth?
Vermut için hazır mı?
I think we'll confine the vermouth to the strangers,
Sanırım vermutu yabancılara tahsis edeceğiz.
- Your usual vodka and vermouth?
- He zamanki gibi votka ve vermut mu?
We're out of vermouth.
Vermut dışında bir şey yok.
Uh, if you should decide on martinis, the vermouth's on the lower shelf. Goodbye, Dave.
Martini içmek isterseniz eğer vermut alt katta.
Dolores, do you still have that vermouth?
Dolores, o vermuttan hala var mı?
- Who needs vermouth?
- Kim vermut istiyor?
- Here's the vermouth.
- İşte vermut.
- Easy on the vermouth.
- Vermutu idareli için.
- Lay in some vodka and vermouth for me.
Benim için bir votka ve vermut al.
More vermouth.
Bu vermut güzelmiş.
Too much vermouth?
Çok mu vermut içtiniz?
- A shot of vermouth.
- Bir ölçü vermut.
- A vermouth.
- Vermut.
All we need is vermouth.
Geriye sadece vermut kalıyor.
But the wine that this village produces, it goes to the Cinzano Company for the making of vermouth, does it not?
Ama bu kasabanın ürettiği şarap, vermut ( bir çeşit şarap ) yapılmak üzere... Cinzano Şirketine gidiyor, öyle değil mi?
Bombolini, Germany has no need of vermouth.
Bombolini, Almanya'nın vermuta ihtiyacı yok.
See, I just poured the Vermouth in here and now I'm going to pour some gin over the, over the ice.
Gördüğün gibi vermutu oraya döktüm, şimdi de buzun üstüne cin dökeceğim.
I was... I was so nervous that I.. poured the Gin over the ice then poured the Gin off and then added Vermouth.
Çok gergindim, o kadar gergin ve heyecanlıydım ki buza cin döktükten sonra cini boşaltıp vermutla doldurdum.
A dash of chilled vermouth, not iced.
Bir damla soğuk vermut ; buzlu olmasın.
The ice is in the kitchen and - and the vermouth is in the -
Buz mutfakta ve - ve martini de...
Two red vermouth martinis.
İki kırmızı vermut martini.
But Carletto, I really don't mind red vermouth.
Carletto, kırmızı vermuda hiç itirazım olmaz.
- Perhaps a vermouth cassis.
- Siyah frenküzümlü vermut olabilir. Başka bir isteğiniz olursa lütfen çekinmeyin, sağa sola parmaklarınızı şaklatın yeter. - Tabii.
Vermouth, grenadine and a touch of -
Vermouth, grenadine ve bir de...
How about some vermouth?
Biraz Vermut! a ne dersin?
She was an enormous woman who loved to eat... and drank vermouth with her sugar donuts.
Şekerli çörekleriyle yemek yemeyi ve vermut içmeyi seven devasa bir kadındı.
Two vermouth.
İki vermut.
Giulia, the vermouth. - Yes, Michele.
Peki Michele!