Vernacular tradutor Turco
97 parallel translation
I never use the vernacular except when I'm with one of those "gentlemen" who think French is a dead language
Fransızcanın ölü bir dil olduğunu düşünen şu sözde beyefendilerden biriyle değilsem asla argo sözler kullanmam.
A whopper, to speak in the vernacular of the peasantry.
Ya da köylü dilinde söylemek gerekirse, dev rüzgarı.
When I asked his business he seemed to talk a vernacular I simply couldn't follow.
Ne istediğini sorunca anlamadığım argo kelimeler kullandı.
Same vernacular.
Bu da argo.
What you're describing was once known in the vernacular as a happiness pill.
Bu anlattığına bir zamanlar, geldiğimiz yerde "mutluluk hapı" denirdi.
# # To use the vernacular
# # To use the vernacular
That's the correct vernacular I think.
Konuştuğum dilin doğrusu bu.
We have to communicate in a vernacular that the police will understand.
Polisin anlayacağı tür argo kullanmalıyız.
[With Irish accent] What's happening now is that Col. Smith is getting on... what is known, in A-Team vernacular, as the "jazz."
Evet baylar, şu anda Albay Smith A Takımı'nın dilinde eğlence denen aktiviteyle meşgul.
Oh, I see you're picking up on the local vernacular.
Bakıyorum yerel dile çabuk uyum sağlamışsın.
In short, and in the vernacular,
Kısacave açıkçasöylemem gerekirse,
Just speak in the vernacular.
Yerel dilde konuşun.
Sir, do you believe Ardra is, to use the vernacular, a con artist?
Efendim, acaba siz Ardra'nın, dalavereci olduğuna mı inanıyorsunuz?
- Piss, to use the vernacular.
- İşemek, anadilimizi konuşuyorum.
To put it in the vernacular, alley-oop!
Basketbol terimiyle açıklamak gerekirse, alley-oop!
To put it in the vernacular, alley-oop!
- Çok yakınımızda bir yerlerde. - Bir bakacağım.
In the vernacular, we were moved.
Yani buraya ışınlandık.
- At Gung-ho videos. My command of the vernacular impressed both Mr. Gung and Mr. Ho.
Dile hâkimiyetim hem Mr. Ganga Hem de Mr. O'yu etkiledi.
In your vernacular, that would be what?
Senin dilinde, bu yol ne acaba?
I love the American vernacular.
Amerikan dilini seviyorum.
You're just clearly not familiar with our young persons'vernacular.
Belli ki biz gençlerin kullandığı jargona alışık değilsin.
This vernacular is not applicable to my duties on Voyager.
Voyager'da işimi yaparken bu şekilde konuşmak, uygulanabilir bir şey değil.
This is what I'm deciphering from your vernacular.
Benim senin sözlerinden çıkardığım şu...
No words in the vernacular
Lügatın hiçbir sözcüğü
Spectacular, spectacular No words in the vernacular
Olağanüstü, Olağanüstü Lügatın hiçbir sözcüğü
Well, Wildcat was written in a kind of obsolete vernacular...
Vahşi Kedi eski bir lehçeyle yazıldı.
This time the broadcast was in basic Venik vernacular
Bu sefer yayın basit bir Venik yerli dilinde ulaştı
I've always found the Brooklyn vernacular fascinating.
Her zaman Brooklyn " in kendine has bir çekiciliği oldugunu düşünmüşümdür.
In short, and in the vernacular, I'm a fucking kid again.
Kısaca ve açıkça söylemem gerekirse, Ben lanet herifin tekiyim.
My vernacular endears me to people.
Ben yerel dilimle insanlara kendimi sevdiririm.
Bibles got printed in vernacular rather than Latin, bringing God out of the Dark Ages, out of dark corners, to ordinary folks like you and me.
İncil Latinceden başka dillerde basıldı, Tanrı'yı karanlık çağlardan, köşelerden çıkartıp, biz sıradan insanlara sundu.
Or however you would word that phrase I attempted... in the proper softball vernacular.
Veya beyzbol dilinde nasıl söylemek isterseniz öyle.
"Michael Jackson" and "child molestation" are now words in his vernacular.
Michael Jackson ve çocuk tacizini de dağarcığına kattı.
I'm glad to hear that Kropog is still part of the Yale vernacular. Tradition is so important.
Kropogun Yale'ın konuşma dilinde hâlâ yerinin olmasına sevindim.
That's ok is a modern vernacular that can't be directly translated into Ancient, however...
Günümüz argo dilindeki "Tamam." Eskiler'in diline doğrudan çevrilemeyebilir. Buna rağmen...
People slip into regional vernacular when they're either angry, tired or nervous.
İnsanlar sinirli veya sinirsel yorgun olduklarında ana lehçelerini kullanır.
Subtitles : translation from Spanish, corrections by Roman Felk Further edits into vernacular, American English : FootStudNY This way we regret nothing right, Noeru?
Hiçbir pişmanlığımız yok.
So now I have to "take out", to use the vernacular, The Fairy, in order to scratch a debt that isn't even mine.
O yüzden, bana bile ait olmayan bir borcu toparlamak için o ibneyi ele geçirmem lazım.
I was speaking in the vernacular, Charles.
Lafın gelişi söyledim, Charles.
That plus the oxidation residue suggests, in the vernacular : a rusty pipe.
Ayrıca, oksidasyon kalıntılarına göre silah halk diliyle, paslı boru imiş. İyi.
Gus, I'm a lyrical gangster. I'll use some colorful vernacular and if necessary, you'll engage in fisticuffs.
Renkli bir anadil kullanırım ve gerekirse sen dövüşürsün.
In the vernacular, our victim's face... was chewed off by a cannibal. font color = "# 4096d1" Corrections and missing lines were made by Isocrate [SubScene]
Yerel dille, kurbanımızın yüzü bir yamyam tarafından çiğnenmiş. Bones : Sezon 3 Bölüm 01 Araba Ön Camındaki Dul'un Oğlu
Okay, look, the accepted vernacular is "gay," but, yeah.
Tamam, bak, kabul görmüş tabir "gey" dir, ama evet öyle.
For your information, the accepted vernacular is "gay."
Bilgin olsun, kabul görmüş tabir "gey" dir.
And now that we're all agreed, in the vernacular I heard last night, let's start on the down beat and take off. That's good.
- Evet.
No fewer than 147 distinct languages are recorded as vernacular in India.
En aşağı 147 farklı dil konuşulmakta.
Michael Jackson and child molestation are now words in his vernacular.
Tabii.
And to use the vernacular...
Ve doğallığın kullanılışını.
Or if you prefer the American vernacular... she's a regular ballbreaker. Oh, great.
Harika.
Use the vernacular.
Bunları birde argo bir dille istiyorlardı.
Subtitles : translation from Spanish, corrections by Roman Felk. Further edits into vernacular, American English : FootStudNY
"Aşkın verebileceği en büyük mutluluk sevdiğiniz kişinin elini ilk kez tuttuğunuz o andır." Stendhal