Vibing tradutor Turco
82 parallel translation
I'm vibing even as I speak.
Konuşurken de terapi uygulayabilirim.
Me and this motherfucker is not vibing right now.
Bu orospu çocuğuyla aramızda kötü dalgalar var.
Did you even see how she was vibing you tonight?
Onun sana nasıl sırnaştığını gördün mü?
Yeah, but did you see how they were vibing? "Volume 6. Ha-ha-ha!"
Evet, ama nasıI anlaştıklarını gördün mü? "Altıncı cilt."
Like, here, in this area I'm vibing this.
Mesela bu bölgede titreşim alıyorum.
I'm not really vibing on the whole Benihana Home Collection thing.
Ben bu bütün Benihana Ev Koleksiyonu şeyinde pekiyi değilim.
Hey, nobody wants vibing on the holidays.
Dwight yüzünden tatilleri benden uzakta mı geçireceksin?
We're not vibing right now.
Şu sıra aramız kötü.
- I don't know. - You're vibing my movie-watching habits.
Film izleme alışkanlıklarımı sorguluyorsun.
- I am not vibing your habits.
Alışkanlıklarını sorgulamıyorum.
He is hot and totally vibing on you married girl.
Yakışıklı ve seni beğendi evli kız.
My old man was very good at vibing people out, too.
Babam bu tür insanları tanımakta çok iyiydi.
Even fat boy was vibing me not to take the bait.
Koca oğlan bile yemi yutmam için beni zorluyordu.
You vibing me?
Heyecanlandırıyor muyum seni?
I know when I'm vibing.
Ben heyecanlanınca anlarım.
Me and Brooke, we're vibing.
Ben ve Brook heyecanlanmıştık.
But, if I didn't know any better, I'd say you were vibing on him again.
Ama eğer bilmesem, ona yine asıldığını düşünürdüm.
'Cause he's totally vibing me right now.
Çünkü şu anda kesinlikle beni kesiyor.
I'm totally vibing you, dude.
Seni anlıyorum ahbap.
And I'm totally vibing out right now.
Ve şu anda kesinlikle hissediyorum.
Possibly ten if we're vibing.
Anlaşırsak belki de on dakika.
But we are pressed for time... and I am telling you I am vibing like crazy.
Ama zamanımız daralıyor ve sana söylüyorum, hislerim çok kuvvetli.
No? I feel like there's vibing happening right now.
Bence şu an aramızda bir elektrik oluştu.
This is the vibing I'm talking about.
İşte bahsettiğim elektrik bu. Evet.
He saw you two vibing at the party so he moved her to the lookbook shoot and shipped her off.
Partide aranızdaki elektriği gördü. O yüzden onu Lookbook çekimine geçirip buradan gönderdi.
I'm really vibing that.
Beni acayip tahrik ediyor.
- I kind of sense you vibing me a little bit.
Sanki bana biraz kur yaptın gibi geldi.
Vibing you? .
Kur mu yaptım?
Myka, I am really vibing out here, okay?
Myka sezgilerim tepe noktada, tamam mı?
We was vibing'.
Duygusal bir hava içindeydik.
I see you and Spock are vibing.
Sen ve Spock'u konuşurken gördüm.
Fred's girl's been vibing me pretty hard, eh? Dude, don't be a jerk.
Bilmem.. birini bulabiliriz
We were kinda... Vibing on each other.
Biraz... takılmıştık.
You been, uh, vibing any hotties lately?
Sen, ee, birileriyle takılıyor musun?
Yeah, actually, I've been vibing a particular hottie.
Evet, takıldığım biri var son zamanlarda.
Honey's vibing on me.
Canım, bana titreşim gönderiyor.
The great thing about Lesquisha and the thing I love about her is we can talk like this to each other, the way we vibing together, we can cuss at each other,
Lesquisha hakkında en sevdiğim şey birbirimizle böyle konuşabiliriz o kadar uyumluyuz ki birbirimize küfredebiliriz...
I'm vibing.
Titriyorum
You're gonna want real musicians in a room, vibing off of each other.
Bir odada birbirlerine göre hareket eden müzisyenler olmalı.
♪ Your favorite mc could probably find hisself ♪ ♪ Vibing to my lost sessions ♪
Favori MC'niz muhtemelen kendini bi anda benim Lost Sessions'ımı dinliyorken bulur
I was busking. I was vibing.
Doğaçlama yapıyordum, anı yaşıyordum.
Oh... you were vibing me all these signals, and you were saying how you never go to parties, and you were talking about tension and deployment and stuff.
Sinyal göndererek beni heyacanlandırdın nasıl söylemiştin partilere gitmek yok. ... Gerilim ve savaş düzeni hakkında konuştuk.
# I feel like there's vibing #
# Aramızda bir titreşim var gibi geliyor
I mean, it seemed as though you were, uh, vibing me.
Yani öyle sandım ki sanki sen, uh, böyle titreşimler yolladın bana.
We're just not vibing with that guy, he's a stiff.
- Hayır, oynamıyorsunuz... - Sadece o adamla enerjilerimiz tutmuyor.
He's going back and forth with the drums and the piano, and Justin's vibing out and then Justin starts,
Davul ve piyanoları ileri geri çalıyor, Bu Justin'i heyecanlandırıyor ve daha sonra
No, I was surprised because I was vibing there was definitely something going on between you and Lyndsey.
Hayır, şaşırmıştım, çünkü seninle Lydsey arasında bir şeyler döndüğünden kesinlikle emindim.
I knew we were vibing.
Birbirimizden hoşlandığımızı biliyordum.
She crashed near here a few days back, and I've been vibing on her lady pheromones.
Bir kaç gün önce kaza yaptı..... ve bende onun feromonlarını alıyordum.
She was vibing me pretty hard in that meeting. Well you're a married man.
- Toplantıda bana çok manalı bakıyordu.
And remember, you two were vibing at the graduation party?
Ve hatırlarsan, mezuniyet partisinde aranızda bir elektiriklenme olmuştu?