Vibration tradutor Turco
387 parallel translation
Expect the first when the bell tolls 1 : 00... the second on the stroke of 2 : 00... the third on the last vibration of 3 : 00.
İlkini, saat gece yarısı 1 : 00'i vurunca bekle. İkincisini gece 2 : 00'de... Üçüncüsünü saat 3 : 00'ü vurduğunda.
- It was probably sympathetic vibration that caused it to fall. - I'll put it back.
- Ben yerine koyayım.
- That's all very interesting gentlemen, but our whole project seems to be suffering from some sort of vibration. - What do you mean?
Hepsi çok ilginç beyler ama projemiz de bir çeşit titreşimle boğuşuyor.
"Any vibration in a wall or a floor..."
" Duvardaki ya da zemindeki herhangi bir titreşim
When you shooked out the rope, the vibration caught me.
İpi çektiğin sıradaki sallantı beni sıkıştırmış olmalı.
I feel a hostile vibration.
Düşmanca bir hava seziyorum.
What is that vibration?
Bu titreşim de nedir?
It's a faint vibration.
Düşük bir titreşim.
If I gave a real loud yell the vibration would cause this tub to collapse.
Şöyle avazım çıktığı kadar bağırsam... bu hantal gemi titreşimden dağılır.
Brains, a build-up of vibration, followed by illumination of the number 5 engine outlight.
- Thunderbird 2'de bir titreşim hissettim.
If- - If we start this engine now... the vibration will put unnecessary strain...
Eğer, motoru çalıştıracak olursak...
Too much unnecessary vibration... could shake the structure to pieces.
Çok fazla gereksiz titreşim vermek,... parçalara zarar verebilir
Vibration must be kept to a minimum.
Titremeyi en az seviyede tutmalıyız
- Vibration.
- Titreme yüzünden.
- And why the vibration?
- Peki titremenin nedeni?
Without the knock in the LP, there'd be no vibration.
LP'de vurma olmasaydı titreme olmazdı.
It was vibration from the thunderstorm.
Sarsıntının sebebi gökgürültüsüydü.
It was the vibration in there.
İçeride titreşim vardı.
Some sort of freak vibration. Must have been.
Garip bir tür titreşim olmalı.
A few vibration effects.
- Birkaç küçük titreşim.
"Freedom from vibration and rumble... " that makes driving a constant delight.
Titreme ve sarsmadaki serbestlik sayesinde... sürüşünüz mükemmelleşecek.
Sound beams should produce a sympathetic vibration on the weak area of that slide.
Ses sinyalleri tel titreşimi yaymak zorunda toprak kaymasının zayıf tarafında.
Just some sympathetic vibration with what happened here.
Sadece burada olup bitenlerle ilgili bir sarsıntıydı.
It's a fluke, a vibration effect maybe.
Bu bir rastlantı, belki türbülansın etkisidir.
Tell me if you feel a vibration.
Titreme hissedersen söyle.
- A vibration.
- Sarsıntı.
- That damn vibration again.
- Şu lanet sallantı başladı gene.
One bit of vibration and up she'd go.
Biraz titreştirdik mi bom!
If that isn't enough, there's microphones, electric eyes, pressure-sensitive mats, vibration detectors, tear gas, and even thermostats that detect the slightest rise in temperature.
Bu da yetmediyse,... mikrofonlar, elektronik gözler basınca duyarlı zemin, titreşim dedektörü, göz yaşartıcı gaz,... ve hatta ısıdaki en ufak değişikliği bile algılayabilecek termostatlar var.
And then the faint thunder became an uproar. The winds changed to a great vibration of air.
Belli belirsiz yıldırımlar kükremeye rüzgar havayı sarsan bir girdaba dönüştü.
A new vibration
Bu yeni bir akım!
A new vibration
Yeni bir akım!
You get a great feeling from all the vibration. Go on.
Titreşimden acayip bir haz alacaksın.
Increase passenger vibration red-line six.
Yolcu koltukları titreşimini maksimum derece, 6'ya getirin.
Next, when I cast mine eyes and see... that brave vibration each way free, oh, how that glittering taketh me. "
Sonra, dikip de gözlerimi görürüm, Her şekliyle özgür olan o korkusuz titreyişi. Oh, nasıl da büyüler o ışıltı beni. "
No matter how we shock-mount something, it will have a severe lateral vibration.
Bir şeyi bir yere yerleştirirken mutlaka yatay titreşim meydana gelir.
Twenty feet down there's no vibration, but the problem is turbulence.
Yirmi adım aşağısı için tamam, titreşim olmaz ama asıl problem türbulans.
There's a little vibration.
Küçük bir sarsılma haricinde,
Any rhythmic, low-frequency vibration.
Herhangi bir ritmik, düşük frekansda titreşimler.
That's right. They go by vibration.
Titreşimle hareket ederler.
The alarm felt like the vibration of a ritual they had to attend.
Arılar alarmı katılmaları gereken bir ayinin titreşimleri gibi algıladılar.
I'm getting vibration on the yoke.
Dümende sallantı hissediyorum.
That's why you're feeling vibration.
Hissettiğiniz sarsıntının nedeni bu.
A vibration.
Bir titreşim.
Just after the turbine trip, did you feel a vibration?
Türbin sarsıntısından hemen sonra bir titreşim hissettin mi?
- More of a vibration.
- Şoktan daha çok bir titreşimdi.
The vibration I felt during the turbine trip.
Türbin sarsıntısı sırasında hissettiğim titreşim.
The vibration was a warning.
Bu titreşim bir uyarıydı.
- There was a vibration!
- Bir titreşim olmuştu!
MVS stands for Maser Vibration Swords. MVS?
Not :
The major problem is the vibration.
Asıl problem titreşim..