Volunteered tradutor Turco
1,550 parallel translation
I struck out, but, you know, lots of people have volunteered.
Benimki uymadı. Ama çok sayıda insan gönüllü oluyor.
And Martin never volunteered to have his own bone marrow tested, did he?
Zaten Martin de ilik testi için hiç gönüllü olmadı, değil mi?
See, we went on Charlie's website where he thanks everyone who's volunteered, and Martin's name isn't on it.
Charlie'nin sitesine baktık. Gönüllü olan herkese teşekkür etmiş. Ama Martin'in adı yoktu.
Because you volunteered to go with him to the warehouse, and he agreed because you were the partner he trusted.
Çünkü onunla depoya gitmek için gönüllü oldun. O da kabul etti. Çünkü güvendiği esas "ortağı" sendin.
I was saving this for Ziva, but since you volunteered.
Bunu Ziva'ya saklıyordum ama madem gönüllü oldun.
They volunteered to check out M6H-491.
M6H-491'i kontrol etmeye gönüllü oldular.
How do you expect me to react? - Well, firstly, they volunteered.
- Birincisi gönüllü oldular.
Duck volunteered.
Duck gönüllü oldu. Yapacak.
Dr. Brennan, ms. Montenegro has volunteered to drive you home.
Dr. Brennan, bayan Montenegro sizi eve bırakmak için gönüllü olmuş.
I volunteered for this job.
- Bu iş için gönüllü oldum.
So you volunteered?
Demek gönüllü oldun.
I volunteered.
Gönüllü oldum.
So, he's, um... volunteered to help us, even though this isn't his case... yet.
Fritz, bu iş henüz kendi soruşturması olmamasına rağmen bize yardım etmek için gönüllü oldu.
He volunteered from Forensics.
Adli tıptan gönüllü olarak geldi.
However a new magistrate volunteered to came to the village and he heard from Arang's vindictive spirits that she had been raped and killed,
Hiç kimse o köyde görevlendirilmek istemiyordu.
I did find it strange that he volunteered to pick me up though.
Aslına bakarsanız, gelip beni almayı istemesine de bir anlam verememiştim.
Piersahl volunteered to renew it so that he could become a- -
Piersahl buranın yenilenmesi için gönüllü çalışmış. Böylece...
You re the one who volunteered to go.
Gitmeye gönüllü olan sendin.
Fine, I'll go tell her what she just volunteered for.
İyi, gidip ona ne için gönüllü olduğunu söyleyeyim.
He volunteered to put... meals on wheels?
Arabaya yemek koymak için mi gönüllü olmuş?
She got A's, volunteered with the youth group, played varsity volleyball in high school,
Notları A'ydı. Gençlik grubu için gönüllü olmuştu. Lisede okulun voleybol takımındaydı.
I know you haven't asked about our father, and I haven't volunteered much because the truth is, Hey, listen. I don't know anything, really.
Babamız hakkında bir şey sormadığının farkındayım... ve ben de sana bir şey anlatmadım, çünkü işin aslı... ben de hiç bir şey bilmiyorum.
She said the young man volunteered to take it to the driver for her.
Dediğine göre genç adam götürüp şoföre vermek için gönüllü olmuş.
I didn't know that you volunteered at church.
Kilisede gönüllü çalıştığınızı bilmiyordum.
It was wartime, he was posted abroad, she volunteered to work on the land.
- Savaşta, babam yurt dışında görevliydi, o da karadaki görevlere gönüllü oldu.
I... I never volunteered to be your friend
Ben hiçbir zaman senin dostun olmak için gönüllü olmadım...
He volunteered as the prison imam at the Dearfield correctional center - three years ago.
3 sene önce Dearfield Islah Evi'nde gönüllü imamlık yaptı.
I know I volunteered for the winter fair...
Kış fuarı için gönüllü olduğumu biliyorum...
You volunteered to repave the playground off the books.
Oyun bahçesini kaçak olarak düzeltmek etmek için gönüllü olmuşsun. Kaldırım parçalanmıştı!
Need a little help for a friend, and you have volunteered.
Bir arkadaşımıza yardıma gidiyoruz, ve sen gönüllü oldun.
No one volunteered.
Kimse gönüllü olmadı.
You volunteered.
Sen gönüllüydün.
Tell Daniel that since we're short-staffed, Sofia's volunteered to write the copy.
Daniel'a, çalışanlarımız az olduğu için Sofia'nın makaleyi yazmaya gönüllü olduğunu söyle.
The faculty volunteered to make sandwiches for the homeless.
Fakülte, evsizler için sandviç yapmaya gönüllü oldu..
Six years to graduate, volunteered as a candystriper.
Mezun olması 6 sene sürmüş ve para karşılığı striptiz yapmış.
You volunteered to stay home with t-u-c-K.
T-U-C-K'la kalmaya gönüllü olan sendin.
He volunteered.
Gönüllü oldu.
Of course it did, which is why he volunteered to tutor anyone who needs it.
Tabi ki, bu yüzden ihtiyacı olan herkese yardım etmek için gönüllü olduğunu söyledi.
Okay, Harville's in my purity pledge group, and he's been trying to find his way back to the path of enlightenment, so I volunteered to help with his "re-virginization."
Harville benim bakir üye grubumda ve aydınlanma yönünde yolunu bulmaya çalışıyor, ben de ona "yeniden bakirlik" konusunda yardım etmek için gönüllü oldum.
He volunteered for Project Zambia Relief last summer.
Zambiya'ya yardım projesine geçen sene katıldı.
- You guys volunteered, right?
- Hepiniz gönüllüsünüz, değil mi?
You volunteered for this shift?
Bu vardiya için sen mi gönüllü oldun?
My parents volunteered for the search for her when I was a kid.
Ben çocukken, ailem onun aranmasına gönüllü olarak katılmıştı.
Now, marla's volunteered to be our surrogate, but she's gonna have to get pregnant the old-fashioned way.
Marla taşıyıcı anne olmak istiyordu, ama eski yöntemle hamile kalması gerekecek.
No, we volunteered last week.
Hayır, geçen hafta gönüllü olduk.
Thinking of revenge and also not thinking at all, young ned volunteered to assist with that day's science project.
İntikam alma düşüncesiyle, hem de hiç düşünmeden. Genç Ned, o günkü fen projesinde yardımcı olmaya gönüllü olmuştu.
I volunteered to let you in my house!
Sizi evime sokmaya gönüllü oldum!
- Look, he volunteered a D.N.A. swab during his first interview.
Bak ilk sorgusu sırasında D.N.A. örneğini vermeye gönüllü olmuştu.
Dr. Troy has volunteered to be our guinea pig.
Dr. Troy gönüllü olarak deneğimiz oldu.
You volunteered for this, Sis.
- Gönüllü oldun kardeşim.
- I volunteered.
- Gönüllü oldum.