Walkman tradutor Turco
188 parallel translation
" There's Sony Walkman headphone sets
" Sony walkman ve kulaklıklar
- You broke my Walkman.
- Walkman'imi kırdın.
Caltrop - next to Walkman in tab is coolest invention in 20th century.
Caltrop - 20.yy en iyi icadı.
Hey, Bird. You got a walkman?
Bird, Walkman in var mı?
I'm out of WaIkmans, but I got Casios.
Walkman kalmadı, ama casiolarım var.
Someone stole my Walkman.
Birisi kaset çalarımı çalmış.
- My Walkman.
- Kaset çalarım.
Oh, if it's the crying thing, I can wear my Walkman.
Domuz pirzolası! Merak etme.
You know, like my music, my walkman, my overnight bag... my make-up.
Kasetlerimi, Walkman'imi, gece eşyalarımın olduğu çantamı... Makyaj çantamı.
I got a Walkman for 5 bucks once.
Bir keresinde 5 dolara Walkman satın aldım.
If I didn't, Al would still be wearing the Walkman.
Ben tavrımı koymasam Al hala walkman takıyor olurdu.
- I broke my walkman and I was hit by a big truck.
- Walkman'ımı kırdım, James Brown kasetim kayboldu ve dev bir kamyona çarpıldım.
Give me back my walkman.
Walkmanimi geri ver.
A Walkman, for a walking man.
Walkman. Yürüyen bir adam için.
It's a recording - of music.
Bu bir walkman! - Walkman'in ne olduğunu bilmiyorum ama müziğin ne olduğunu biliyorum ve bu, bir müzik değil. Müzik çalar.
A Walkman!
Bir volkmen!
- and he's promised the group not to wear the Walkman in group...
- ve gruba, bir daha grup içinde walkman dinlemeyeceğine dair söz verdi -
( FAINT MUSIC THROUGH WALKMAN ) Hey, kiddo!
Merhaba ufaklık.
We've been doing Walkman wars all month.
Tüm ay boyunca walkman savaşları yaptık.
We've been doin Walkman wars all month.
Tüm ay boyunca walkman savaşları yaptık.
You're a good kid, okay, just give me the Walkman, please?
İyi çocuksun tamam sadece radyonu verebilir misin, lütfen?
- l don't have a Walkman.
- Radyom yok.
Catalano, give her the stupid Walkman!
Catalano, salak radyonu versene!
Is your Walkman broken?
Walkman'in mi bozuldu?
Damn, what should we do with this walkman?
Kahretsin, bu walkman ile yapmalıyız?
I got a necklace with a shark tooth. They got a Walkman for Steve.
Bana köpekbalığı dişinden bir kolye, Steve'e de Walkman almışlar.
- One of the other Sony Walkmans.
- Bir Sony Walkman vardı- - - Hafızalı radyolu mu?
His Walkman.
Bu onun Walkmen'i
You're wearing a Walkman.
Walkman'den dinliyorsun.
What the fuck do you think they call it a Walkman for?
Walkman ne işe yarar sanıyorsun?
Give me back my Walkman!
Walkmanimi geri vereceksin!
I actually did borrow your Walkman!
Walkmanini aslında ben almıştım!
Or it could be your Walkman there.
Yada Walkman'in olabilir.
Let me get my Walkman.
Walkman'imi alayım.
Hyun-woo, give me...
Young, walkman'i versene.
Mom, I want to buy a walkman.
Anne walkman almak istiyorum.
I won't take this walkman!
Bu walkman'e bir daha elimi sürmem.
Since I don't have a stereo I hear the songs in my head. That's ridiculous.
Walkman'im olmadığı zamanlar, kafamın içinde duyduğum müzikle yapıyorum.
You remember when you, you found your Walkman last year all smashed and mangled, and you didn't know what happened?
Hatırlıyor musun? Geçen sene walkman'ini parçalanmış ve dağılmış olarak bulmuştun. Nasıl olduğunu anlamamıştın?
If you do it, I'll give you that Walkman you're always asking about.
Eğer giyersen benden sürekli istediğin o Walkman'i sana vereceğim.
- That's my Walkman.
- O Walkman benim zaten.
Hey, and by the way, that Walkman was broke when you gave it to me.
Hey bu arada, o Walkman bana verdiğin zaman bozuktu.
Sometimes I climb up into the kids'tree house... with my Walkman, light up a joint... and listen to Peter Frampton.
Bazen çocukların ağaç evine tırmanıp Walkman'imi takıp, esrar içerek Peter Frampton'ı dinliyorum.
Walkman...
Walkman.
I've forgotten my walkman!
- Walkman? Walkmanimi unuttum!
Let go of the Walkman.
Walkman'i bırak.
Everyone was talkin'real slow, like when the battery's down on your Walkman.
Herkes çok yavaş konuşuyordu, walkman'deki pillerin bitişi gibi.
Good-bye, Manager Zhao... This tape recorder is for you.
Elveda, Müdür Zhao bu walkman artık senin.
Where'd he get that Walkman?
Lanet olsun.
- I'm gonna buy a Walkman.
- Benimkinin yarısıyla walkman alacağım.
I gave you the Walkman!
Dinle diye walkman verdim ya!