Wasn't your fault tradutor Turco
1,088 parallel translation
Oh, it wasn't your fault.
Yok, senin suçun değil.
Hey, it wasn't your fault.
Bu senin hatan değildi.
Wasn't my fault you couldn't stop mouthing your hole card.
Tüm kartlarını ortaya koyarken seni durduramamak benim suçum değil ki.
It wasn't your fault any more than it was my fault.
Sende ne kadar hata varsa bende de o kadar vardı.
It wasn't your fault.
Bu senin hatan değildi.
I'd a'picked another place to cross. Wasn't your fault, Deets.
Senin hatan değildi Deets.
it wasn't your fault.
bu senin hatan değildi.
It wasn't your fault.
Senin hatan değildi.
HEY, LISTEN, IT WASN'''T YOUR FAULT.
Hey, dinle bak, senin hatan değildi ki.
Tell him it wasn't your fault.
Ona senin suçun olmadığını söylesene.
It wasn't your fault, god damn it!
Bu sizin suçunuz değildi!
You know, and... and I know it wasn't all your fault.
Hepsi senin suçun değil, onu da biliyorum.
It wasn't your fault, remember that.
Senin suçun değildi, bunu unutma.
It's not your fault it wasn't ready.
Hazır olmaması senin suçun değil.
It wasn't your fault, Charlie.
Senin hatan değildi, Charlie.
It wasn't your fault.
Bu senin suçun değildi.
Whatever happened... it wasn't your fault.
Her ne olduysa bu senin hatan değildi.
That wasn't your fault.
Senin suçun değildi, tatlım.
It wasn't your fault.
- Senin hatan değildi.
If there's one thing you should know this wasn't your fault.
Hayır, Thelma. Bunu kabul et, bu senin hatan değildi.
It wasn't your fault.
Bu senin hatan degildi.
Wasn't your fault.
Senin hatan değildi.
It wasn't your fault any more than it was mine.
Senin hatandan çok o benim hatamdı.
This wasn't your fault.
Senin hatan değildi.
- It wasn't your fault.
- Senin hatan değildi.
That wasn't your fault.
Senin suçun değildi.
Susan, it wasn't your fault.
Susan, senin hatan değildi.
It wasn't your fault what happened to Jimmy.
Jimmy'nin başına gelenler senin suçun değildi.
It seems I overreacted to something that wasn't your fault.
Hatan olmayan bir konuda seni suçladım. Teşekkürler efendim.
It wasn't your fault.
Senin suçun değil.
- It wasn't your fault.
- Olanlar senin hatan değil.
But I warned you he wasn't my best work! This is all your fault!
Ama en iyi yaratığım olmadığı konusunda sizi uyarmıştım.
Dad left you. It wasn't your fault.
Bu senin suçun değil.
- I'm sure it wasn't your fault.
- Eminim ki sizin hatanız değildi.
What happened was a tragedy, yes but it wasn't your fault and it wasn't mine.
Bir trajedi yaşandı ama bu ne senin, ne de benim hatam değildi.
It wasn't your fault.
Senin hatan değil.
We'll tell'em it wasn't your fault.
Onlara senin hatan olmadığını söyleyeceğiz.
It wasn't your fault, and you didn't do any real harm.
Bu senin hatan değildi, zaten önemli bir zarar da vermedin.
Look, that last shot wasn't your fault, okay?
Bak, o son atış senin hatan değildi tamam mı?
This wasn't your fault, Mr. O'Brien.
Bu senin hatan değildi, Bay O'Brien.
I didn't want you to take the blame for something that wasn't your fault.
Senin hatan olmayan bir şeyin sorumluluğunu üzerine almanı istemedim.
Chin up, Lake, it wasn't your fault.
Gülümse Lake, senin hatan değildi.
It wasn't your fault, Jude.
Senin suçun değildi Jude.
- It probably wasn't your fault.
Bu sizin hatanız değildir belki.
It wasn't your fault.
senin hatan değildi.
It wasn't your fault.
- Senin bir suçun yok.
TO SOMETHING THAT WASN'T YOUR FAULT.
Sizin hatanız olmayan bir şeyi.
But try to understand, it wasn't your fault.
Ama bunun senin hatan olmadığını anlamalısın.
It wasn't your fault.
- Bu senin hatan değildi.
Rhea, no matter what happened to you. It wasn't your fault. You don't understand.
- Rhea, sana ne olduğunun önemi yok, bu senin hatan değildi.
And if it wasn't your fault, then you are not lucky...
Eğer suçun değilse o zaman da şansın yok.
your fault 80
fault 31
wasn't 66
wasn't me 102
wasn't it 2231
wasn't i 199
wasn't there 90
wasn't she 258
wasn't he 406
wasn't that fun 17
fault 31
wasn't 66
wasn't me 102
wasn't it 2231
wasn't i 199
wasn't there 90
wasn't she 258
wasn't he 406
wasn't that fun 17