English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / We're all alone

We're all alone tradutor Turco

229 parallel translation
Yes, we're all alone, every one of us.
Evet, bu yolda yapayalnızız.
We're all alone.
Yapayalnız kaldık.
Didn't it ever occur to you that once we started we could never ask anybody for help, even if we were dying, the rest of our lives that we're all alone and always will be?
Bu işe bir kez bulaştığımızda, ölüm döşeğinde bile olsak kimseden yardım isteyemeyeceğimiz hayatımızın geri kalan süresi boyunca bir başımıza olacağımız ve hep öyle kalacağımız aklına geldi mi?
We're all alone now.
Tek başımızayız artık.
We're all alone here.
Burada yapayalnızdık.
So, except for my cousin, we're all alone in the house?
Evet, kuzenimi saymazsak evde tamamen yalnız mıyız?
Honey, what you need that screen up for when we're here all alone?
Burada yalnız ikimizken o paravana niye ihtiyaç duyuyorsun?
When we're alone, when no one else is around... then it's all right but when there are other people.
Birlikteyken, yanımızda kimse yokken sorun yok ama başkaları varken...
Now, what's the point your being a nun... if we're all alone? Answer me that.
Sadece biz varsak, rahibe olmanın ne anlamı var?
Look, I don't mean to offend you but we're both alone, would it be all right if I bought you a drink?
Amacım sizi rahatsız etmek değil, ama her ikimiz de yalnızız, sana bir içki ikram etsem olur mu?
We're all alone, you know.
Burada yalnızız.
All right, baby, we're alone now.
Pekala, bebeğim, artık baş başayız.
Sure, I let you get away with all that guff the other night, but now that we're alone...
Seni akşamki gereksiz tartışmadan uzak tutmaya çalıştım. Şimdi yalnız olduğumuza göre- -
I have no more lessons today and we're all alone in the house, so why don't we...
Bugün başka dersim yok. Ve evde yalnızız. Peki neden biz...
We're all alone in the world.
Bu dünyada yapayalnızız.
We're all alone!
Biz bizeyiz.
We're all alone on this desert island.
- Bu akşam dünyada çocuk yok. Bu ıssız adada baş başayız.
Come on, we're all well here, we're alone...
Hadi, böyle iyiyiz.
Thing to remember is if we're all alone, then we're all together in that too.
Unutulmaması gereken şey şu : Hepimiz birden yalnızsak, yalnızlıkta da beraberiz demektir.
We're a family, after all... and we need a place... where we can be alone, don't we? Harry can stay as long as he likes.
Her şeyden önce biz bir aileyiz ve bizim yalnız kalacağımız bir yerimiz olmalı, öyle değil mi?
We're all alone here...
Burada ikimiz yalnız...
We're all alone now, Bette.
Şimdi tamamen tek başınayız, Bette.
We're all alone.
Tamamen yalnızız.
We're on our own, cousin All alone, cousin
Yalnızız kuzen, başbaşayız!
We sit in the house and the world we're living in is getting smaller and all we say is, " Please, at least leave us alone in our living rooms.
Evimizde oturup yaşadığımız dünyayı giderek küçültüyoruz ve tek söylediğimiz : " En azından odamızda bizi rahat bırakın.
- We're all so happy that you're healthy again. - All of my friends called me, thanks for not leaving me alone.
Ne güzel şey rastlamak ilk sevdiğine,
We're all alone, aren't we?
Tamamen yalnızız, değil mi?
... but we can't stop thinking about you. You might say... ... we're depressed, knowing you're all alone.
Senin yalnız olduğunu düşününce, depresyona girdiğimizi falan düşünebilirsin.
We're all alone now.
Artık başbaşayız.
We're all alone here.
- Tek başımıza kaldık.
We're gonna look into each other's eyes, all alone.
Baş başa, birbirimizin gözlerinin içine bakacağız.
We're gonna be out there all alone.
Dışarıda tamamen yalnız olacağız.
But I do know it's a pretty amazing planet we live on here, and a man would have to be some kinda fool to think we're all alone in this universe.
Ama iyi bildiğim bir şey varsa, o da oldukça şaşırtıcı bir gezegende yaşadığımızdır. Ve bu evrende yalnız olduğumuzu düşünen birisi varsa ahmağın tekidir.
Well, Alice, looks like we're all alone in Wonderland.
Alice, görünüşe göre Harikalar Diyarında yalnız kaldık.
We're alone in all of this, and we have to help each other.
Birbirimize yardım etmeliyiz.
We're all alone.
Burada yalnızız.
We're all alone!
Sadece biz varız.
Tonight, we have number twelve... of one hundred things to do with your body... when you're all alone.
Bu gece, oniki numaradayız... Yanlızken kendi vücudunla... yapabileceğin 100 şey oyununda.
We're all alone.
Bizden başka kimse yok.
We know that you're in there, and that you're all alone.
Oradasın ve yalnız olduğunu biliyoruz.
But in a sense, we're all alone in the world, aren't we, Charlie?
Ama hepimiz bir bakıma bu dünyada yalnızız, değil mi Charlie?
We're, um... We're all alone here.
Burada hepimiz yalnızız.
Wait until you see what we're doing... with the marina development. We're gonna clear five big ones on the first phase alone. I think I finessed Miller down at City Hall... so all we have to do to get past go... is be a little creative on our teamster deal.
marina developmentla ne yaptığımızı görene kadar bekle... yanlızca ilk aşamada beş tane büyüğü temizleyeceğiz sanıyorum ben City Hall'da ki Miller i halledeceğim onlarla anlaşabilmek için biraz yaratıcı olmabilı ve hepmizin harekete geçmeliyiz.
I mean, basically, we're all alone in this world anyway, you know?
Demek istediğim, işin aslı, bu dünyada hepimiz bir şekilde yalnızız, değil mi?
When we're stripped of all our worldly possessions... and all our fame and family, friends, we all face death alone.
Ün, aile, arkadaş gibi dünyevi varlıklarımızdan kurtulduğumuzda... ölümle yanlız yüzleşeriz.
We're all alone.
Biz tamamen yalnızız.
But we had kids and we're all scared of being alone.
Ama çocuklarımız vardı ve yalnız kalmaktan korkuyorduk.
- We're all alone.
- Baş başayız.
I'll call you Merryl when we're alone, all right?
Yalnızken Merryl derim, tamam mı?
We're all alone now, Jill.
Artık yapayalnız kaldık Jill.
Enough with the huffing. We're all alone.
Angela, oflamayı kes artık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]