We're getting you out of here tradutor Turco
75 parallel translation
You talk as though we're going to have trouble getting out of here.
Sanki buradan kurtulmamız zor olacakmış gibi konuştun.
- We're getting you out of here, aren't we?
- Buradan gitmeliyiz, öyle değil mi?
I already told you. We're getting out of here right now!
Sana söyledim, biz şimdi gidiyoruz!
We're getting you out of here.
Seni buradan çıkaracağız.
We're getting you out of here.
Seni Buradan gÖndereçegiz,
Doctor... we're close to getting you out of here.
Doktor... seni buradan çıkarmamıza çok az kaldı.
You're not getting out of here! - Yes, we are!
- Buradan çıkamayacaksın.
Petrodes, we're getting out of here, do you understand?
Petrodes, buradan çıkıyoruz. Anlıyor musun?
Hang on. We're getting you out of here.
Seni oradan çıkartacağız.
We're getting you out of here, all right?
Seni buradan çıkaracağız, tamam mı?
Dr. Nathan promised that she'd help us out, but she's gone, so as soon as she gets back, we're going to work on getting you out of here.
Dr. Nathan bize yardım edeceğine söz vermişti ama gitti, geri döner dönmez seni buradan çıkartmak için uğraşacağım.
We're getting you out of here.
Buradan çıkıyoruz.
We're getting you out of here!
Sizi buradan dışarı Çıkaracağız.
- We're getting you out of here.
- Seni buradan götürüyoruz. - Teşekkürler!
You're next, pal, we're getting you out of here.
Sırada sen varsın dostum. Seni buradan götüreceğiz şimdi.
You got to come back,'cause we're getting out of here.
Buradan çıkmamız için uyumamalısın.
We're getting you out of here, okay?
Seni buradan çıkaralım, olur mu?
- I don't know. Soo Yung, we're getting you out of here.
Seni buradan götürüyoruz, Soo Yung.
We're getting you out of here!
Seni buradan çıkaracağız.
We're getting you out of here.
Seni buradan çıkarıyoruz.
You're getting my bill when we get out of here.
Buradan çıkar çıkmaz sana faturanı göndereceğim.
While we're getting out of here, and... if I don't make it, will you make sure this gets to my girlfriend?
Kaçış sırasında, eğer ben başaramazsam bunu kız arkadaşıma verir misin?
We're getting out of here now, and then I'm trading you for my nephew.
Buradan çıkıyoruz ve seni yeğenimle takas ediyorum.
We`re getting you out of here.
Seni burdan çıkarıyoruz.
We're getting out of here. But just in case, you better tell me the key.
Ama ne olur ne olmaz diye bana anahtardan bahsetsen iyi olur.
We're getting you out of here now.
- Bizimle gelmek zorundasınız.
You're on the restricted area, sir. We're getting you out of here now.
- Hadi, hadi, hadi!
We're getting you out of here.
- Seni buradan götürüyoruz.
Let it go, we're getting you out of here.
Boşver gitsin. Seni buradan çıkartıyoruz.
We're closer to getting you out of here.
Seni buradan çıkarmaya çok yaklaştık.
- George. Is he all right? - We're getting you out of here, hold on.
George, o iyi mi?
Yes, exactly... we're about to get married, which is why we're getting you out of here right now. Oh, no, honey.
Evet, biz evleniyoruz ve bu yüzden de seni buradan çıkarmaya geldik.
We're getting you out of here.
Seni burdan çıkarıyoruz.
I mean, everyone here's so great, and we're all getting along super well, and, you know, we're all being friendly, but at the end of the day, like, I can't get out of my head that it is a competition. This week we asked you to focus on individuality... to really show us what it is that makes you unique... and, most importantly, a great fit for Glee.
Cameron Lindsay Matheus Alex Emily Samuel bu hafta iyi iş çıkardınız.
You still don't think we're getting out of here, huh?
Hâlâ buradan çıkacağımıza inanmıyorsun öyle mi?
We're getting you out of here now, OK?
Şimdi seni buradan çıkaracağız tamam mı?
No, we're getting you out of here.
- Buradan kaçıyoruz.
How do you think we're getting her out of here?
Onu buradan nasıl çıkartacağımızı düşünüyorsun?
I know that...'cause we're getting you the hell out of here.
- Biliyorum çünkü burdan çıkıyoruz.
But I also won't be here very much longer... another week if we're lucky... so if you want help getting out of this shithole,
Ama burada uzun bir süre kalmayacağım. Şanslıysak belki bir hafta daha.
Well, I don't know if we're getting out of here, but I know you're not.
Biz buradan çıkıyor muyuz bilmiyorum, ama siz çıkmıyorsunuz.
We're getting you the hell out of here.
Seni buradan dışarı çıkartıyoruz.
Mason, you honestly think... we're getting out of here any other way?
Mason, cidden buradan başka bir şekilde çıkabileceğimizi mi düşünüyorsun?
- Great, great, but we're getting you out of here first.
Güzel, güzel, fakat ilk önce seni buradan çıkarmalıyız.
We're getting you out of here, and we're gonna get you a new woman, okay?
Hayır, beraber buradan çıkıp sana yeni birini bulacağız. Tamam mı?
Steven, we're getting you out of here.
Steven seni hemen burdan çıkarıyoruz.
You, me, Alby, we're getting out of here.
- Sen, ben ve Alby, buradan gidiyoruz.
I'm getting you out of here, and we're gonna get you a new arm, you hear me?
Seni ordan çıkaracağım ve kolunu da iyileştireceğiz, tamam mı?
We're getting you out of here!
Buradan gidiyoruz!
We're getting you out of here.
Buradan beraber çıkacağız.
You, me and Junior, we're getting out of here.
Sen, ben ve Junior, gidiyoruz buradan.