We're going to dinner tradutor Turco
212 parallel translation
We're invited there for dinner next Friday night... and I'm going to wear my new silver with the white fox.
Önümüzdeki cuma akşamı bizi yemeğe çağırdılar. Yeni beyaz kürklü, gümüş rengi elbisemi giyeceğim.
We're worried about who's going to take you to dinner.
Seni kimin akşam yemeğine çıkaracağını umursuyoruz.
- We're going to Paul's for dinner.
- Yemeğe Paul'e gidiyoruz.
We're going to dinner at the Embassy Club.
Sefaret Kulüp'e yemeğe gidiyoruz.
We're going to have dinner in a few minutes, and you'd better get ready.
Birkaç dakika içinde akşam yemeği yiyeceğiz, hazırlansan iyi olur.
We're going to the officers'mess for dinner.
Subayların yemeğine katılmaya gidiyoruz.
Look, we're just going to dinner.
Biz de yemeğe gidiyorduk.
We're going on to dinner together.
- Birlikte akşam yemeği yiyeceğiz.
- We're going to the club for dinner.
Kulübe yemeğe gideceğiz.
We're going to have dinner with the owner, and he wants me there...
Mekan sahibiyle yemek yiyeceğiz ve o benim...
We're going to dinner!
Yemeğe gidiyoruz!
We're having dinner here with the gentleman, then we're going to bed.
Beyefendiyle akşam yemeği yiyeceğiz, daha sonra uyuyacağız.
Now let's relax. - We're going to dinner, aren't we?
Rahatla, güzel bir akşam yemeği bizi bekliyor.
You're going to tell them we were once cops together... and I have dinner here once in a while?
Ortak olduğumuzu mu söyleyeceksin eskiden? - Burada arasıra yemek yediğimi mi?
At 8 : 00 we're going to eat dinner.
8'de yemeği yiyecektik.
We're going to have fish for dinner.
Akşam yemeğinde balık var.
Julian, if we're going to dinner and a movie...
Julian, eğer yemeğe ve sinemaya gideceksek...
Since we're all going to be waiting here, I'll fix us all dinner.
-... ben hepimize yemek hazırlayayım.
We're going to dinner tonight with an old friend, we thought you might want to join us.
Bu gece eski bir dostumla akşam yemeğine çıkıyoruz, bize katılabileceğini düşündük.
We're going to have a nice game of golf and go out to dinner.
Güzelce golf oynayıp... akşam da yemeğe çıkarız.
Well, we're going to have this dinner at...
Bir yemeğe çıkacağız... Beyaz Saray'da NASA akşam yemeği.
CLIFF, WE'RE GOING TO BE LATE FOR DINNER.
Cliff, yemeğe geç kalıyoruz.
Honey, stay out of the refrigerator, We're going out to dinner soon.
Tatlım, abur cubur yeme Birazdan akşam yemeği için dışarı çıkacağız
We're going out to dinner, anyway.
Önemli değil, zaten yemeğe dışarı çıkacaktık.
That's right. We're going to dinner.
Yemeğe çıkıyoruz.
Yeah, but tomorrow we're going to Tom and Eleanor's for dinner.
Evet, ama yarın Tom ve Eleanor'lara yemeğe gideceğiz.
We're going to David and Kate's for dinner.
Gidemeyiz.
We're gonna get a nice picture like that eight family, and then we're going to dinner!
Ama ben peçeteden şapka yapmayı asla öğrenemeyeceğim.
Now we're going to have a nice dinner, and everything will be normal.
Şimdi iyi bir yemek yiyeceğiz, ve her şey normale dönecek.
You � re going to quit too, and were going to get fake drivers licenses, and get one of those camper trailer things, and at night you will be driving, and I would be inside making dinner, and when you come home, we'll be so happy to see that were alive, that
Sende bırakacaksın, ve gidip sahte ehliyetlerden alacağız, sonra kamp karavanlarından bir tane alacağız, gece sen kullanacaksın, ve bende evde yemek hazırlayacağım, ve sen eve geldiğinde, hala hayatta olduğumuzu gördüğümüz için mutlu olacağız.
We're going to dinner, and then we'll have a good- -
Yemeğe gideceğiz, ve sonra iyi bir...
We're going to go and have Thanksgiving dinner... at the Horowitzes'.
Thanksgiving'de Horowitz'lere gidiyoruz.
Now, as there's no hard feelings, we're all going out to dinner.
Şimdi başka bir fikri olan yoksa hepimiz akşam yemeğine çıkacağız
We're going to the Press Club Dinner.
Biz yemeğe gidiyoruz.
We're going out to dinner.
10 dakika sonra akşam yemeğine gidiyoruz.
We're going to dinner in 10 minutes.
10 dakika sonra akşam yemeğine gidiyoruz.
Well, we're going out to dinner.
Biz de yemeğe çıkacaktık.
We're going to a friend's house for dinner.
Akşam yemeği için bir arkadaşın evine gidiyoruz. Sahilde yaşıyorlar.
We're all going out to dinner.
Biz hepimiz yemeğe gidiyorduk.
We're going to have dinner! Can you believe that? Oh my God!
İlişkiye girme fobisini, içli dışlı olma korkusunu "yemeğimi zehirledin" saplantılarını yendi demektir.
We're all going to a pizzeria for dinner, if you want to come.
Eğer gelmek istersen, bu akşam hep beraber pizzacıya gideceğiz.
- We're going to dinner.
Yemeğe çıkıyoruz.
Hey, Daphne, we're going out to dinner.
Biz yemeğe gidiyoruz Daphne. Katılmak ister misin?
We're going to dinner.
Akşam yemeğine çıkıyoruz.
We're going out to dinner after, so I'll see you in the morning.
Veli toplantısından sonra yemeğe gideceğiz, Sabaha görüşürüz.
We're going to that dinner!
Yemeğe gidiyoruz!
We're going to city hall tomorrow, before the rehearsal dinner.
Yarın yemek provasından önce belediyeye gideceğiz.
We're going to be late for dinner.
Yemeğe geç kalıyoruz.
- We're meant to be going to the dinner! I can't.
- Akşam yemeğine gitmemiz gerekiyor.
From now on, we're going to alternate our dinner music, because, frankly... and I don't think I'm alone here...
Şu andan itibaren, yemek müziğini dönüşümlü çalacağız, çünkü, açıkça- - ve burada yanlız olduğumu düşünmüyorum- -
We're going to have the dinner to end all dinners.
Bütün yemeklere son vermek için yemek yiyeceğiz.
we're going shopping 19
we're going out tonight 29
we're going to be late 92
we're going to paris 19
we're going 715
we're going home now 17
we're going for a ride 34
we're going home 358
we're going there 17
we're going again 27
we're going out tonight 29
we're going to be late 92
we're going to paris 19
we're going 715
we're going home now 17
we're going for a ride 34
we're going home 358
we're going there 17
we're going again 27