We're going to make it tradutor Turco
413 parallel translation
If we're going to try this new caper, let's make it a good one.
Bu yeni soygunculuğu deneyeceksek, iyi bir şey olsun.
We're going to let him make it, Mrs. Neall.
Önce onun yapmasını bekleyeceğiz, Bayan Neall.
That's the spirit. Now, this may be the last Christmas party we're going to throw here, so let's make it a lulu.
Bu bizim buradaki son Noel partimiz olabilir o yüzden de en görkemlisinden olsun.
You sure we're going to make it?
Sence başarabilecek miyiz?
We're not going to land and we'll never make it.
Asla aşağıya inmeyi başaramayacağız.
If we're not going to make love, why do you need to give me it?
Eğer sevişmeyeceksek bana neden para vermeyi gerekli görüyorsun ki?
We all know we're going to die... but you make a marvelous game out of it that includes the whole world.
Hepimiz öleceğimizi biliyoruz... sizse bunu tüm dünyayı kapsayan olağanüstü bir oyuna çeviriyorsunuz.
We're not going to make it together.
Beraber bu iş olmayacak. Anlıyor musun?
We're going to make him bring it to us.
Bize kendi elleriyle getirecek.
We'd better be going if we're going to make it in...
Selam. Vaktinde yetişeceksek yola çıksak iyi ol- -
Well, I'm afraid we're not going to make it... to Valley Stream before the banks close.
Korkarım ki bankalar kapanmadan önce... bunu yapmadan Valley Stream'e gitmeyeceğiz.
I think there is a chance to make it through this course and I think we're going to do it
Sanirim bu durumdan kurtulabilmek bir şans var ve bence biz başaracağız
We're going to make it.
Başaracağız.
We're not going to make it with an old bag...
Çirkin bir morukla yapmayacağız...
- I think we're going to make it.
- Sanıyorum başaracağız.
Make it fast, Aymé, we're going to Hotel Plaza.
Nerede? Teşekkür ederim.
I'm beginning to believe we're actually going to make it, sir.
Bunu gerçekten yapacağımıza inanmaya başladım, Efendim.
I think we're going to make it.
Sanırım başardık.
I think we're going to make it. Yee-ha!
Sanırım başaracağız.
- Sure, we're going to make it.
- sana bir kasa şampanya vereceğim.
- We're never going to make it.
- Asla başaramayacağız.
We're not going to make it, are we?
- Başaramayacağız, değil mi?
I think we're both going to make it big!
Bence ikimiz de çok başarılı olacağız.
We're going to give you all the advantages an insider would have, though I doubt it would make a difference.
Bir muhbire sahip olacağınızı düşünerek ne farkettirir bilmiyorum ama size tüm avantaj sağlayacak bilgileri vereceğiz.
We're going to make it, my love. I'm writing another book.
Bir kitap daha yazıyorum.
come on, man, we're going to make it.
Hadi, adamım, Bunu başaracağız.
We're going to restore it, make it worth a lot of money... And never sell it.
Onu tamir edeceğiz ve çok değerli olmasını sağlayacağız asla satmayacağız.
We're not going to make it.
Başaramayacağız!
We're never going to make it.
İmkanı yok zamanında varamayacağız.
! We're just not going to make it, are we?
Bunu başaramayacağız öyle değil mi?
We're going to make it, Fritz.
Buradan çıkacağız!
we're never going to make it.
Yetiştiremeyeceğiz.
- We're not going to make it.
Başarabileceğimizi sanmıyorum.
Now. goddamn it. we're not going out there to make a good show or just put up a good fight.
Şimdi, lanet olsun. Oraya iyi bir şov yapmaya çıkmıyoruz ya da iyi bir savaş vermeye.
- We're not going to make it.
- Başaramayacağız.
We're not going to make it. We're not going...
Başaramayacağız.
I want to, but since we're never going to see each other again... it'll make me feel bad.
İstiyorum, ama birbirimizi bir daha görmeyeceğimiz için.. .. kendimi kötü hissettirecek.
I need more power if we're going to make it to the Badlands.
Badland'e gitmek istiyorsak daha fazla enerjiye ihtiyacım olacak.
It's rumored we're going to make a big attack soon and still no weapons, no support.
Yakında büyük bir saldırıya geçeceğimiz dedikodusu dolanıyor ve hala silah ve desteğimiz yok.
We're not going to make it like this.
Bu işi bu şekilde yapamayacağız.
We're not going to make it.
Bunu yapacağız.
We're not going to make it!
- Kaçamayız!
KIT : We're going to make it.
Başaracağız.
Colonel! We're not going to make it!
Başaramayacağız!
To make it easier for sources to come forward... we're going to allow them to give us information anonymously.
Kaynaklarımızın öne çıkmasını kolaylaştırmak için isimsiz ihbarlar yapılmasına izin vereceğiz.
Now that the Kazon have stepped up their attacks, a lot of people think that we're not going to make it out of here alive.
Şu anda Kazon, saldırılarını arttırmış durumda, bir sürü arkadaşım, hayatta kalamayacağımızı düşünüyor.
We're getting married soon, and we're just going around asking people what is it that we can do to make it last?
Yakında evleniyoruz ve insanlara evliliğimizin sürmesi için neler yapmamız gerektiğini soruyoruz.
Mom, we're not going to make it.
Başaramayacağız anne.
We're going to make it, Rose.
Başaracağız Rose.
We're not going to make it.
Alamayız.
I don't think we're going to make it. "
Gittiğimiz yere varamayacağız, galiba. "