We're going to paris tradutor Turco
67 parallel translation
But if we're going on together, as you said in Paris... I'm saying it now, we've got to beat it right back home where we belong.
Paris'te söylediğin gibi, eğer bu yola beraber devam edeceksek şimdi şana sunu söylüyorum, hemen buradan ayrılıp evimize, ait olduğumuz yere dönmemiz gerekiyor.
We're going to London, Paris and Europe
Londra'ya gideriz, Paris'e, Avrupa'ya.
We're going to Paris.
Paris'e gidiyoruz.
We're going to Paris!
Paris'e gidiyoruz!
We're going to Paris.
Nereye?
Met a girl last night, we're going to Paris.
Ne diyorsun. Peki ya Phyllis?
- We're going to Paris ourselves.
- Biz de Paris'e gidiyoruz.
- We're going to Paris.
- Paris'e gidiyoruz.
Have you heard that we're going to Paris next week?
Önümüzdeki hafta Paris'e gideceğini duydum?
If everyone's OK, we're going to continue to Paris.
Şayet herkes iyiyse, Paris'e devam ediyoruz.
We're going to Paris.
Paris'e gidiyoruz, değil mi?
As we're not going to Paris, let's at least go out fora quiet little dinnertonight.
Madem Paris'e gitmiyoruz en azından bu akşam yemeğe çıkalım.
- We're going to Paris.
- Paris'e gidiyoruz. - Bekle.
We're going back to Paris.
Paris'e dönüyoruz.
We're going back to Paris.
Biz Paris'e döneceğiz.
Mr. Paris, we're going to land Voyager on the surface.
Bay Paris, Voyager'ı yüzeye indireceğiz.
In fact, oddly enough, we're going to Paris ourselves.
Aslında, biz de Paris'e gidiyorduk.
We're going to Paris.
Paris'e gideceğiz.
We're going to fight, we'll go all the way, we won't stop!
Paris'ten daha yeni döndün. Muhabirlerimizin çoğunu şaşırttığını biliyoruz ki,... her an risk altındaydın.
We're going to speak among ourselves.
Paris'deki birçok kadın işçi silah altına girmekte.
We're going to see the Mighty Reds do the frogs in Paris.
Kırmızıların kurbağaları becermesini izlemek için Paris'e gidiyoruz.
- Coop? Cooper, we're going to Paris.
- Cooper, Paris'e gidiyormuşuz.
I have given manjula many gifts, including a bouquet of flowers, diamond earrings, and we're going to see paris... hilton.
Manjula'ya bir sürü hediye aldım çiçek buketi pırlanta küpeler ve Paris Hilton'u göreceğiz.
Elena, we're going to Paris. OK?
Elena, Paris'e gidiyoruz, tamam mı?
How cool is it that we're going to France?
Paris'te kalırken çok eğleneceksin.
We're going to Paris, aren't we?
Paris'e gidiyoruz, değil mi? Evet.
- We're not going to Paris?
- Paris'e gitmiyor muyuz?
Zack! - Zack, we're going to Paris.
- Zack, Paris'e gidiyoruz!
- We're going to Paris!
- Zack, Paris'e gidiyoruz!
But we're going to Paris!
Paris'e gidiyoruz!
We're going back to Paris.
Paris'e geri dönüyoruz.
We're all going to Paris.
Hepimiz Paris'e gidiyoruz.
Yes, we're going to teach Americans in Paris how to cook.
Evet, Paris'teki Amerikalılara ders vereceğiz.
We're going to export those lotas to paris,
- onunla su taşır. - Evet.
We're going to Paris in four and a half weeks.
Dört buçuk hafta içinde Paris'e gidiyoruz.
She just flew in from Paris, and we're going to live together in the most amazing house and...
Paris'ten geldi, Ve mükemmel bir evde beraber yaşayacağız ve...
We're not going to Paris.
Paris'e gitmeyeceğiz.
We're going to Paris and you will give us fuel.
Biz Paris'e gidiyoruz. ve sizde bize yakıt vereceksiniz.
We're going to Paris, not your dipshit boondocks!
Paris'e gidiyoruz, sizin boktan köylerinize değil!
We're going to Paris?
Harika.
We're going to Paris? What?
Paris'e mi gidiyoruz?
We're going to Paris tonight and I want you all at the ceremony.
Bu gece Paris'e gideceğiz ve törende hepinizi görmek istiyorum.
We're going to Paris, actually.
Aslında Paris'e gidiyoruz.
"We're not going to Paris" " because then we'd definitely be going to Paris.
Eğer Molly'ye Paris'e gitmiyoruz dersem kesinlikle Paris'e gideriz.
No, uh, we're going to Paris.
PARİS BRÜKSEL - AACHEN VE KÖLN AKTARMASI Hayır, Paris'e gidiyoruz.
We're going to Paris, which should be really fun.
Paris'e gidiyoruz ve gerçekten eğlenceli olacak.
According to the strange shape of the rolls I guess we're going to Paris.
Bu börege bakilirsa bence Paris'e gidiyoruz efendim.
We're going to "La Renardicre", an inn 50 kilometres from Paris.
- İki saat içinde ayrılıyoruz. Paris'in 50 kilometre yakınındaki La Renardière oteline gidiyoruz.
We're going to Paris?
Paris'e mi Gidiyoruz?
Now he says we're not going to Paris, but straight back to Scotland in the morning, on the first ship.
Şimdi Paris'e gitmediğimizi, ilk gemiyle sabah İskoçya'ya gideceğimizi söylüyor.
Maybe we're finally going to Paris like we intended four years ago, when we crash-landed in Cleveland.
- Belkide dört yıl önce - tasarladığımız gibi Paris'e gidiyoruzdur. - Hiç Cleveland'a inmemişizdir.
we're going shopping 19
we're going out tonight 29
we're going to be late 92
we're going 715
we're going home now 17
we're going to dinner 19
we're going for a ride 34
we're going home 358
we're going there 17
we're going again 27
we're going out tonight 29
we're going to be late 92
we're going 715
we're going home now 17
we're going to dinner 19
we're going for a ride 34
we're going home 358
we're going there 17
we're going again 27