English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / We're just passing through

We're just passing through tradutor Turco

68 parallel translation
Buddy, we're all just passing through.
Dostum, hepimiz geçip gidiyoruz.
- We're cattlemen... just passing through here.
Sığır yetiştiriciliği yapıyoruz. Geçerken uğradık.
We're just passing through.
Hiyoshi Tapınağı'nı ziyarete geldik.
We're just passing through.
Biz kendi yoluna gideriz.
"Hello ladies and gents, we're just passing through."
"Merhaba bayanlar ve baylar, biz sadece buradan geçiyor."
Why? We're just passing through.
Ama onunla konuşmak istiyorum.
We're just passing through.
Biz sadece geçiyorduk.
But we're just passing through here. Back East is where the people see us.
seni insanların gördüğü batının ötesinde her yerden geçireceğiz.
We're just passing through.
Sadece gelip geçiciyiz.
No, we're just passing through.
Değiliz, bayım. Sadece geçiyorduk.
If he's not there, we'll just say we're passing through.
Eğer evde değilse, sadece yoldan geçtiğimizi söyleyeceğiz.
- Yeah, we're just passing through.
- Evet, buradan geçiyorduk da.
We're just passing through, trying to get home.
Sadece geçiyouz, eve gitmeyi deniyoruz.
- We're just passing through.
- Buradan geçiyorduk. - Biz de.
We're just passing through.
Geçiyorduk uğradık.
Telling you that we're just passing through.
Size sadece buradan geçiyor olduğumuzu söylemiştir.
We're just passing through.
Geçiyorduk.
Relax, we're just passing through!
- Sakin olun, sadece uğradık!
But we're just passing through!
Direkt seyahat edecegimizi zannediyordum!
We're all just passing through, kiddo.
Hepimiz sadece uğrayıp gidiyoruz ufaklık.
We're just passing through.
Sadece geçiyoruz.
Keep walking. Act natural. We're just passing through.
Yürümeye devam et ve doğal davran, sadece geçiyoruz.
We're just passing through here, sir.
Sadece buradan geçiyorduk, efendim.
Ah, we're just passing through to see the new Prime Minister.
Yeni başbakanı görmeye gidiyoruz.
No, listen, we're just passing through.
Hayır, dinleyin, sadece geçiyoruz.
We're just passing through.
Yalnızca geçiyoruz.
- We're just passing through.
- Biz sadece buradan geçiyorduk.
- We're just passing through.
- Sadece geçiyorduk. - Evet.
We're just passing through.
Biz sadece buradan geçiyorduk.
We're nomads, just passing through.
Biz göçerik, buralardan geçerük.
We ’ re just passing through town.
Sadece kasabadan geçiyorduk.
We're just passing through.
Doğrudan geçip gideceğiz.
You look like you saw something explode or something. We're just passing through, man.
Bomba falan görmüş gibisiniz.
Keep arguing, we're just passing through.
Tartışmaya devam mı, biz de geçiyorduk!
Hey, we're just passing through, ma'am.
Sadece geçiyorduk bayan.
My point being that we're just passing through.
Demek istediğim şu ki biz buradan geçiyoruz.
We're just passing through on our way to a family reunion. That is, until we ran out of gas.
Bir aile toplantısı için yoldaydık ta ki benzinimiz bitene kadar.
We're just passing through.
Sadece geçiyorduk.
We're just passing through, investigating an accident.
Sadece geçiyorduk, bir kazayı araştırıyoruz.
Oh. Well, we're just passing through the atmosphere of a gas giant on the far side of the universe in an ancient spaceship.
Şey, biz sadece Eskiler'e ait bir uzay gemisiyle evrenin öteki ucundaki bir gaz devinin atmosferinin içinden geçeceğiz.
The idea that there are star gates or that they could have existed in ancient times, we do see many artifacts and representations of someone passing through a doorway or going through some type of energy source, and ancient man did not understand technology, just as we're trying to understand :
bir çok araç görüyoruz ve de birilerinin bir tür geçit kapısından geçtiği veya bir enerji kaynağının içerisine girdiğini duyuyoruz ve eski insanların da bu teknolojiyi anlamadıklarını ; tıpkı bizlerin de
No, we're just passing through.
Hayır, biz sadece geçerken konum.
But we're just passing through Porter square.
Şimdi Porter Meydanı'nı geçiyoruz.
We're just passing through on a little business, and we thought maybe we could catch up.
Küçük bir iş sebebiyle buralardan geçiyorduk ve belki arayı kapayabiliriz diye düşündük.
We're just passing through on our way to audition for Disney World.
Disney World elemelerine giderken buradan geçiyorduk.
Yeah, we're old friends of Tim's, and we were just passing through on our way to Gettysburg, and we were just...
Evet. Biz Tim'in eski dostlarıyız ve Gettysburg'a giderken burası da yol üstünde olunca dedik bir uğrayalım.
Look, we're just passing through.
Bak buradan... sadece geçiyorduk.
We're just passing through.
- Sadece geçiyorduk.
We're just two people passing through.
Geçerken uğrayan iki kişiyiz sadece.
We're going to France, just passing through.
Fransaya gidiyoruz.
We're all just passing through the motions of our days like shadow puppets or ghosts of who we were.
Eskiden olduğumuz kişilerin gölgesi ya da hayaleti gibi geçiyor günlerimiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]