We're not sure yet tradutor Turco
167 parallel translation
- We're not sure yet.
- Henüz emin değiliz.
I'm not sure we're out of it yet.
Tehlikeyi atlattığımızı sanmam.
It's not yet time I want to wait till we're sure to succeed Yes, your nickname is'Fail-Safe'
Sırası değil zafer için en garanti anı bekleyeceğim evet, sana "garantici" demelerine şaşmamalı
Sure, lots. We're just not ready to discuss it yet.
Bir sürü şey var, ama bunları konuşmak için daha erkenmiş.
We're not sure yet, but... That's why you held up a bank?
Bu yüzden mi silahlı soyguna kalkıştınız?
- We're not sure yet.
- Henüz emin değiliz,
KEEL : We're not sure yet.
- Bundan daha emin değiliz.
We're not sure if anything's happened yet.
Bir şey olduğundan emin değiliz henüz.
- We're not sure yet.
- Emin değiliz.
We're not sure yet...
Henüz emin değiliz.
We would, Marian, but we're not sure how it works... yet.
Yapardık, Marian, ama nasıl çalıştığından henüz emin değiliz.
We ´ re not sure yet.
- Henüz emin değiliz.
- We're not sure, yet.
- Henüz emin değiliz.
We're not sure yet, but we think it's some kind of noncorporeal alien.
Daha emin değiliz, ama bir çeşit bedensiz bir yabancı olduğunu düşünüyoruz.
We're not sure yet.
Henüz emin değiliz.
We're not sure yet.
Tam olarak bilmiyoruz.
According to the license, her name is, uh, Lauren Mackalvey, but, uh, we're not sure yet that this is her body.
Çantadaki ehliyete göre, kadının adı Lauren Mackalvey. Ama bulduğumuz cesedin ona ait olduğundan emin değiliz.
We're not even sure they're looking for us yet.
Tam olarak bizi aradıklarında henüz emin değiliz.
We're not sure what he used yet.
Cinayet silahını bulamadık.
No, that would have meant staying in a hotel together, and I'm not sure we're ready for that yet.
Hayır. O zaman otelde birlikte kalmamız gerekir. Buna hazır olduğuma emin değilim.
We're not sure yet, but we think so.
Emin değiliz, ama sanıyoruz.
Well, we're not quite sure yet.
- Henüz emin değiliz.
And two civilians are lying wounded or dead- - we're not sure yet- - in the area of Chamberlain Street.
Ve iki sivil yaralı ya da ölü olarak yerde - henüz durumlarından emin değiliz - Chamberlain Sokağı bölgesindeler.
We're not sure who has jurisdiction yet.
Burası kimin yetki alanında henüz bulamadık.
Well, we're not sure, we haven't found her yet.
Emin değiliz, hala onu bulamadık.
- We're not even sure yet.
- Daha hiç bir şeyden emin değiliz.
We're not sure yet.
Daha emin değiliz.
We're not sure yet.
- Henüz emin değiliz.
Well, we're not 1 00 % sure about that yet.
Biz de henüz % 100 emin değiliz.
Well, we're not exactly sure yet, but here's what I want you to do.
Henüz emin değiliz.
Uh, we're not sure yet.
Henüz emin değiliz.
Will I be okay? We're not sure what's wrong yet.
- Henüz sorunu anlayabilmiş değiliz.
- We're not exactly sure yet.
- Hala tam olarak bilmiyoruz.
We're not yet sure exactly who the rescued hostage is, but it appears to be an adult male.
Şu an kurtarılmış rehinenin kim olduğunu bilmiyoruz. Ama yetişkin bir erkek olduğu görülüyor.
- We're not sure yet.
- Biz henüz emin değiliz.
We're not sure yet
Henüz emin değiliz.
Well, I think that's premature. We're not even sure if Bale's involved yet.
Bale'in işin içinde olduğundan emin değiliz.
- We're not sure yet if it was done on purpose. Oh, yeah?
- Kasıtlı yapıldığına dair kanıt yok.
We're not even sure if we're under surveillance yet, Tony.
Gözetlenip gözetlenmediğimizi bile bilmiyoruz Tony.
No, we're not listed in that publication yet, but once we're reviewed, I'm sure it'll be- -
Hayır, henüz o dergide yayınlanmadık, ama bir yayınlanırsak, eminim ki- -
We're not sure what the problem is yet.
Sorunun ne olduğundan emin değiliz.
Maybe take a trip to Russia, but we're not sure yet.
Valla bir Moskova, Petersburg turu diyoruz ama...
We're not quite sure yet.
Henüz tam olarak emin değiliz.
She's not sure we're hitting the emotional arc just yet.
Duygusal noktayı vurup vurmadığımızdan emin değil.
You know, we're not even sure this girl was actually murdered yet.
Kızın öldürüldüğünden emin değiliz.
We're not sure yet.
Emin değiliz.
But we have a public and I'm not sure you're ready for it yet.
Bir dinleyici kitlemiz var ve ben bunun için henüz hazır olmadığını düşünüyorum.
We're not sure yet.
Daha karar vermedik.
We're not quite sure yet.
Henüz emin değiliz.
We're not sure who it is yet, exactly.
- Tam olarak kim olduğundan henüz emin değiliz.
We're not sure yet, but I think her liver is failing.
Henüz emin değiliz ama kızınızın karaciğerinin iflas ettiğini düşünüyorum.
we're not friends anymore 25
we're not gonna make it 79
we're not together anymore 25
we're not married 104
we're not ready 48
we're not lost 34
we're not sure 186
we're not going 77
we're not friends 137
we're not dating 51
we're not gonna make it 79
we're not together anymore 25
we're not married 104
we're not ready 48
we're not lost 34
we're not sure 186
we're not going 77
we're not friends 137
we're not dating 51