We've got work to do tradutor Turco
368 parallel translation
We've got work to do.
İşimiz var.
You can't drink that stuff when we've got work to do.
Yapacağımız bir iş varken o şeyi içemezsin.
We've got work to do.
Yapacak çok işimiz var.
We've got important work to do.
Yapılacak önemli işlerimiz var.
We've got a lot of work to do.
Yapacak çok işimiz var.
We've got work to do.
Yapacak işimiz var.
We've got work to do.
Yapacak işlerimiz var.
- We've got work to do.
- Yapacak işlerimiz var.
You see, we've got a lot of work to do.
Yapacak çok işimiz var.
We've got work to do out here.
Burada yapacak işimiz var.
- We've got work to do.
- Yapacak işimiz var.
Come on, you slovenly soldier, we've got work to do.
- Emekle. Gel, işimiz var.
He came back. Well we've got work to do.
"Ringo" olarak da bilinir.
Come on, we've got some work to do.
Hadi, yapacak işlerimiz var.
Come on, baby, we've got work to do.
Gel, yapacak işlerimiz var.
We've got a lot of work to do in Brandeston.
Brandeston'da yapacak bir sürü işimiz var.
We've got work to do, honey.
Yapmamız gereken işler var tatlım.
We've got work to do.
Yapılacak işlerimiz var.
Well, me and the boys here... we got some work to do.
Eh, benim ve bu çocukların yapacak işlerimiz var.
If you'd have listened, we could've had a nice little house you could've got a decent job and gone to work the way that other men do.
Eğer dinlemiş olsaydın, küçük ve güzel bir evimiz olabilirdi... sen de düzgün bir iş bulup diğer erkeklerin yaptığı gibi işe gidebilirdin.
We've still got work to do.
- Hâlâ yapmamız gereken işler var.
We've got a lot of work to do.
Çok çalışmak zorundayız
Quit chewing the fat, we've got work to do.
Çene çalmayı bırak, yapacak işimiz var.
We've got a lot of work to do.
Yapacak bir sürü işimiz var.
We've got work to do!
Yapacak işimiz var!
Come on, Noodles, we've got work to do.
Hadi, Noodles.
We've got work to do.
SAB 2146. - Yapacak ne var?
Let's go. We've got work to do.
Yapacak işlerimiz var.
We've got work to do first.
Önce yapılacak işlerimiz var.
We've got work to do.
Yapmamız gereken işler var.
We got special work to do here, you and me.
Birlikte yapacak özel işlerimiz var, sen ve ben.
We've got work to do here.
Burada yapacak işlerimiz var.
We've got work to do, and don't you dare buckle right now.
O bir bebek değil. O bir insan değil. Yapacak çok işimiz var.
We've got work to do.
Yapacak bir işimiz var.
We've got work to do.
Yapılacak işler var.
We've got lots of work to do here.
Yapmamız gereken çok şey var.
We've got work to do!
Yapacak işlerimiz var daha.
We've got work to do.
Çok işimiz var.
Mister Dante, We've got much work to do.
Bay Dante, Bizim burda yeterince sorunumuz var.
Of course, I suppose that we've both got our work to do... so if there's nothing else right now...
Ama elbette ikimizinde yapacak işleri vardır... eğer konuşacak başka bir şey yoksa...
We've got a lot of work to do on the car.
Arabayı yapmak için çok işimiz var.
We've got work to do and it's not in Maryland.
Yapılacak işlerimiz var ve Maryland'de değiliz.
Come on, we've got work to do.
Hadi, yapacak işlerimiz var.
- We've got work to do.
- İşimiz var.
Agnes, we've got work to do.
Agnes, yapacak işimiz var.
- We've got work to do!
- Yapacak işimiz var!
Come on, now, we've got work to do.
Haydi iş başına.
Madam wants to rest, and we've got work to do.
Madam dinlenmek istiyor, ve bizim de yapılacak işlerimiz var.
We've got a lot of work to do. We've gotta study our opponents and study ourselves.
Yapacak çok işimiz var rakiplerimizi ve kendimizi tanımalıyız.
We've got a lot of work to do back home.
Memlekette yapacak çok işimiz var.
We've got a lot of work to do and only a year in which to do it.
Çok iş ve bitirmek için bir yılımız var.