We can't do this tradutor Turco
1,261 parallel translation
But we can't do this. I have another family now. I know that's not fair but...
Ama bunu yapamayız şu anda başka bir ailem var.
But I do know that we can't even begin to try until you deal with this.
Ama sen bunu halletmedikçe denemeye başlayamayız bile.
We can't do this.
Bunu yapamayız.
I do hear her, I just don't understand why we can't decide this amongst ourselves.
Sadece neden buna kendi aramızda karar veremeyeceğimizi anlamıyorum.
Come on, Charlie-boy, we can't do this without you.
Hadi, Charlie, bunu sensiz yapamayız.
- We can't do this anymore.
Buna devam edemeyiz.
- We can't do this.
- Bunu yapamayız.
Lois, we can't do this tonight, the guy from Princeton's coming to meet me.
Bu gece yapamayız. Princeton'dan biri gelecek.
We can't say any more "This we do not do".
11 Eylül sonrası, hiç kimsenin ya da hiçbir şeyin dokunulmaz olmadığına dair bir karar aldık.
We can't do this!
Bunu yapamayız!
We're up against it. We can't say any more, "This we do not do."
Artık "Biz bunu yapmayız" cümlesine tamamen karşıyız.
Can't we do this later? Over dinner?
Mesela akşam yemeğinde.
I do believe there aren't five swingin'dicks in this entire department who can do what we do.
Biliyorum ki kocaman departmanda bizim yaptığımızı yapabilecek beş tane piç yoktur.
I can't help it. What'll we do if we won't be able to stay in Edo because of this?
Böyle davranmaya devam edersen ve biz Edo'dan kovulursak sen ne yapacaksın?
Oh, we can't do anything really fun in a room like this! Hey, I know!
Ama bu oda da öyle şeyler yapamayız.
I know the procedure, but we can't do this to him.
Prosedürü biliyorum, ama ona bunu yapamayız.
Look here, woman, can't we do this some other time?
Buraya bak, kadın, bunu başka bir zaman yapamaz mıyız?
Sir, we can't do this!
Efendim, bunu yapamayız!
- We can't do this. - Hey, I am an actor.
- Bunu yapamayız.
We can't do this, guys.
Bunu yapamayız çocuklar.
But I don't think we can do this. Why not?
- Ama bunu yapabileceğimizi sanmıyorum.
Get out of my way. This is inhuman, we can't do this.
Bu insanlık dışı bunu yapamayız.
We can't do this deal.
- Bu anlaşmayı yapamayız.
Why don't we go ahead and do this thing - so you can get back to your family?
Neden işe devam edip şu işi bitirmiyoruz ve sen de ailene dönmüyorsun?
We've been talking, and look... if you love Trish, you can't do this.
Konuştuklarımız ortada. Trish ´ i seviyorsan bunu yapamazsın.
I can't do this. One hour. We're gonna eat.
Bir saatçik daha dayan....... yemeği yiyeceğiz şimdi, lütfen bir saatçik daha.
We can't do this. - What?
- Bunu yapamayız.
- Eden, we can't do this.
- Eden, bunu yapamayız.
But look, you know, we can't do business like this any more.
Ama bak, bundan böyle bu tür işler yapamayız.
And some of them was saying : Well I don't know if we can do this.
Ve bazılarında "Bunu yapabilir miyim bilmiyorum" yazıyordu.
Because we can't get underneath this rickshaw here, we built a model, that we can raise up very easily and then we can do all the shots looking underneath.
Hindi hala olmamış.
We can't do this. It's too soon. - Oh it's OK.
Bunu yapamayız Henüz çok erken
I can't believe we have to do this.
Bunu yapmak zorunda olduğumuza inanamıyorum.
this here could work, but that we can't do.
Burada çalışabilir, ama biz yapamayız.
[Film Dialogue] Kiyoaki-sama, we can't do this right here.
[Film Diyalogları] Kiyoaki-sama, bunu burada yapamayız.
We have to defeat our fear or we can't do this work.
Korkuyu uzak tutmamız gerek, yoksa bu işi yapamayız.
- We can't just do this on your authority.
- Bunu sizin yetkiniz altında yapamayız.
You don't think we can do this?
Yapabileceğimize inanmıyor musunuz?
There a reason we can't do this from home?
Orada bir neden evden bunu yapamaz?
We can't do this to him, to his crew.
Bunu ona ve mürettebatına yapamayız.
- We can't do this here, Logan.
- Bunu burada yapamayız Logan.
We can't do this now.
Şu an yapamayız.
I would give her 10 excellent medical reasons why we can't do this procedure.
Bu operasyonu yapmamamız için 10 mükemmel neden söyleyeceğim.
- I can't believe we didn't do this before.
- Bunu daha önce yapmadığımıza inanamıyorum.
I know that, okay, and no offense, Albert, but we can't do this one by the book.
Biliyorum, tamam, alınma Albert, ama bunu kitaba bağlı kalarak yapmayacağız.
Seems to me that's been tried. Vig, we can't do this now.
Vig, bunun hiç sırası değil.
Stop, we can't do this.
Durun, bunu yapamayız.
No, we can't do this.
Bunu yapamayız.
I can't do it. So then we chased this cat that was all like, "Aw!"
Sonra Şanslı poposunu yere sürtüp çok komik bir numara yaptı.
Burdick thinks he can do this without us, we won't get in the front door.
Burdick bizsiz yapabileceğini düşünüyor, ön kapıdan girmeyeceğiz.
We're gonna do everything we can to make sure this doesn't happen again.
Boyle bir şeyin bir daha olmaması için elimizden geleni yapacağız.
we can't do this anymore 31
we can't do this without you 17
we can't do this alone 17
we can't 1514
we can't leave 63
we can't afford it 60
we can't give up 27
we can't do anything 50
we can't do it 50
we can't wait 112
we can't do this without you 17
we can't do this alone 17
we can't 1514
we can't leave 63
we can't afford it 60
we can't give up 27
we can't do anything 50
we can't do it 50
we can't wait 112
we can't stop 49
we can't get out 36
we can't have that 76
we can't go back 57
we can't go 48
we can't keep doing this 32
we can't help you 33
we can't just 40
we can't let that happen 60
we can't go home 32
we can't get out 36
we can't have that 76
we can't go back 57
we can't go 48
we can't keep doing this 32
we can't help you 33
we can't just 40
we can't let that happen 60
we can't go home 32