We can't help you tradutor Turco
453 parallel translation
I can't help thinking we'd be better off if you hadn't escaped.
Ama belki de kurtulmasaydın hepimiz için daha iyi olurdu.
I'm sorry but we can't help you.
Üzgünüm, size yardımcı olamam.
We can't help him if you don't tell me.
Bana söylemezsen ona yardımcı olamayız!
Ann, we can't help you.
Ann, sana yardım edemeyiz.
We'd like to help you, but we can't.
Sana yardım etmek isterdik ama, yapamayız.
You ain't leaving'in no hurry if we can help it.
Keşke elimizden bir şey gelse de böyle apar topar gitmeseniz.
We can't help you.
Sana yardım edemeyiz.
" If there's anything we can do to help you against the United States don't hesitate to ask.
" Amerika'ya karşı, size yardım için yapabileceğimiz bir şey varsa söylemeye çekinmeyin.
We can't help you if you won't help us.
Bize yardımcı olmazsan yardım edemeyiz.
Maybe you can help him. We can't.
Bizim ona yardımımız olmuyor, belki senin olur.
We can't help you.
Size yardım edemeyiz.
Now don't you fret about a thing. We'll put our heads together and see what we can do to help you.
Hepimiz el ele vereceğiz, ve sana sana yardımı dokunacak neler yapabileceğimize bakacağız.
I'm afraid we can't help you to locate your invader.
Korkarım, istilacılarınızın yerini bulmada yardım edemeyeceğiz.
Well then, we can't help you, Jim.
O zaman sana yardım edemeyiz, Jim.
If by that you mean we can't expect help from the Enterprise, I must agree.
Enterprise'dan yardım bekleyemeyiz diyorsanız, aynı fikirdeyim.
We need you to help us with all these crimes we can't solve.
Çözemediğimiz şu vakalarda yardımına ihtiyacımız var.
We can't ask you, Mr Rudd, but Van, we could use your help.
Size sormuyorum Bay Rudd, ama Van sen yardımcı olabilirisin.
We must find the gold of Juarez, and we can do it if you help us. Riza and his men don't mean anything to us now.
Önce Juarez'in altınlarını bulmalıyız ve yardım edersen başarabiliriz.
We must see what we can do to help you, mustn't we?
Sana nasıl yardım edebiliriz bir bakalım!
If I said, even though we can't believe in love anymore, you and I, if I said let's try to create something for each other, I need you, you can help me, would you refuse?
İkimizin bir daha asla aşka inanmayacağını, birbirimiz için bir şey yaratmaya çalışmamızı, sana ihtiyacım olduğunu ve bana yardım edebileceğini söyleseydim, beni reddeder miydin?
- We? - Don't turn down any help you can get.
- Teklif edilen yardımı geri çevirme.
Are you sure I can't help you now that we have the pictures up?
Şu resimler kadar sana yardım edemeyeceğime emin misin?
Sgt. Foggers, we can't spare any men to help you because of the war games.
Çavuş Foggers, savaş talimleri yüzünden yanına adam veremeyiz.
We can't help you if you won't let us, David.
Sen istemezsen sana yardım edemeyiz, David.
We just can't help you now.
Artık sana yardım edemeyiz.
You can't butter it, but maybe we could help you.
Tereyağını süremiyorsun, fakat belki sana yardım edebiliriz.
Oh, I-I'm sorry. We just can't help you now.
Üzgünüm, şimdi sana yardım edemeyiz.
Yeah, well, that's right, and if you don't mind my making a suggestion, maybe we can help.
Evet, tabi, yanlış anlamazsan belki bir katkımız olur yardımımız dokunabilir.
What does he want here? Mieze, you've got to help me, We can't leave things like this, Something has to be done,
Bizlerden 10 veya 12 yaş daha küçük olmana rağmen 100 yaş daha zekisin.
You needn't be happy about what I did, but maybe we can help each other now.
Yaptıklarım için mutlu olman gerekmez. Birbirimize yardım edebiliriz.
Why don't we have a drink after work? I can help you work out a little itinerary.
İşten sonra bir şeyler içelim.
I don't see how we can help you.
Size nasıl yardım edebileceğimizi anlamıyorum.
Ohh! You know, i can't help thinking we're doing something special here.
Biliyor musun, burada özel bir şeyler ortaya çıkardığımızı hissediyorum.
But let me talk to her, and we'll see if we can't help you out.
Ama onunla konuşayım. Bakalım size yardımcı olabilir miyiz.
Let me explain why we can't help you.
Önce size neden yardım edemediğimizi açıklayayım.
I'd love to help you, but we can't busy the quarterback with passing out the Gatorade.
Yardım ederdim ama oyun kurucunun Gatorade'den sarhoş olmasına izin veremeyiz.
You can look as much as you want to, but this is our business and we don't want no help from out-of-parish.
Şuraya bakın. Ama bu bizim olayımız. Yardıma ihtiyacımız yok.
- I don't think we can help you, sir.
- Size yardım edebileceğimizden emin değilim efendim.
" As much as we'd like to help you, we can't afford to string out the loan.
"Size ne kadar yardım etmek istesekte, aidatlarınızı zamana yayamayız."
It's good you came, but we can't help you
İyi geldiniz de, ama size yardım edemeyiz.
I'm sure we can find another metabolic specialist at the lab who can help you - Look, I'd miss you. So don't go, all right?
Sana laboratuvarda yardım edebilecek başka bir metabolizma uzmanı bulabileceğimize eminim.
I can't tell you why or how but we need your help and we need it right away.
- Nasıl olacağını bilmiyorum ama yardımın gerek, hem de hemen. - Ne gerekiyorsa yaparım.
we can't help you, okay?
sana yardim edemeyiz, tamam mi?
And we're going to help you in every way we can, aren't we, honey?
Ve her şekilde sana yardım edeceğiz, değil mi, tatlım?
" No, we can't help you, but we were the first ones here.
"Hayır, size yardım edemeyiz, ama buraya ilk gelenler biziz."
- We need help, anyone can see that, and I can't think of anyone better qualified for the job than you.
Apaçık ortada. Ayrıca bu iş için senden daha nitelikli birini düşünemiyorum.
We still can't help you.
Size hala yardım edemeyiz.
We can't help if you go walk about at night by yourselves!
Bir başınıza gece yarısı böyle sürtüp durursanız her birşey gelir başınıza.
We can't help you if you don't help us.
Bize yardım etmezseniz biz de size yardım edemeyiz.
Master Wong, although we are friends, but, it's my duty, I can't always help you.
Usta Wong, hala arkadaşız, Ama, bu benim görevim, size herzaman yardımcı olamayabilirim.
Dr Bashir will help you, but understand, we can't take sides.
Dr Bashir sana yardım edecek, ama anla, taraf tutamayız.
we can't leave 63
we can't 1514
we can't give up 27
we can't afford it 60
we can't do it 50
we can't wait 112
we can't do anything 50
we can't stop 49
we can't get out 36
we can't have that 76
we can't 1514
we can't give up 27
we can't afford it 60
we can't do it 50
we can't wait 112
we can't do anything 50
we can't stop 49
we can't get out 36
we can't have that 76