We don't have anything tradutor Turco
910 parallel translation
But if we don't have a life form at all, we don't have the potential for anything.
Ama herhangi bir yaşam formu yoksa, Hiç bir şey için bir potansiyel yoktur.
That's why we were there, and I don't see why we should be held accountable for anything that these people might have done.
Elbette, o yüzden gitmiştik, dolayısıyla bu insanların yapmış olabileceği... herhangi bir şey için neden sorumlu tutulduğumuzu anlayamıyorum.
You don't have to do anything when we get to Dawson.
Dawson'a varınca bir şey yapman gerekmiyor.
But we don't have anything else.
Ama başka eşyamız yok.
We don't necessarily have to have noticed anything, figured anything out.
Bir şey görmüş olmak, farketmiş olmak zorunda değiliz.
I don't think we have to say anything for him.
Onun için bir şey söylemek zorunda değiliz.
I just don't think we have anything to discuss.
Tartışacak bir şeyimiz olduğunu hiç düşünmüyorum
Don't condemn our poverty, we don't have anything better.
Fakirliğimizi mahkum etmeyin, daha iyi bir şeyimiz yok.
Mr. Bragner, simply because we haven't lived quite as many years as you have doesn't mean that we don't know anything about the theater.
Bay Bragner, sırf senin kadar çok yıllar geçirmemiş olmamız tiyatro konusunda bir şey bilmediğimiz anlamına gelmez.
We don't have anything... since eight days... since he...
Sekiz gündür hiç bir şey yok! Tutuklamadan bu yana...
The worst thing is that we don't have anything to drink.
En kötü şey, içecek bir şey olmaması.
We don't have anything to say to each other.
Konuşacak bir şeyimiz yok.
The stove is free, we don't have anything to eat.
Ocak boş. Evde yemek dahi yok.
We don't have anything to do anyway.
Zaten yapacak bir işimiz yoktu.
We don't have to do anything.
O halde yapacağımız hiçbir şey yok.
We don't have to do anything.
Aslında bir şey yapmamıza gerek yok.
We don't have anything.
- Hiçbir şeyimiz yok.
So we don't have to save on anything anymore.
Yani artık daha az kazanamayacaksın demek ki.
We don't have anything fancy for you to eat, but drink up.
Yemek için çok fazla seçeneğimiz yok ancak içkimiz var.
Still, I don't enjoy other people's defeat, and we don't have anything to say to each other.
Başkalarının yenilgisinden zevk duymam. Hem konuşacak bir şeyimiz yok.
We sure don't have anything like that in Alabama!
Böyle bir şeyin Alabama'da olmadığına eminim!
We don't have anything to drink.
İçecek yok.
We don't have anything to do with those revolutionaries.
Bizim devrimcilerle bir alakamız yok.
I'd offer you soda or a beer, but we don't have anything yet.
Soda veya bira ikram ederdim fakat bir şeyimiz yok henüz.
Maybe you're right. Maybe we don't have anything in common.
Belki haklısın, belki hiç ortak yönümüz yok.
We really don't have anything with us.
Gerçekten bayım.
- We don't have anything else?
- - Başka bir şeyimiz var mı?
We don't have anything to lose.
Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok.
Anyway we have nothing to do you have another woman... and with another woman, I don't want to know anything about you
Zaten yapacak bir şey yok, başka bir kadınlasın senin hakkında hiçbir şey bilmek istemiyorum.
Here we don't have boyfriends, marriages or anything like that!
Burada erkek yok, evlilik yok. Hiçbir şey yok.
- We don't have anything more to eat.
- Yiyecek başka bir şeyimiz yok.
After we pay Jose, we don't have anything left.
Jose'ye ödedikten sonra bize bir şey kalmıyor.
We don't have anything special, but please have a little patience.
Çok yok ama lütfen biraz sabırlı olun.
We don't have anything serious against him.
Ama aleyhinde bir delil yok ki.
Now, we don't have anything to worry about.
Şu an telaş edecek bir durum yok.
It means we don't have anyone and anything.
Bizim hiç kimsemiz ve hiçbir şeyimiz yok demektir.
You great hunter, shoot all beasts... we don't have anything to eat.
Siz büyük avcılar, bütün hayvanları vurmak bize yiyecek bir şey olmamak.
I don't think we have anything to talk about.
Konuşacağımız bir şey bulunduğunu sanmam
But we don't have anything to offer.
Ama önerecek hiçbir şeyimiz yok.
If I don't get some lunch ready now we won't have anything to eat.
Şimdi bir kahvaltı hazırlamazsam yiyecek bir şeyimiz olmayacak.
We don't have any hunting rifles, we don't have anything.
Tüfeğimiz falan yok, hiçbir şeyimiz yok.
No, we don't have anything to lose.
Hayır kaybedecek hiçbir şeyimiz yok.
We don't have to decide anything final now.
Son kararını hemen vermek zorunda değilsin.
Unofficially we don't have anything either.
Gayrı resmi olarak da elimizde bir şey yok.
- Okay, we don't have to say anything.
- Tamam, bir şey söylememiz gerekmez.
I don't think we have to report to each other every time we go to bed with somebody. It doesn't mean anything.
Ne zaman birileriyle yatsak birbirimize söylemek zorunda değiliz.
Now we don't have anything.
Şimdi hiçbir şeyimiz yok.
We don't have to talk about anything at all.
Hiçbir şeyi konuşmamız gerekmiyor.
You're making us uncomfortable. We don't have anything in return.
Hiç gerek yoktu, çok teşekkür ederim Pierre.
Don't we have anything from the New York Nurse Association?
Bize New York Hemşireler Birliği'nden bir şey var mı?
We have to make sure you don't say anything obscene or anything that could cause a problem in the audience.
Müstehcen ya da rahatsız edici şeyler söylemeyeceğinizden emin olmamız gerek.
we don't know each other 51
we don't have much time 440
we don't have one 55
we don't have 70
we don't have any 57
we don't 1406
we don't know 1067
we don't have time for that 61
we don't care 92
we don't know yet 293
we don't have much time 440
we don't have one 55
we don't have 70
we don't have any 57
we don't 1406
we don't know 1067
we don't have time for that 61
we don't care 92
we don't know yet 293