We don't know for sure tradutor Turco
370 parallel translation
We don't know for sure.
Kesin olarak bilmiyoruz.
We don't know that for sure yet!
Bundan emin olamazsın!
We don't know for sure.
- Bunu henüz bilemiyoruz.
We don't know for sure, sir.
Anlayamadık efendim.
Well, we don't know for sure he's still here.
Hâlâ burada mı kesin olarak bilmiyoruz.
- No, sir, we don't know for sure.
- Hayır, efendim, şüphesiz bilmiyoruz.
But I don't suppose we'll ever know for sure.
Ama asla bunu bilemeyeceğiz.
No, we don't know anything for sure just yet.
- Yok yok. Henüz hiçbir şey kesin değil.
Merciful Buddha... We don't know that for sure!
Bunu kesin olarak bilmiyoruz!
And even if we don't know for sure, it's worth checking on, right?
Doğru olmasa bile bir kontrol etmeye değer, tamam mı?
But we don't know for sure, do we?
Ama tam emin değiliz bundan, değil mi?
Yeah, but we don't know for sure if he took them or not.
Evet, ama motosikletleri alıp almadığını kesin olarak bilmiyoruz.
I don't know for sure. Maybe we can salvage parts, get a communicator working.
Kesin olarak bilemem ama belki vericiyi çalıştıracak parçaları kurtarabiliriz.
We don't know that for sure.
Bundan emin değiliz.
We don't know for sure.
Tam emin değiliz.
We don't know for sure... but we're going to find out.
Kesin olarak bilemiyoruz,.. ... ama öğreneceğiz.
- We don`t know for sure if the baby- - l saw Dr. lnness today.
- Emin değiliz ki, belki de bebek...
Well, we don't know that for sure.
Şey, bilmiyoruz, bundan emin değiliz.
We don't know for sure if it was broken into on Friday afternoon.
Kasanın Cuma öğlen soyulduğundan emin değiliz.
The only thing we know for sure is that we don't know anything.
Bildiğimiz tek şey hiç bir şey bilmediğimiz.
- We don't know for sure.
- Kesin olarak bilmiyoruz, Regina.
We don't know anything for sure.
Kesin olan hiçbir şey bilmiyoruz.
We do it in our act, but you don't know anything for sure.
Gösterilerimizde yaparız ama hiç bir zaman emin olamazsınız.
But we don't know for sure.
Ama emin olamayız.
Well, we don't know exactly for sure where yet, but, uh, we're thinking of maybe the beach.
- Henüz emin değiliz. Ama sahile olabilir diye düşünüyoruz. - Ne?
- We don't know exactly for sure where yet? - What?
Ama George, daha bakmaya bile başlamadık.
We don't know for sure, but calm, steady, dependable parenting is certainly in the child's best interest.
Emin değiliz ama sakin ve sorumlu aile hayatı çocuğun yararına.
- We don't know that for sure.
- Bundan emin değiliz.
Then we don't know for sure.
Yani emin değilsin.
We don't know for sure anyone died.
- Birinin öldüğünü bilmiyoruz.
I mean, we don't really know for sure now, do we?
Emin değiliz, değil mi?
In fact, we don't even know for sure if there is a baby.
Hem onun hamile kaldığına bile emin değiliz.
- We don't know that for sure.
- Bunu kesin bilmiyoruz.
We don't know that for sure.
Tam olarak bilmiyoruz.
Please, don't let anyone know where I am... until we know for sure.
Lütfen kimseye nerede olduğumu söylemeyin. En azından emin olana kadar.
We're not sure what's wrong with him, and we don't know what to do for him.
Nesi olduğunu ve ne yapacağımızı bilmiyoruz.
We don't know for sure if the two are related, do we?
Ama bu ikisinin bağlantılı olduğunu kesin olarak bilmiyoruz.
We don't know for sure.
Bundan emin değiliz.
We don't know for sure that Gilbert was his father.
Gilbert'ın onun babası olup olmadığından emin değiliz.
- We don't know anything for sure yet.
- Henüz emin değiliz.
We don't know anything for sure.
Hiçbirşeyi kesin bilmiyoruz.
And we don't know for sure that you will suffer any ill effects from the procedure.
Ve uygulamanın kötü etkilerini yaşayıp yaşamayacağını da bilmiyoruz.
- We don't know anything for sure.
- Hiçbir şeyden emin olamayız.
But we don't know for sure that Conan-kun likes me...
Onun beni sevip sevmediğini bilemezsin ki.
We don't know that for sure.
Bunu kesin olarak bilmiyoruz.
- We don't know that for sure.
- Bunu kesin bilmiyoruz, değil mi?
Hey, we don't know anything for sure yet.
Henüz kesin bildiğimiz bir şey yok.
Well, we don't know for sure.
Kesin olarak bilemeyiz.
Dammit, we don't even know for sure if the DHD will even save Teal'c.
Kahretsin, DHD'nin Teal'c'i kurtarabileceğinden bile emin değiliz.
We don't know for sure it was Maybourne.
Maybourne olduğundan emin değiliz.
Well, we don't know anything for sure.
Hiçbir şeyi kesin olarak bilmiyoruz.