We don't know that for sure tradutor Turco
166 parallel translation
We don't know that for sure yet!
Bundan emin olamazsın!
Merciful Buddha... We don't know that for sure!
Bunu kesin olarak bilmiyoruz!
We don't know that for sure.
Bundan emin değiliz.
Well, we don't know that for sure.
Şey, bilmiyoruz, bundan emin değiliz.
The only thing we know for sure is that we don't know anything.
Bildiğimiz tek şey hiç bir şey bilmediğimiz.
- We don't know that for sure.
- Bundan emin değiliz.
- We don't know that for sure.
- Bunu kesin bilmiyoruz.
We don't know that for sure.
Tam olarak bilmiyoruz.
We don't know for sure that Gilbert was his father.
Gilbert'ın onun babası olup olmadığından emin değiliz.
And we don't know for sure that you will suffer any ill effects from the procedure.
Ve uygulamanın kötü etkilerini yaşayıp yaşamayacağını da bilmiyoruz.
But we don't know for sure that Conan-kun likes me...
Onun beni sevip sevmediğini bilemezsin ki.
We don't know that for sure.
Bunu kesin olarak bilmiyoruz.
- We don't know that for sure.
- Bunu kesin bilmiyoruz, değil mi?
We don't know for sure that they killed that guard.
O korumayı onların öldürdüğünden emin değiliz.
We don't know any of that for sure, sir.
Bunu kesin olarak bilmiyoruz, efendim.
Anyway, I think we should talk about what we re gonna do or I m sure your gonna want me to meet your parents aaaand lucky for you I look good in a suit aaaand lucky for you I look good in a suit, But you already know that, so Actually, don t worry about it!
herneyse, bence ne yapacağımızı konuşmamız gerekiyor ya da eminim beni ailenle tanıştırmak istersin ve ne kadar şanslısın ki takım elbise içinde iyi görünüyorum iyi bir şeye bakıyorsun, ama bunu zaten biliyorsun, yani aslında, bunun için endişelenme!
We don't know that for sure.
Onu kesin olarak bilmiyoruz.
We don't know for sure that it is Lars.
- Katilin Lars olduğu kesin değil.
We don't know that for sure... but the opportunity and the motive was there.
O kadar emin değiliz ama fırsatı ve nedeni vardı.
- We don't know that for sure
- Bundan emin değiliz.
- We don't know that for sure.
- Henüz bilmiyoruz.
Well, we don't know that for sure.
Bunu tam olarak bilemeyiz.
- We don't know that for sure.
- Orasını kesin olarak bilmiyoruz.
- We don't know that for sure.
Bundan emin değiliz, Mike.
We don't know that for sure yet.
Daha bundan emin değiliz.
Maybe, we don't know that for sure.
- Belki, ortada kesin bir şey yok.
I know, but we don't know for sure that that's really going to work out.
Biliyorum ama onun işe yarayacağından emin değiliz.
We don't know for sure that was the plan, but if Carter's right, Kinsey may have been trying to get a snake into Kiselev's head.
Planın bu olduğunu kesin olarak bilmiyoruz, ama Carter haklıysa, Kinsey Kiselev'in kafasına bir yılan yerleştirmeye çalışmış olabilir.
That we don't know for sure.
Onu tam olarak bilmiyoruz.
It reflected the well-known wisdom that what gets us into trouble is not what we don't know, it's what we know for sure that just ain't so.
Bizi sıkıntıya sokanın, bilmediğimiz şeylerin değil de, öyle olmaması gerektiğine emin olduğumuzu bildiğimiz şeylerin olduğunu öğrendik.
We don't know that for sure.
Bundan emin değiliz Lynn.
We don't know for sure that there are even Wraith on the planet.
Gezegende Wriathlerin olduğundan bile emin değiliz.
We don't know for sure that they're runners, but I'll bet anything... that one's Ronon. Why?
Onların kaçak olduklarından emin olamayız... ama her şeyine iddiaya girerim bu Ronon'dır.
I don't know, but that ship is not leaving port till we know for sure.
Bilmiyorum ama bu gemi ben emin olmadan bu limandan ayrılmayacak.
We don't know that, not for sure.
Bundan emin değiliz.
Well, we don't know that for sure.
Bundan henüz emin değiliz.
We don't know that for sure.
- Ondan bile emin değiliz.
We don't know that for sure.
Bundan emin olamayız.
We don't know that for sure.
Bundan emin olmazsın.
We don't know that for sure.
- Riski göze alamayız.
Yeah, but we don't know that for sure.
Evet, ama bunu daha kesin olarak bilmiyoruz.
We don't know that for sure, all right, bro?
Bundan emin olamayız, tamam mı birader?
I mean, I will if I have to, but just to play devil's advocate, we don't know for sure that it's poisoned.
Yani mecbursam yapmaya razıyım ama şeytanın avukatı olmam gerekirse... Zehirli olduğuna emin değiliz.
No, we don't know that for sure.
Hayır, bundan emin olamayız.
Bernie, what it seems to say at this point is that we don't know for sure. "The closeness of this election and the multitude of legal challenges which have..."
" Seçimin bu kadar başabaş geçmesi ve yaşanan yasal değişimlerin sonucunda...
I don't know for sure, but I think, uh, we can save people who have the kind of tumors that mr. Robinson has.
Tam emin değilim ama Bay Robinson'un tümörü gibi tümörü olan insanları kurtarabiliriz.
We don't know for sure, so I'm not gonna believe That this thing is a freaking angel of the lord Because it says so!
Emin olmadan sırf bu şey dedi diye onun tanrının bir meleği olduğuna inanamam!
We don't know that for sure.
Emin değiliz.
We don't know that for sure. Let's just. She's probably gonna fire me first.
Senin her şeyi yapmanın tek sebebi benim hiçbir şey yapmaya iznim olmamasıydı.
We don't know, but one thing we know for sure is that Enburtel, one of president Scott's largest corporate campaign contributors, will make a fortune from it.
Bilmiyoruz, fakat bildiğimiz tek gerçek, Başkan Scott'un en büyük destekçilerinden olan Enburtel Şirketi bundan servet kazanacak.
We don't know for sure that this is him.
Gerçekten o olduğundan bile emin değiliz.