We need to do something tradutor Turco
396 parallel translation
But we need to do something!
Durduralım şunları!
We need to do something.
Birşey yapmak lazım.
- We need to do something.
- Bir şeyler yapmamız lazım.
we need to do something.
bir şeyler yapmalıyız.
- Chief, we need to do something.
- Şef, bir şeyler yapmamız gerekiyor.
We need to do something.
Bir şeyler yapmalıyız.
We need to do something about that tattoo.
Şu dövme hakkında bir şeyler yapmamız lazım.
We need to do something, don't we?
Bir şey yapmamız gerek, öyle değil mi?
All right, we need to do something.
Peki, bir şeyler yapmalıyız.
- Well, we need to do something.
- Birşeyler yapmalıyız.
You know, that's exactly why we need to do something nice for Robert.
Tam da bu yüzden Robert'a bir jest yapmamız lazım.
- We need to do something.
- Bir şeyler yapmamız gerekecek. - Lanet olsun!
Don't we need to do something?
Yapabileceğimiz bir şey var mı?
- We need to do something.
- Bir şeyler yapmalıyız.
And I just feel that we need to do something before we send another 200,000 men over there.
VE DC'NİN İKİ KATINDAN FAZLA BEN HİSSEDİYORUM Kİ BİZİM....
Organized crime wrecks the lives of millions of innocent people and we need to do something about it.
Organize suç örgütleri her yıl milyonlarca masum insanın hayatını mahvediyor. Bu konuda bir şeyler yapılmalı.
We need to do something about that whore.
O fahişe hakkında bir şeyler yapmamız gerekiyor.
Maybe we need to do something dangerous.
Belki tehlikeli bir şeyler yapmamız gerekiyordu.
I think tonight we need to do something drastic.
Bundan kolayca sıyrılmasına izin veremeyiz! Bu akşam ona ağır bişeyler yapmalıyız.
We need to do something.
Bir şeyler yapmamız lazım.
- We need to do something
- Bir şeyler yapalım.
We need to do something big in Spain.
Çok büyük bir şeyler yapmamız lâzım İspanya'da.
We need to do something, quickly!
Biz hızlı bir şekilde, bir şeyler yapmak gerek!
And we need to do something about this.
Ve bu konuda bir şey yapmalıyız.
Before we do that... there's something that you need to hear first.
Ondan önce sana bir şey söylemeliyim.
There's something we need to do?
Yapmamız gereken bir şey mi?
- I need your approval... for something we want to do that's rather shocking.
Komitenin bir mensubu olarak şaşırtıcı bir şey için izninize ihtiyacım var.
Well, we'll see what we can do but we need something to go on.
Şey, bu konuyla ilgileniriz ama bize biraz yardımcı olursanız iyi olur.
I thought maybe you could, like... do a story on what's happening to golf balls because we need some heat... we need something to focus the world's attention on our plight.
Düşündüm de belki golf toplarına olanlarla ilgili bir haber yapabilirsin. Çünkü desteğe, dünyanın ilgisini üzerimize çekecek bir şeye ihtiyacımız var.
- There's something we need to do.
- Yapmamız gereken bir iş var. - Hayır.
But we do need to know something, of your feelings towards Mrs. Gibson.
Lakin, bazı şeyleri bilmemiz gerekiyor, Bayan Gibson'a karşı hisleriniz.
We need you to do something. Tom.
Bir şey yapmanı istiyoruz Tom.
we need a point of reference something to refer to which can be the final goal of everyting we do god is such a reference point if he exists
Bir referans noktasına, gönderme yapabileceğimiz bir şey ihtiyacımız vardır, Yaptığımız her iş için nihai amaç oluşturacak bir şey. Tanrı böyle bir referans noktasıdır.
But there's something we need to do before we go.
Ama gitmeden önce yapmamız gereken bir şey var.
- We need to do something. - We need to play the game.
- Oyunu oynamamız lazım.
But I do love you and you know there is something very important that we need to do as soon as possible.
Ama seni seviyorum. Biliyorsun ki en kısa sürede yapmamız geren çok önemli bir şey var.
I mean, I know it's important and it's got something to do with making the peace, but, you know, Zan was gonna go and represent our family and....that's why we need you.
Ama önemli olduğuna eminim. ve barış yapmakla bir alakası var. Fakat, anlarsın, bizi Zan temsil edecekti.
And so I decided : "Well, we need to do something about this" and I used my personal workstation, "TSX-11.mit.edu" and I set up a mirror archive of all the kernel sources on my private workstation.
Bu yüzden kendi "TSX-11.mit.edu" makinamı kullanarak kernel kaynaklarına ulaşılabilecek bir "mirror" yarattım
But it just feels like something we need to do.
Ama bir şeyler yapmamız gerekiyormuş gibi hissediyoruz.
We need you to do something.
Bizim için birşey yapman lazım.
Well, we need to do something about that.
O konuda bir şey yapmalıyız.
You know what? I need you to do something before we both get arrested.
Tutuklanmadan önce bir şey yapmanı istiyorum.
Jules, I realize that we do need to fix something... and it's not your breasts.
Jules, birşeyleri düzeltmeliyiz... ama senin göğüslerini değil.
I'm saying we just need to do something, Tad, to remind Jimmy ing and America that you are the boy next door.
Jimmy İng ve Amerika'ya, senin komşunun çocuğu olduğunu hatırlatmak için bir şeyler yapmalıyız Tad.
Honey I need to do something about your tan and we need to change.
Tatlım, derinin rengi için bir şeyler yapmamız lazım ve üstümüzü de değiştirmemiz gerek.
There's something we need you to do.
Tamam, yapmanı istediğimiz birşey var.
I need to discuss something with you, and I thought we could do it over dinner.
Evet, seninle konuşmak istediğim bir şey var. Yemekte konuşuruz dedim.
And we're going to need to do something about that hair.
Ve şu saç için de bir şeyler düşünmeliyiz.
Well, the cookies are donated, so we're having them, but you're right. We do need something inspirational... and outrageous to give to these women.
- Kurabiye zaten var, ama haklısın, ilham veren ve daha etkileyici bir şey lazım.
We need you to do something.
Bir şey yapmanı istiyoruz.
We're gonna need you to do something for us.
Bizim için bir şey yapman gerekiyor.