We need to get going tradutor Turco
355 parallel translation
We need to get going.
Gitmemiz gerek.
We need to get going
Gitmemiz gerek.
We need to get going, Georgia.
Başlamalıyız Georgia.
All right, we need to get going, the merger vote's in less than 30 minutes.
Tamam, yola koyulmalıyız, birleşme oylaması 30 dakika içinde yapılacak.
I mean, what kind of things do we need to get this thing going?
Yani, bu işi yapmak için ne tür şeylere gerekiyor?
We need to get coffee to those people or no one's going to love anyone.
Şu millete kahve hazırlayalım yoksa kimse kimseyi sevmeyecek.
And we'll need all the money we can get if we're going to America.
Eğer Amerika'ya gideceksek, ihtiyacımız olan bütün parayı bulabiliriz.
We're going to need all the help we can get.
Bize yapılacak her türlü yardıma ihtiyacımız var.
It was hard going out to find a job... and always get the same answer : "We need younger people".
"Daha genç birini arıyoruz" cevabını almak acı verici olmalıydı.
We need some help, some facts to get the investigation going again.
Soruşturmanın yeniden başlaması için yardıma ve bilgilere ihtiyacımız var.
We're going to need a guide when we get there, MacGyver.
Oraya vardığımızda bir rehbere ihtiyacımız olacak, MacGyver.
Come on, Jimmy, it's not going to be that bad. we're going to get you everything you need.
Yapma o kadar da kötü olmayacak tüm ihtiyaçlarını karşılayacağız.
We're going to need all the help we can get... When "Love In The Rinse Cycle" comes out.
"Aşk ve Rüzgar Dalgası" için her türlü yardım gerekli.
And... well, because I think we're going to need all the friends we can get.
Ve bence edinebileceğimiz her dosta ihtiyacımız olacak.
We need you, we need you to stand up for us like before... or none of us is going to get out of here!
Bizim için, eskisi gibi güçlü olmanı istiyoruz. Yoksa hiçbirimiz buradan çıkamayacak.
Better get these books in the right place, if we're ever going to find the ones we need.
Bu kitapları doğru sıraya koyayım ki sonra aradığımı bulabileyim.
Well, it's going to take us some time to get the system back on line. I'd say we need another day at least.
Sistemi yeniden devreye sokmak zaman alacak, bir gün daha belki.
We'll need some kind of cover if we're going to get to those buildings without anyone seeing us.
Hiç kimseye görünmeden o binalara gireceksek, kamuflaj lâzım.
If you're right, we're going to need a Hur'q tour guide to get us through.
Haklıysan girebilmek için bir Hur'q rehbere ihtiyacımız var.
By the time we were playing at blood brothers... I understood that there was something different flowing through my veins... and I'd need more than a drop... if I was going to get anywhere.
Kan kardeşi olma oyunu oynadığımızda damarlarımda farklı bir şey aktığını ve eğer bir yerlere varacaksam bir damladan daha fazlasına ihtiyacım olacağını anladım.
Assuming we survive, we're going to need all the momentum we can get to reach escape velocity on the other side.
Sanırım hayatta kalacağız, diğerinden kaçış hızına ulaşmak için tüm ivmeye ihtiyacımız var
I want to use every means possible to get what we need... because this little son of a bitch is not going to be the final chapter of my life.
İstediğimizi almak için gerekli her yola başvurun... Çünkü bu küçük orospu çocuğu, hayatıma son noktayı koyamayacak.
And when we get to wherever we're going, I'll need a meeting.
Gideceğimiz yer, her neresiyse, orada bir toplantım olacak.
It's going to take me a while to get used to living on your world... but we do need a permanent headquarters for the Alliance, and that's the logical choice.
Gezegenindeki hayata alışmam zaman alacak ama birlik için kalıcı bir yere ihtiyaç olduğu da gerçek.
We may be able to get the Pak'ma'ra onboard to help but they are going to need something in exchange.
Pak'ma'raları yardım etmeye ikna edebiliriz ama karşılığında bir şey isteyeceklerdir.
Yeh, and now we're going to make sure you get the help you need.
Evet, ve şimdi gereken yardımı alacağından emin olmalısın.
If we are ever going to get home, we need him.
Eğer eve dönebileceksek, ona ihtiyacımız var.
Prue, we really need to get going.
Prue, gerçekten gitmemiz lazım.
We cannot ask him to come up to the Command and deal with the phase imbalance because he's going to bring Matala with him, we need to get... We've got to try something new.
Kumanda Odasına gelmesini ya da evre dengesi ile uğraşmasını isteyemeyiz çünkü Matal'yı da beraberinde getirecek, yapmamız gereken... yeni birşey denemeliyiz.
Problem is, we're going to need some pictures of you so we can get started on the statue.
Yalnız heykelinizi yapmaya başlamak için birkaç resminize ihtiyacımız olacak.
But we need to get to the cause of your sleeplessness if we're going to find a more permanent solution.
Ama daha etkili bir çözüm bulmak istiyorsak, uykusuzluğunuzun nedenini bulmamız gerekiyor.
We're going to need all the help we can get.
Alabileceğimiz her türlü yardıma ihtiyacımız var.
We're FBI agents, and we need to get to where we're going.
Biz FBI ajanıyız ve acilen gideceğimiz yere ulaşmamız gerekiyor.
When we get to New York, we're going to need it.
New York'a gittiğimizde ihtiyacımız olacak.
We're only going to get one chance we don't need it.
- Tek bir şansımız olacak, ona ihtiyaç yok.
We need to get our bearings first, figure out what's going on.
İlk olarak burada ne olduğunu öğrenmemiz lazım.
We're going to need all the help we can get.
Elde edebileceğimiz her türlü yardıma ihtiyacımız olacak.
We need to get a parent-teacher's conference, something's going on.
Veli-öğretmen toplantısı yapmak gerek. Bir şeyler oluyor.
When we get on a five-yard line, you're going to need my Rangers.
Kaleye beş metre kala benim Rangerlarıma ihtiyacınız olacak.
Now if we're going to get through this, I need to know what the hell's going on.
Eğer bu işi halledeceksek, neler olup bittiğini öğrenmek istiyorum.
I need to know if they're going to be dead when we get there in the morning.
Onları sabah aldığımızda ölecekler mi bilmek istiyorum.
If we're going to get Scully out of here we're going to need some help.
Eğer Scully'i buradan çıkartacaksak yardıma ihtiyacımız olacak.
Uh, well, if we're going to get the band back together we're going to need some transportation.
Grubu yeniden bir araya getireceksek bize bir araba gerekecek.
We need to get you to a hospital so they can figure out what's going on.
Olup biteni öğrenmek için seni hastaneye götürmeliyiz.
I'll get all this to Greg, but we are definitely going to need the DNA guy from days to pull all this together in time.
Bunların hepsini Greg'e götüreceğim ama tüm bunları zamanında yetiştirmemiz için kesinlikle DNA analizlerine ihtiyacımız olacak.
- We've made some progress on the translation but we're going to need to get into the cargo bay to test it.
Çeviti konusunda bazı ilerlemeler kaydettik, ama test etmek için kargo bölümüne gitmeliyiz.
Which is why we need to suss out what happened so we can get her going again.
İşte bu yüzden tekrar hareket etmesini sağlamak için ne olduğunu çözmemiz lazım.
Now, if we are even going to survive as a species, then we need to get the hell out of here, and we need to start having babies.
Şimdi, eğer canlı türü olarak hayatta kalacaksak bir an önce buradan kaçmalı ve çocuk doğurmaya başlamalıyız.
Now, if we are even going to survive as a species... then we need to get the hell out of here, and we need to start having babies.
Eğer bir tür olarak hayatta kalmaya niyetimiz varsa bir an önce buradan uzaklaşarak yeni doğumlar için kolları sıvamalıyız.
We need to know exactlu how long it's going to take to get from Steve's house to Union Station.
Steve'in evinden Union İstasyonu'na tam olarak ne kadar sürede gideceğimizi bilmeliyiz.
I'm going to need all the muscle I can get when we cross into the Expanse.
Boşluğu geçtiğimizde kullanabileceğimiz bütün kaslara ihtiyacım olacak.