Weirdest tradutor Turco
641 parallel translation
Well, accidents can happen in the weirdest sort of ways.
Kazalar çok acayip şekillerde meydana gelebiliyor.
- He used to tell you the weirdest things.
- Sana çok garip şeyler söylerdi, değil mi?
It was one of the weirdest days I've ever spent.
Geçirdiğim en garip günlerden biriydi.
It's the weirdest thing, the way they sometimes precede their idea with a phrase.
En garip olan, düşüncelerini bazen bir deyimle öne sürmeleri.
Yes, but recently I've had the weirdest dreams,
Evet ama son zamanlarda en garip rüyalarımı gördüm...
Isn't that just the weirdest?
Bu çok tuhaf değil mi?
That'll be the weirdest, you know?
Düşündükçe tuhaf oluyorum.
I can't remember much more, except it was the weirdest dream I've ever had.
Gördüğüm en garip rüya olması dışında pek bir şey hatırlamıyorum.
And the tipsyness let him create the weirdest gags.
Esrikliği acaip espriler bulmasına neden oldu.
Probably, in many ways, probably the weirdest and strangest and most sort of dreamlike thing I can remember out of the whole war, this little episode which lasted about five minutes.
Muhtemelen birçok bakımdan muhtelemen bu olay, savaştan bana hatıra kalan en saçma, en ilginç ve en çok hayali kurulan hepi topu beş dakika süren bir bölümdü.
Weirdest chick I've ever seen.
Bugüne kadar gördüğüm en garip kız.
You know the weirdest thing is Freddie.
En garip vaka Freddie.
We can't be direct, so we end up saying the weirdest things.
Doğrudan konuşamıyoruz, bu yüzden garip şeyler söylüyoruz. Bir geceyi anımsıyorum.
I just had the weirdest dream.
Çok tuhaf bir rüya gördüm.
People do the weirdest things for money.
İnsanlar para için çok garip şeyler yapabiliyor.
This is the weirdest bar I've ever been in.
Bugüne dek gördüğüm en tuhaf bar bu.
I had the weirdest dream.
Tuhaf bir rüya gördüm.
What's the weirdest thing you ever saw in here?
Burada gördüğün en tuhaf şey neydi?
But the weirdest thing I ever saw just had to cap it all.
Ama gördüğüm en tuhaf şey hepsini silmeye yeterdi.
And unlike dicks, sometimes do the weirdest things. How would you like all your friends here to know that you wear a bra on your heads? Look, we're very sorry.
Bazen sevilmeyen aptallarda acayip şeyler yapabilir.
[Sighs] Mother, the weirdest thing happened to me this morning.
Anne, bu sabah çok garip bir şey oldu.
Weirdest thing..
Garip olan şey şu ki,
And you're the weirdest.
En tuhafı da sensin.
This satellite receiver pulls in the weirdest stuff from all over the world.
Bu uydu alıcısı, dünyanın en garip yayınlarını çekiyor.
I wish you could experience the humiliation of having the weirdest guy in school be a blood relative.
Okuldaki en garip adamla kan bağım olduğu için yaşadığım utancı keşke siz de yaşayabilseydiniz.
It wouldn't be the weirdest thing in the world if we turned out to be friends.
Bunun sonunda arkadaş olursak dünyadaki en garip olay olmaz.
She's got the weirdest things. I can't make head to tail.
Garip eşyaları var.
You're the weirdest thing i've ever seen.
Sen şimdiye kadar gördüğüm en tuhaf şeysin.
Look, that's the most weirdest thing I've ever seen.
Bu hayatımda gördüğüm en garip şey.
I get the weirdest feeling we've done this before.
Bu daha önce yaptığımıza dair içimde çok garip bir his var.
Hey! I'm having the weirdest day!
Hayatımın en tuhaf gününü yaşıyorum.
Casey, you are the weirdest brother I've ever had.
Casey, sen gördüğüm en acaip kardeşsin.
This is the weirdest thing that's ever happened to me... so far.
Başıma gelen en garip şey bu... şimdilik.
And this oranges thing it seems to me the weirdest thing ever.
Bu portakal işi de hayatımda duyduğum en aptalca şey.
You've got to be the weirdest guy I've ever met.
Tanıdığım en tuhaf adamsın.
You think of the weirdest damn things to say sometimes, Peanut.
Bazen hayli garip şeyler düşünüyorsun, fıstığım.
I had the weirdest dream...
Çok garip bir rüya gördüm...
I was always the weirdest guy in the room. Here I'm not in the running.
Hep ortamdaki en çılgın kişi ben olurdum ama şimdi kılımı bile kıpırdatmıyorum.
Go back to LA and be the weirdest guy in the room again.
L.A.'a geri dön ve tekrar oranın en çılgın insanı ol.
I just had the weirdest feeling he was already in the house.
Birdenbire evin içinde olduğuna dair garip bir hisse kapıldım.
I have the weirdest idea.
Tuhaf bir fikrim var.
Man, I just had the weirdest dream back on the bus there.
Adamım, oradaki otobüste çok acayip bir rüya gördüm.
You know, the weirdest thing's been happening over at my house.
Evimde çok tuhaf bir şey oluyor.
- That was the weirdest thing.
- Çok garip bir şey oldu.
It's the weirdest thing that's happened since Louis Creed dug up his boy.
Bu Louis Creed'in oğlunu mezardan çıkarmasından sonraki en garip olaydı.
I dreamt I was in the weirdest car accident.
Rüyamda çok tuhaf bir trafik kazası geçirdim.
Is that like the weirdest question ever?
Şimdiye kadarki en tuhaf soru değil mi?
I had the weirdest dream last night.
Dün gece çok acaip bir rüya gördüm.
You come up with the weirdest ideas.
Çok acayip fikirler sunuyorsunuz.
- No, that's the weirdest part.
- Hayır, en garip tarafı da bu ya.
- In the weirdest way.
- Manyakça.