Weren't it tradutor Turco
4,894 parallel translation
Caught one in a trap, early this morning, only it weren't dead.
Bu sabah bi tanesini tuzakla yakaladım, ölü değildi.
The network, those jerks, they just thought they weren't camera-friendly enough, and I would have never allowed them to do it if I thought there was gonna be a problem.
Yapımcılar, pislikler! Yüzüklerin ekranda iyi görünmediğini düşündüler eğer sorun olacağını bilseydim buna asla izin vermezdim.
If it weren't for you, I don't know what we would do.
Eğer senin için olmasaydı, ne yapardık bilmiyorum.
Need I remind you, I wouldn't be here if it weren't for that young man?
Hatırlatmaya gerek yok ama o genç adam olmasaydı, şu an karşında olamazdım.
They weren't fucking worth it, boys.
Değmezdi işte hocam.
And if it weren't for his courage... my mistake would have cost the lives of every man present.
Baban olmasaydı, bu hatam orada bulunan herkesin canına mal olurdu.
The guards weren't tipped off or Job never would have made it past dispatch this morning.
Muhafızların haberi yoktu. Haberleri olsa Job bu sabah çıkmalarına asla izin vermezdi.
If it weren't for me, you'd be pulling that crap Up the mountain.
Ben olmasaydım, bu külfeti dağın tepesine kadar sen de taşıyacaktın.
She always kept things up when it looked like things weren't so good.
Bir şeyler kötü gitse bile moralini sürekli yüksek tutardı.
We weren't called, let's just put it that way.
En iyisi böyle diyelim.
You're not my sous chef anymore, you're chef de cussine... but I weren't even be there, I won't be chef if it wasn't for you!
Artık şef yardımcısı değilsin, baş aşçısın. Sen olmasan benden bir bok olmazdı ama!
If it weren't for Nerwin's reputation, I wouldn't be here either.
Nerwin'in itibarı söz konusu olmasaydı burada bulunmazdım.
I would say that if it weren't... For my father... I'd be dead right now.
Eğer ki böyle bir şey olmasaydı babam için artık bir ölüydüm.
I wouldn't be alive if it weren't for him.
O olmasaydı hayatta olmazdım.
You know, besides, the main reason it didn't work out with any of those guys was because they weren't nice.
Biliyorsun, ayrıca o çocuklarla yürümemesinin tek nedeni, hoş olmamalarıydı.
You made it quite clear earlier that you weren't interested in listening to my problems.
Bu sabah problemlerimle ilgilenmek istemediğini açıkça belirtmiştin.
I'd narrowed it down to a few candidates, and you weren't one of them, but then Karen Vick called and practically begged me to consider you.
Aday sayısını bir kaç kişiye düşürmüştüm ve sen onlardan birisi değildin, ama sonra Karen Vick beni arayarak seni düşünmem için resmen yalvardı.
The cultural elite weren't just agitating for a war they were completely signing up for it.
Bir de kültürel soylular var ; onlar yalnızca savaş için kampanya başlatmayıp bir de imza topladılar.
If it weren't for me, you would have been run over by that car.
Ben olmasaydım ezmişti o araba seni.
You were supposed to go on to Portland, but because of me you got off at Chico instead and you weren't on the train when it derailed.
Portland'a gitmen gerekiyordu ama benim sayemde Chico'da indin. Tren raydan çıktığında trende değildin.
You know, it wasn't losing the actual them that was so hard'cause they weren't really there to begin with, but... it was the idea... of them that was crippling.
Bilirsin, gerçekte onları kaybetmiyorsun, zor olan bu çünkü evvela onlar orada değiller ama... bu bir fikirdi... onları kötürüm olması.
I don't know, I thought it was worth a shot, maybe you weren't doing it loud enough or something.
Bakmayın öyle, bana denemeye değer geldi belki de sen yeterince yüksek sesle yapmıyorsundur diye düşündüm.
And you know none of this would have happened if it weren't for you.
Eğer sen işin içinde olmasaydın, bunların hiçbiri olmayacaktı.
And I'm certain that he would not be here today if it weren't for one man... my brother, Ephra Stein.
Eminim ki, özel birisi için olmasa bugün burada olmazdı. Kardeşim, Ephra Stein.
So, how it must have hurt to have your sister steal your job. Or was it simply because you weren't up to it in the first place?
Kardeşinin, işini çalması nasıl da yaralamış olmalı ya da bu iş için zaten yeterli olmadığın için mi böyle oldu?
I wouldn't have been there if it weren't for you!
- Sen olmasan orada olmazdım.
I would have drowned if it weren't for Mrs. Kitteridge.
- Bayan Kitteridge olmasa boğulmuştum.
The vibe at the hostel was incredible and it was clear we weren't at home any more.
Hostelde atmosfer harikaydı. Artık evde olmadığımız çok belliydi.
Unfortunately, the other kids weren't too wild about it and they complained.
Maalesef, diğer çocuklar bu konuda benimle hemfikir değildi ve şikayet ediyorlardı.
I wouldn't be surprised if it weren't you that informed on him.
Onun hakkında bilgi veren sen olmasan şaşardım.
You weren't expecting it.
Bunu beklemiyordun.
I was worried you weren't going to make it!
Gelmeyeceğinden korkmuştum!
We wouldn't be looking at all if it weren't for you bringing up all that buried treasure crap again.
Şu hazine saçmalığını yeniden alevlendirmeseydin onları aramamıza gerek kalmayacaktı.
We weren't ready for it, tony.
Buna hazırlıklı değildik Tony.
And if it weren't for me, he wouldn't know things about you guys.
Ve eğer benim için olmasaydı, sizin hakkınızdakileri bilmiyor olacaktı.
- You're sayin'you were drunk, and you weren't! - What difference does it make?
- Ne fark eder?
If it weren't for that fact that you have a high GPA, and your mother is head of the PTA and a good friend of mine, I'd put you on permanent suspension.
Yüksek genel not ortalamasına sahip olman, ve annenin aile birliği başkanı ve iyi bir arkadaşım olduğu gerçekleri olmasaydı kalıcı uzaklaştırma verirdim.
According to Sinclair, even if we sent a signal down, the wristbands weren't designed to receive, so the kids wouldn't even hear it.
Sinclair'in dediğine göre sinyal yollasak bile bileklikler mesaj almak için tasarlanmadıklarından bizi duyamazlar.
Just like Professor Stein did to Earl last year, you saw that it ruined him, and you weren't about to let that happen.
Profesör Stein'in Earl'e yaptığı gibi, bunun onu mahvettiğin gördün bunun sana olmasına izin veremezdin.
- Had to change it. If you weren't in- -
- Değiştirmek zorunda kaldık.
If it weren't for the guests outside, I would've killed you...
Eğer dışarıda misafirler olmasaydı, seni öldürürdüm.
If it weren't classified, of course.
Eğer gizli olmasaydı, tabii ki.
If it weren't for those, he'd be strapped.
Eğer bu paralar olmasa, meteliksiz kalırdı.
It'd be weird if you weren't big.
Büyük olmasan garip olurdu zaten.
It appears you weren't going to wait for me to grant you permission to throw a kegger.
Demek bira fıçısını getirmene izin vermem için beni beklemedin?
We weren't supposed to talk about it, but he worked for the CIA.
Bu konuda konuşmamız yasaktı ama CIA için çalışıyordu.
It's as if you weren't really thinking about her.
Sanki onu düşünmüyormuşsun gibi bir şey olsun.
Let me start by saying, I'm sure it would be completely different if we weren't sharing an office.
Şöyle başlayayım eminim eğer aynı ofisi paylaşmasaydık tamamen farklı olurdu.
Well, you weren't, until I remembered how hard it can be to fit in.
Evet, yoktu ben uyum sağlamanın ne kadar zor olduğunu hatırlayana kadar.
If it weren't, I, for one, would be out of a job.
Eğer olmasaydı, ilk ben işimden olurdum.
I know that there is a good reason you weren't capable of high honors, but the fact that there is an excuse for it doesn't matter when the life of a patient's on the line.
Üstün başarılı olamamak için iyi bir sebebin olduğunu biliyorum ama eğer işin ucunda bir hastanın hayatı varsa bunun bir önemi kalmıyor.
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72