What's that from tradutor Turco
2,509 parallel translation
A mere pittance compared to that What happens'in three days from now.
Bundan üç gün sonra olacaklar yanında oyuncak silah gibi kalacakmış.
Apparently, from what I hear, if I drink too much, I turn into a different person, named Darf, who's a total asshole that just goes around doing as many horrible things as he can.
Duyduklarıma göre, çok fazla içtiğimde Darf adında, tam bir puşt olan başka bir insana dönüşüyormuşum.
My first recollection from deep inside the coma was that I was - - it's what I sometimes call the earthworm-eye view of the world.
Derin komadan hatırladığım ilk şey, bazen "solucan gözünden dünyanın görüntüsü" dediğim şeydi.
That's when we have to shift from what we know to what we believe.
İşte bu da, ne bildiğimizden, neye inandığımıza kaymak zorunda olduğumuz noktadır.
We know nothing about him ; where he's from, what he looks like, if that is even his real name.
Onun hakkında hiç bir şey bilmiyoruz, nereden geliyor, neye benziyor, bu gerçek adı mı değil mi...
That's it, that's what i wanted to hear from you.
O neyi senden duymayı istediğidir.
When you consider Mary Anning's status, a woman from a working class background, with no formal education to speak of, it may seem strange that she acquired such a prestigious reputation, until, that is, you see what it was that she discovered.
Mary Anning'in durumunu dikkate aldığımızda hiçbir örgün eğitimi olmayan işçi sınıfı kökenli bir kadının böyle prestijli bir ün kazanması tuhaf görünebilir ta ki onun ne keşfettiğini görene kadar.
But what's the point of living if we are not free from the brutality that is Geruda?
ama yaşamanın amacı özgür değilsek nedir ki?
And people's views got hardened and more radicalized... from what the police were doing to them within Eugene, or other campaigns that were going on around the Northwest.
İnsanların görüşleri daha da sertleşmiş ve radikalleşmişti. Eugene'de polislerin onlara yaptıklarından ya da Kuzeybatı'daki diğer mücadeleleri gördükten sonra.
'All we hear from passengers is that they don't like the new baggage allowance rules,'but honestly, what do you really need to take on holiday?
Tüm yolcular hepimize, yeni bagaj sınırı politikasından hiç hoşlanmadıklarını bildiriyorlar. Ama tatile çıkarken size asıl lazım olan şeyler nedir?
But what is illegal is facilitating Mr. Saunders to extort money from Mr. St. Clair and to hide said funds in a dummy foundation controlled by Mr. Saunders, and that will get you ten to 15.
Bay Saunders'ın Bay St. Clair'den şantajla para almasını sağlamanız ve sonra da bu paraları Bay Saunders'ın kontrolündeki sahte bir fonda saklamanız Bay Saunders'ın kontrolündeki sahte bir fonda saklamanız yasa dışı. 10 ile 15 yıl hapis cezası almanızı sağlayacak kadar.
Well, you can't set up a zip line from the 25th floor, if that's what you're thinking, because apparently that would be too much fun.
Eğer 25. kattan karşı binaya zincirle geçmeyi düşünüyorsan yapma çünkü yine boş yere komik duruma düşersin.
- You see, he is a liar who is trying to take advantage of you, and that is what I've been protecting you from.
- Gördüğün gibi o senden faydalanmaya çalışan,... bir yalancı ve ben seni böyle adamlardan korumaya çalışıyorum.
That's what you're taking away from this?
O olaydan bunu mu çıkardın?
Well, I'll tell you what, I'll save your children from beeing bombed, and you can decide how much that's worth to you.
Bakın size ne diyeceğim ben çocuklarınızı bombalanmaktan kurtarayım siz de buna ne kadar paha biçeceğinize karar verin.
The bad side is I have to live in Japan and I'm away from all my friends, but the good side is I get to skate a lot, and that's really what I want to do, to be the best.
Arabaya bin, Blake. Ne sikim yapıyorsun? Tanrı aşkına, bin...
What if Pip was hired to steal something from Whittaker's home that Whittaker didn't want the police knowing about?
Ya Pip, o evden Whittaker'ın polise söylemek istemeyeceği bir şey çalmak için tutulduysa?
Pop, what's that? Press clippings from your rookie year on up. That's 34 years of making enemies- - you had some pretty bad actors.
- Çaylaklığından beri gazetelerde hakkında çıkan her şey... 34 sene boyunca düşman kazandın.
And from what I've heard it seems that this poor girl's mother just died.
ve duyduğuma göre bu zavallı kızın annesi yeni ölmüş.
But I think what they did, is they... They fixed on that, from the beginning.
Ama bence, en başından beri, bu olay ayarlanmış.
Then, Mrs. neumeier, what is it. That's keeping you from accepti the offer. From bayside insurance?
O zaman, Bayan Neumeier, sizi sigorta şieketinin yaptığı teklifi kabul etmekten alıkoyan nedir?
Yep, that's what I tell grandma. When I get home from work, I need to decompress.
Evet, ben de evden işe döndüğümde rahatlamak istediğim zaman nineme öyle diyorum.
What way is that to talk about people from your wife's village?
Hanımın köyünden adam hakkında ne biçim konuşuyorsun ya?
That's what you've been running away from.
Kaçtığın şey buydu.
Now you can call me cro-magnon or old-fashioned, but that is not going to stop me from taking you home to my bed tonight and showing you what kind of man I am.
Bana kro-magnon ya da eski kafalı diyebilirsin ama bu seni eve götürüp yatağa ayıp gerçek bir erkek nasılmış diye göstermemi engelleyemez.
- No, I want you to get the fuck away from my sight. That's what I want.
Hayır, gözümün önünden kaybolmanı istiyorum.
What... what is that? - Uh, that looks like it's coming from your office.
- Senin ofisinden geliyor sanırım.
Okay, I don't know what the rules are where you come from, but here on Earth, if you tell that to your girlfriend, she's just gonna run you over with her car.
Pekâlâ, senin geldiğin yerde kurallar nasıl bilmiyorum ama, burada Dünya'da kız arkadaşına bunu dersen, seni arabasıyla ezer.
All right, well, if she's just a friend, what are you getting from her that you're not getting from us?
Pekala, madem kız sadece bir arkadaş bizimle konuşamadığın, ama onunla konuştuğun ne?
You're joking now, but that's what we should've done from the beginning.
Sen dalganı geç ama ta en başından yapmamız gereken buydu.
Charlie, that's what you remember from when you were 9 years old, okay?
Charlie, onlar senin 9 yaşındayken hatırladıkların. Uzun zamandır görmüyorsun onu.
If our girls don't get what they need from Kalume I can't hack the door on that lab.
Kızlar Kalume'dan gerekeni alamazlarsa laboratuvarın kapısına giriş yapamam.
You're gonna tell me exactly what it is and who you're buying it from, because there's no way in hell you're out there kicking ass on the field like that without some sort of chemical boost.
Bana o şeyin ne olduğunu, kimden ve nereden aldığını kesinlikle söyliyeceksin. Çünkü çeşitli kimyasallar kullanmadan sahayı o şekilde geçmene kesinlikle imkan yok.
Mr Branson's been telling us the news from Russia. What news is that?
- Bay Branson Rusya'dan gelen haberi anlatıyordu.
That's what you want from us, isn't it?
Bizden istediğin buydu, değil mi?
But, you know, that focus on what's right in front of you, it can keep you from seeing everything else.
Tam önünde odaklandığın şey diğer şeyleri görmeni engelleyebilir.
Half of what I know about being a father, I learned from watching that show.
Babalık konusunda bildiklerimin yarısını o diziyi izleyerek öğrendim.
What we're doing here is we're running a bunch of current through the ground, and we're measuring what comes back from that, and we'll be able to get a picture of what's in the subsurface,
Burada yaptığımız şey, toprağa biraz akım göndermek ve karşılığında ne geldiğini ölçmek.
That's what they teach us at the Academy from day one.
Bu bize akademide ilk günde öğrettikleri şey.
From what I've seen, that's exactly what you are.
Gördüğüm kadarıyla zaten tam olarak öylesin.
By capturing the light from the skies, we've been able to tell the story of the universe's origins and evolution, and it's worth reflecting on what a remarkable thing that is.
Gökyüzündeki ışığı yakalayarak evrenin başlangıcının ve evriminin hikayesini anlatabilmeyi başardık ve bunun ne müthiş bir şey olduğu düşünmek gerçekten çok güzel.
Liv, can you do that in plain English from now on ; everyone here wants to know what's going on.
Liv, bundan sonra herkesin anlayabileceği şekilde konuşabilir misin buradaki herkes neler döndüğünü bilmek istiyor.
What's the line from that movie?
Şu filmdeki replik neydi?
What about the carbon dioxide that's emitted from the power plant?
Santralden çıkan karbondioksiti ne yapacaksınız?
First, we didn't see anything because there's nothing illegal about the outward shipments of rum from the island, but it's what gets imported back into Saint-Marie that's interesting.
Kızımı bulmaya çalışırken çılgına döndüm. Bir dakika.
A billion lightyears from home, and that's what you're thinkin'?
Evden bir milyar ışık yolu uzaktasın ve sen onu mu düşünüyorsun'?
You know, from what I hear, that promotion just came out of the blue.
Duyduğum kadarıyla terfi işi birden çıkmış ortaya.
So when you said you were going to a girlfriend's house, what you actually meant was that you were going to a girlfriend's house to meet up with that boy from your bedroom.
Kız arkadaşının evine gideceğini söylediğin zaman aslında bundan kastın kız arkadaşının evine gidip yatak odanda ki çocukla buluşmak demek oluyor.
Yeah, see, that's what you get from me, just pop ins from famous people.
Evet, ben böyle şeyler getiririm. Ünlü insanlardan uğramalar.
Frankly, I don't know what the hell I'm looking for, but I'm trying to prevent that teenage girl from ending up on a slab in your morgue.
Açıkçası ne aradığımı bilmiyorum ama bir genç kızın morguna gelmesini önlemeye çalışıyorum.
We don't even know what it is- - drugs, viruses, toxins from that crack house and God knows where else she's been.
Ne olduğunu bile tam olarak bilmiyoruz. Uyuşturucu, virüs, keş mekânlarındaki toksinler kim bilir daha başka nerelerde bulunmuştur.
what's that 9620
what's that supposed to mean 1098
what's that noise 213
what's that over there 34
what's that got to do with it 83
what's that you say 23
what's that like 67
what's that all about 130
what's that face 16
what's that got to do with me 46
what's that supposed to mean 1098
what's that noise 213
what's that over there 34
what's that got to do with it 83
what's that you say 23
what's that like 67
what's that all about 130
what's that face 16
what's that got to do with me 46