What's the matter with that tradutor Turco
167 parallel translation
I'm going to kill myself tomorrow, that's what's the matter with it.
Yarın intihar edeceğim, olacağı bu.
That's what's the matter with you?
Senin sorunun ne?
What's the matter with that stuff?
Bunların neyi vardı, mideni mi bozdu?
- What's the matter with that?
- Onun neyi varmış peki?
What's the matter with that hat?
Şapkanın nesi var?
What's the matter with that coat?
- Ceketin nesi var?
That's what's the matter with you.
Bütün sorunun bu.
Now, Son, you still don't know what's the matter with that boy?
Evlat, bu çocuğun neyi olduğunu hala bilmiyor musun?
What's the matter with that boy?
Bu çocuğun ne derdi var?
What's the matter with that?
- Sorun ne?
Maybe that's what's the matter with you. Somebody should talk to you like that sometime.
Sorunun belki de budur -... ara sıra birilerinin seninle bu şekilde konuşması gerekiyordur.
What's the matter with that?
Ne olur yani?
That's what's the matter with me.
Derdim bu.
- What's the matter with that slave?
- Şu kölenin nesi var?
I just want to find out what's the matter with the salesman's wife, that's all.
Sadece satıcının karısına ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
I'M--I'M AFRAID. WHAT'S THE MATTER? IS THERE SOMETHING WRONG WITH THAT?
Dışarı çıkıp ölmekten korkmayan kimse var mı aranızda?
I don't know what's the matter with that fan.
Şu fanatiğin sorunu ne bilmiyorum.
- What's the matter with that?
- Fenamı? - Superman'den nefret ediyorum.
You know, Jerry, that's what's the matter with these modern playwrights.
Biliyorsun, Jerry, bu modern oyun yazarlarının sorunu.
Have you found out yet what's the matter with her? That's what I wanted to talk to you about.
- Sorununu çözebildiniz mi?
What's the matter with that woman?
O kadının nesi var öyle?
Hey. what's the matter with that kid, Rennie?
Bu çocukla derdin ne, Rennie?
So, what's the matter with that?
Ne var ki bunda?
What's the matter with that?
Ne olmuş Mary'ye?
I don't know what's the matter with that boy.
Bu çocuğun nesi var, anlamıyorum.
What's the matter with that girl?
Kızın nesi var?
That's what's the matter with me.
Derdim bu işte.
- What's the matter with that one?
Lütfen, baba? - Üzerindeki elbisenin nesi var?
Isn't that Deanie Loomis? What's the matter with you?
O Deanie Loomis değil mi?
That's what's the matter with it.
Sorunu bu işte. - Ne olmuş yani?
But apart from that, what's the matter with him?
Ama ondan bu yüzden hoşlanmıyor olamazsın.
Well, what's the matter with that?
Nesi var bunun?
Well, what on earth's the matter with that?
Bunun ne ilgisi var şimdi?
Well, what's the matter with that?
Ne oldu şimdi?
What's the matter with that man?
Bu adamın derdi ne?
What's the matter with that old crock Burn?
- Bu yaşlı atın derdi ne Burn?
That's what's the matter with the sheriff.
Serifin sorunu da bu.
What's the matter with that thing?
Bu şeyin nesi var?
- What's the matter with you? - I heard that one.
Onu biliyorum.
What's the matter with that sun? There's no heat in it.
Güneş hiç ısıtmıyor.
- What's the matter with that?
- Ne var bunda?
What's the matter with that dog?
Bu köpeğin nesi var?
What's the matter with that?
Yanlış bir şey mi söyledim?
What's the matter with that?
Bunda ne var?
What's the matter with that woman, Sam?
Bu kadının derdi ne Sam?
So that's what's been the matter with me.
Yani benimle ilgili konu buymuş öyle mi?
- What's the matter with that?
- Bunun nesi yanlış?
What the hell's the matter with you,'Please, Bru, don't talk like that?
Tanrı aşkına neyin var senin? Ne demek "Lütfen Bru, bu şekilde konuşma"?
- What's the matter with that sink trap?
- O borunun nesi var?
What's the matter with that dog?
Köpeğin nesi var?
What the hell's the matter with you, chucking away food like that?
Neyiniz var sizin, bu yemekleri atıyor musunuz yoksa?