English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / What's up with him

What's up with him tradutor Turco

223 parallel translation
No, what's got you jumping about like a frog with a bullet up its ass... is old Fairy Feet Hornsby... because you reckon you let him down.
Hayır, seni kıçına yiyeceğin mermiyle kurbağa gibi sıçratacak olan... Sihirli Ayak Hornsby... çünkü buna izin veren sensin.
- What's up with him?
- Onun nesi var?
I wonder what she's up to with him.
Yukarıda o adamla ne işi var acaba?
What's up with him?
Ne yapıyorsun?
What's up with him?
Nesi var onun?
In Bob Hollins, you have a candidate for Congress... who is in touch with the people, a man who built up the business left to him by his grandfather. What was once a small pushcart on wheels...
Kongre için bir adayınız var, insanlarla arası iyi, büyükbabasının yarattığı büyük şirketleri ona kalmış olan bir adam ufak tekerleklerle giderken...
As with all talented students, exceptionally talented students, his lessons with me will be paid for by the school trust. What he makes of this opportunity is entirely up to him.
Yetenekli öğrencilerin daha doğrusu müstesna yeteneğe sahip olanların benden aldığı derslerin parasını okul vakfı öder, bu fırsatı nasıl değerlendireceği tamamen oğlunuza kalmış.
I had a casual, friendly conversation with him to start with... to try to size him up... to see what he liked and what he didn't like.
Başlangıç aşamasında nasıl birisi olduğunu, neyi sevip neyi sevmediğini anlamak için sıradan, arkadaşça bir konuşma yaptım.
And I'll tell you what. If there's a man on this ranch who can keep up with me for one week, then I'll marry him.
Bu çiftlikte bir hafta, bana ayak uydurabilecek bir adam varsa, o zaman onunla evlenirim.
We spend six months coming up with a plan to kill him and what's it come to?
Altı ay onu öldürmek için mükemmel planı aramakla geçti. Ne oldu sonunda?
- What's up with him?
- Neyi var?
We'll get you fixed up with Matthews, I'll tell him what's what.
Seni Matthews'le tanıştırırım ve ona durumu açıklarız.
Here's what we'll do. I'll tell him that after the bus accident, your stuff got mixed up with my mom's stuff at the hospital, and... I just happened to find this letter.
İşte şöyle yapacağız.Ona diyeceğim ki otobüs kazasından sonra, hastanede senin eşyaların benim annemim eşyalarıyla karışmış, ve... ben de bu mektubu buldum.
What's up with him?
Ne oldu?
- What? What is- - He's got him up there with your mama!
Onu yukarıya annene götürdü.
What's up with him?
Onunla ne yapılabilir ki?
What's up with him, Ted?
Nesi var Ted?
And I asked him, "What's up with that?"
Ben de ona "O da ne demek?" diye sordum.
What's up with him?
Neyi var?
What's up with him?
Nesi var bunun?
That's big trouble with the immigration office! What can a kid like him be when he grows up? Another immigrant!
Yani göçmen ofisi ile büyük bir problem.!
What's up with him?
Ona ne oluyor?
What's up with that? Now when I call him, he always calls me back at home when he knows I'm at work.
Ben aradığımda, benim işte olduğumu bildiği halde beni evden arıyor.
Yo, what's up with him?
Bunun nesi var?
You know, she doesn't bother me as much as she does Red... and he's tense enough, what with Christmas coming up... and him only working part-time.
Biliyormusun, O Red'i rahatsız ettiği kadar beni rahatsız etmiyor... ve onun zamanı bol, yılbaşının gelişi... ve yanlızca yarım gün çalışması.
- What's up with him?
- Nesi var?
Let's see what's up with him.
Derdi neymiş bir bakalım.
I wanna talk to him, and I thought if I sue him, when I get to heaven he'll say, "What's up with that?" And then I can ask him some questions.
- Sadece ona, yüz yüze bir şeyler söylemek istiyorum. Ona dava açarsam, cennete gittiğimde belki yanıma gelip, "neydi bütün o olup biten" diye sorar ve ben de ona birkaç soru sorarım diye düşündüm.
It's what makes you such a valuable part of this team, but I'm not about to tell the Admiral that we've found a way for him to chat with his son because of some cockeyed theory that only exists up here.
Bu hayal gücü seni, bu takımın en değerli üyesi yapıyor, ama oğlu ile sohbet edebilmesi için bir yol bulduğumuzu Amiral'e anlatmak niyetinde değilim, çünkü böylesine saçma bir teori sadece burada var olur.
- And what's up with him?
- Bu herifin nesi var?
What's up with him?
Ne alemde?
- What's up with him?
- Nesi vardı?
The doorman said he was on his way up with it. I wonder what's keeping him.
Kapıcı getiriyorum demişti.
What's up with him?
Onun nesi var?
What's wrong with him? Why do you stand guys up?
Niçin o adamları ekiyorsun?
What's up with him? We scratched them together and he won.
Kazı kazanı beraber oynadık ve kazandık.
Just to see what's up with him.
Bakalım ne istiyormuş.
What's up with him?
Ne oldu ona?
What's up with him?
Onu ne işi var?
What- -? What's up with him?
Bunun nesi var?
Okay, what's up with him?
Onun nesi var?
Please, just cover him up, what's wrong with you?
En azından üstünü örtün! Sizin neyiniz var?
You told me to make up with him and look what happened It's all your fault!
Onunla barışmamı sen söylemiştin. Bak ne oldu. Hepsi senin suçun!
Hi. What's up with him?
Selam, nesi var?
WHAT'S UP WITH HIM?
Nesi var bunun?
I am worried about your boy. What's up with him?
Ona birden bire ne oldu böyle?
What's up with him?
Ona ne oldu böyle?
What's up with him?
Onun sorunu ne?
What's up with him?
Ne oluyor buna?
- What's up with him?
- Nesi var bunun?
But he'll be with us when the fire goes up, if he knows what's good for him.
O güneyden. Bizim kuzeyli tarzımızdan hoşlanmaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]