What's your question tradutor Turco
182 parallel translation
What's your next question?
Sıradaki sorunuz nedir?
If what the doctors are afraid of should become true that Sissi won't survive this winter, we already have to consider right now who will come into question to become your wife.
Doktorların endişesi gerçekleşir de Sissi bu kışı çıkartamazsa yeni evleneceğin kişinin kim olacağını şimdiden düşünmemiz gerekecektir.
- What's your question?
- Sorun nedir?
Well, Jim, what's your question?
Jim, sorun nedir? Bayan Osgood, amacınız tümüyle duygusal ve kadınsı zeminde sempati toplamak olabilir mi acaba? Sorum şu, efendim.
Only question I ever ask is, "What time's your husband coming home?"
Tek sorduğum soru, "Kocan ne zaman eve geliyor?" olur.
What's your question?
Sormak istediğin nedir?
What's your question?
Sorunuzu alalım?
- What is your name? - The question's odd for someone who idle talk despises.
- Kelamı bu denli hor gören biri için bu soru oldukça tuhaftır.
He asked, "What's your question?"
"Sorunuz ne?" Diye sordu.
What's your question?
Ne soracaktın?
What's your question?
Anlamadığın şey nedir?
- What's your question?
- Lütfen sorun ne?
Now, what's the first question that comes to your mind?
Aklına gelen ilk soru ne?
What's your question?
Sorunu sor.
What's your question?
Sorun nedir?
- What's your question for Bobby?
- Bobby'ye sorun ne Gil?
Now, what you are... that's a question I can answer, at least in your case.
Ne olduğun sorusunun cevabını verebilirim. En azından senin için.
What's your question?
senin sorun ne?
And what's your question?
ve sıra senin sorunda?
What's your question?
Sorunuz nedir?
For your final question, Miss Potter please tell us what words of advice you would bestow upon today's youth.
Son sorunuz Bayan Potter. Lütfen bugünün gençliğine ne gibi öğütler vermek istediğinizi söyleyin.
- Well, what's your question, hon?
- Pekala, ne soracaksın tatlım?
Question number one : "What's your job?"
Bir numaralı soru : "Ne iş yaparsınız?"
Because there's a question in your writing suggesting what is it you wish to do with your life.
Çünkü yazdıkların arasında hayatta ne yapmak istediğine dair bir soru var.
It's not like "What's your 800 number?" That's a fuck-off question.
Bu "800'lü hattınız var mı?" sorusuna benzemez.
You answer my question, or I'll personally see to it that you spend the next millennium... chained to a clamp wall wondering just what it is... that's been winding its way up through your bowels for the last 750 years.
Ya soruma cevap verirsin ya da gelecek milenyumu, nemli bir duvara zincirlenmiş şekilde son 750 yıldır bağırsaklarından yukarı doğru çıkan şeyin ne olduğunu merak ederek geçirmeni sağlarım.
- What's your question?
Ne soracaksın?
What's your question?
Ne soracaksın?
That is the question. What's your name?
İşte soru.
- Dave, what's your question? Nothing.
- Sorun ne Dave?
Roz, since you misunderstood the theme, I'll tell you what, why don't you answer this question as your true hero, whomever that may be.
Roz, temayı yanlış anladığından beri... aslında neden bu soruyu her kim olursa olsun, gerçek kahramanın olarak cevaplamıyorsun.
, "oh, no," and i don't know if that answers your question Or if that's what my vagina would say, like, "oh, no".
Bilmiyorum soruya yanıt olur mu veya vajinam bunu mu söyler, "Ah, hayır" gibi.
I'm a prerecorded hologram. What's your question?
Ben önceden kayıtlı hologramım.
I don't question your loyalty, but you sure that's what Linwood wants?
Bağlılığına diyeceğim yok, ama Linwood'un gerçekte istediği bu mu sence?
Now, the question is, Mr. Beck, what's good for your business?
Şimdi, sana sorum senin derdin ne?
Mandy, what's your question?
Senin sorun nedir?
What's your question, Lois?
Sorunu sor Lois?
- What's your question?
- Sorunuz ne?
What's this? The answer to your question. Could we go inside and talk
Neden "Bir Satıcının Ölümü" nden bir metin okumuyorsun?
My question is, what's your plan?
Benim sorum şu ; planınız nedir?
The question is what's gonna happen with the rest of your life?
Soru şu ki hayatının geri kalanında neler olacak?
What's your question?
Ne sormuştun?
So what's your question?
Peki, senin sorun ne?
So, what's your next question?
Ee, diğer sorunuz nedir?
Put on some Donny Osmond, close your eyes and ask yourself one question... who's richer? Steven, when you're in a moral quandary, do what I do,
Steven, ikilemde kaldığın zaman, benim yaptığımı yap
You ask your grandfather question after question... make polite chitchat about the roast duck with the maid, what's-her-name... tell her it's wonderful.
Büyükbabana soru üstüne soru soruyorsun. Hizmetçiyle ördek rosto hakkında kibar bir sohbet ediyorsun.
My question - and I'm betting it's the sheriff's... what was your earring doing at the road hog in the last place Curly Moran was seen alive?
Sorum şu ki bence Şerif de bunu soracak ; küpenin Kıvırcık Moran'ın canlı olarak son kez görüldüğü Hog Yolu'nda ne işi vardı?
Begging the question, as the old man pours just one drink... what's on your mind?
Yaşlı adam içki koyarken soruya cevap vermekten kaçınır. Aklından geçen ne?
That's what your question was.
Bu sorunuzdu.
Test question, what's your pet's name? What?
- Test sorusu, ev hayvanınızın adı nedir?
No, I don't think you do know. For all your empathy, for all your sensitivity, I don't think you know what it's like to sit here with the girls from 3 : 00 on and not be able to answer the question "Where's Mommy?"
Ne kadar duyarlı ve anlayışlı olsan da saat üçten beri kızlarla oturup onların "annem nerede" sorusuna yanıt verememek nasıldır bilemezsin.
what's your name 4643
what's your address 58
what's your first name 42
what's your favorite color 36
what's yours 331
what's your number 52
what's your problem 848
what's your angle 45
what's your last name 61
what's your point 480
what's your address 58
what's your first name 42
what's your favorite color 36
what's yours 331
what's your number 52
what's your problem 848
what's your angle 45
what's your last name 61
what's your point 480