What are you looking for tradutor Turco
2,210 parallel translation
What are you looking for, Mr. Robicheaux?
Ne arıyorsunuz Bay Robicheaux?
What are you looking for?
Ne arıyorsun?
What are you looking for?
Ne arıyorsunuz?
Kathy, what are you looking for?
Kathy, ne arıyorsun?
What are you looking for?
- Ne arıyorsun?
- What are you looking for?
Ne arıyorsun?
What are you looking for?
Neyi arıyorsun?
What are you looking for here?
Ne arıyorsunuz?
Then what are you looking for in the crack of his ass?
Peki neden onu götünün çatalına bakıyordun?
What are you looking for?
Nereye bakıyorsun?
What are you looking for, mate?
Neye bakıyorsun dostum?
- What are you looking for?
- Tam olarak aradığın nedir?
I mean, what are you looking for?
Neyin peşindesin?
Uh, holding consults on the roof, flipping coins, eating deli sandwiches. What are you looking for, anyway?
Çatıda konsültasyon yapmalar yazı-tura atmalar, mezeli sandviç yemeler...
Hey, so what are you looking for?
Ne arıyorsunuz?
What are you looking for, you ignorant gaucho?
Neye bakacaksın, cahil atlı çoban?
What are you looking for?
Gel. Neye bakmıştın?
- What are you looking for, Damon?
Ne arıyorsun Damon?
What are you looking for?
Neye bakıyorsun?
Well, what are you looking for?
Peki ne arayacaksınız?
What are you looking for?
Neye bakıyorsun sen?
What are you looking for?
Neye bakıyoruz?
What are you looking for, r. Givens?
İstediğiniz nedir Bay Givens?
Huh? What are you looking for?
Ne arıyorsun?
What are you looking for anyway?
- Ben öyle duymadım. - Ne arıyorsun ki?
What are you looking for, man?
Ne arıyorsun, adamım?
What are you looking for, exactly?
Tam olarak aradığınız nedir?
- Brent, what are you looking for!
- Brent, ne arıyorsun!
- What are you looking for?
- Ne arıyorsun?
So what are you looking at the time for?
O zaman ne diye saate bakıyorsun?
You cops are constantly looking at me for crimes I did not commit. And for what I have done... are not looking.
Polisler hep yapmadğım şeyler için beni arıyor ve işler göründüğü gibi değil.
But I think I know what you are looking for.
Ama sanırım neyi aradığını biliyorum.
Well, what kind of dog are you looking for?
Peki, siz ne tür bir köpek arıyorsunuz?
Are you? Look, man, do you know what you're looking for?
Sana ne lazım biliyor musun, dostum?
- What address are you looking for? - Um...
Hangi adrese bakıyorsunuz?
What are you looking around for?
Neden etrafınıza bakınıyorsunuz?
I know what you are looking for.
Ne istediğini biliyorum.
I know what you are looking for,
Ne istediğini biliyorum, ama burada değiller.
All the agencies are looking for you. But nobody will say what you did.
Tüm birimler seni arıyor, ama kimse ne yaptığını bilmiyor.
What angle are you looking for, exactly?
Nasıl bir şeyden bahsediyorsun?
What type of pipe are you looking for?
Nasıl bir şey bakıyorsun?
Are you so out of options you're looking for answers in what you consider irrationality?
Seçeneklerin bitti mi? Cevapları mantıksız olduğunu düşündüğün şeylerde mi arıyorsun? Ben iyiyim.
- What kind of work are you looking for?
- Nasıl bir iş arıyorsun?
What exactly are you looking for from me here?
Benden ne bekliyorsun?
What are you looking for? How I'd get out if I were him.
Onun yerinde olsam nasıl çıkacağıma.
What kind of placement are you looking for?
Ne tür bir iş arıyorsunuz?
So, what kind of place are you looking for?
Ne tür bir ev arıyorsun.
What kind of situation are you looking for?
Nasıl bir pozisyon arıyorsunuz?
Are you sure you even know what you're looking for?
Sen ne aradığını biliyor musun?
I can hardly wait to see what you three are looking for.
Siz üçünüzün neye baktığını öğrenmek için sabırsızlanıyorum.
What kind of answer are you looking for here?
Nasıl bir cevap bekliyorsun?