What did you do to it tradutor Turco
392 parallel translation
- What did you do to it?
- Ne yaptınız böyle?
- Really, what did you do to it?
- Gerçekten, neler yaptınız?
Charly, what did you do to it?
Charly, ne yaptın?
What did you do to it?
Ne yaptınız ona?
- Well, what did you do to it last time?
- Naptın geçer sefer arabaya?
- What did you do to it?
- Ne yaptın ona?
I think it should be fine. what did you do to me?
Hey, bana ne yaptınız?
What did Joseph Wilson do with it when you gave it to him?
Siz ona verince Joseph Wilson yüzüğü ne yaptı?
What did you do when it was brought to your attention?
Bu konuda uyarıldığınız zaman ne yaptınız?
- What did you do with it, give it back to her tonight?
- O anahtara ne yaptın, bu gece geri mi verdin?
What you did to Aron tonight, I don't know what it will do to him.
Bugün Aron'a yaptıkların onu ne hale getirecek kim bilir.
I know what you've done, how you did it and how you expect to do it.
Ne yaptığını, nasıl yaptığını ve nasıl yapmak istediğini biliyorum.
Jeff, do you know how unbearable it is... not to be able to remember what you did last night, what you said?
Dün akşam ne yaptığını, neler söylediğini hatırlayamamak ne kadar zor biliyor musun Jeff?
And what's that supposed to be? - What did you do? - I shot it in over two days.
Bu ne şimdi?
What do I do to get this, what did you call it, stake?
Şu dediğin parayı kazanmak için ne yapmam lazım?
It was your money and you did what you wanted to do with it.
Bu senin parandı ve ne yapmak istiyorsan onu yaptın.
Now what's that got to do with you case? I never said that it did.
Sizinle ne ilgisi var?
It's not what you did. It's what you're about to do.
Az sonra yapacağın şeyi.
It's been 3 or 4 months that you smiled at me when I've seen you to tell me that you're ready to do with me what you did with Balestrieri.
Son üç-dört aydır her karşılaşmamızda bana gülümsüyor olman Balestrieri ile yaptığın şeyi benimle de yapmaya hazır olduğunu anlatıyordu.
It was a little harder to watch what you did than it was for you to do what I was watching.
Yaptığını yapmaktansa senin yaptığını izlemek daha zordu.
I don't care what you meant to do... it's what you did I don't like.
Ne yapmak istediğin umurumda değil ve bu yaptığın hoşuma gitmedi.
What, did he think you had something to do with it?
Ne, senin o işte parmağın olduğunu mu sandı?
AND SHE WASN'T ABLE TO STOP IT. DO YOU KNOW WHAT SHE DID? SHE TOOK THE CRAYON, AND SHE JUST SCRUBBED ON THE PAPER
Sybil kırmızı ve yeşili denedi, ama mora dönüştü ve o da buna engel olamadı.
Did you ever see what it can do to a woman's pussy?
Bu silahın, bir kadının kukusuna neler yapabileceğini gördün mü?
You know what to do. You just did it.
Ne yapılacağını biliyorsun ve sen bunu yaptın.
I'm not saying that the Army will be able to do for you what it did for me.
Ordunun bana sağladığı yararı size de sağlayacağını söylemiyorum.
If you don't like what it did to him, you're gonna hate what it'll do to you.
Eğer sana yaptıklarından hoşlanmadıysan, yapacaklarından nefret edeceksin.
Why is it people who want the truth never believe it when they hear it? - What did you do to her?
İnsanlar asla inanmadıkları gerçekleri isterler.
I just asked you to do one thing, just stay awake and watch me just wake me up if it looked like I was having a bad dream and what did you do?
Sana sadece tek bir şey yapmanı söyledim... uyumayacaktın ve beni izleyecektin... Eğer kötü bir rüya görüyor iseydim de uyandıracaktın beni...
.What did it do to you?
- Sana ne yaptı bu şey, Freddy?
Do you have any idea what it did to me watching them lower your coffin into a grave?
Tabutun mezara yavaş yavaş inerken neler hissettiğim hakkında en küçük bir fikrin var mı?
She calls me later to tell me that she did like your style... or whatever's left of it, and you know what you do?
Daha sonra beni arayıp, tarzından ya da geriye kalandan hoşlandığını söyledi. Peki sen ne yaptın biliyor musun?
Don't let this place do to you what it did to him.
Ona yapılan şeyin aynısının sana yapılmasına izin verme.
What did I do to you? You did it to yourself.
Kendine yaptın.
What you have to ask yourselves is... why did we do it?
Kendinize sormanız gereken şey bunu neden yaptık?
You know, whoever lives here, what if they did that to Bert, and they're waiting outside do it to us?
Nasıl derler, burada yaşayanlar, Bert'e bunu yapanlar, aynısını bize de yapmak için dışarıda bekliyorlarsa?
Did you ever stop to think what it might be like if you cared as much about these guys as you do about winning?
Kazanma hırsını bir an olsun dizginleyip bu çocukların sorunlarına biraz daha fazla eğilmeyi düşündün mü hiç?
You see, I happen to cultivate a very deep interest in the female species, so I wanna know what you did, where you did it, how you did it, and how you got her to do it.
Yani kadın cinsi hakkında derin araştırmalar yapıyorum. Bu yüzden neler yaptığınızı ve nerede yaptığınızı bilmek istiyorum. Onu ikna etmeyi nasıl başardın?
Why did it take me so long to realize when a simpleton like you knew what I had to do?
Senin gibi bir gerzek bile ne yapmam gerektiğini bilirken benim bunu anlamam neden bu kadar uzun sürdü?
What's the matter with it? What did you do to him?
Nesi var, ne yaptın ona?
What did you do to me? I had to get in there. It's a deep adjustment.
Derine girmem gerekiyordu.
Listen, it took a lot of courage to do what you did.
Dinle, senin yaptığını yapmak için çok cesaret gerek.
What do you want to know? My book, did it become a bestseller?
Kitabım, çok-satanlara girebildi mi?
What did you do to deserve it, I wonder?
Bunu haketmek için ne yaptın merak ediyorum?
In a brothel, how much does it cost... to do what you just did to me?
Genelevde, az önce bana yaptığın için ne kadar ödersin?
It takes a lot of courage to do what you did to work with an animal that's so big and strong.
Böyle büyük ve kuvetli bir hayvan'la çalışmak için senin gösterdiğin gibi cesaret gerekir.
Jed, take a drink, take a pill, do whatever it is you have to, but lighten the fuck up. What did he write?
- Jed, bir içki iç, ilaç al ne yaparsan yap ama sinirini yatıştır.Ne yazmış?
It took a lot of courage to do what you did at the hearing.
Duruşmada yaptığın şey gerçekten büyük cesaretistiyordu.
So he decided to wear this business suit... and I discussed it with him, and I said, "You know, Glenn... I'm not sure the public will understand what you're trying to convey... but if you want to do it, go ahead," which he did.
İş elbisesini giymeye karar verdiğinde ona "Glen, halkın aksettirmeye çalıştığın şeyi anlatacağını sanmıyorum ama madem öyle istiyorsun, giy" dedim.
Do you believe what Masha did to this place? It looks incredible.
Masha'nın burada yaptığına inanabiliyor musun?
What did you have to do for it, dress his wounds?
Naptın bunun için, yaralarını mı sardın?