What i don't get is tradutor Turco
524 parallel translation
But I don't know what better job I can get.
Ama daha iyi hangi iş bulabilirim, bilmiyorum.
I gotta do what Williams says, or I don't get no hauls.
Williams'ın dediğini yapmazsam iş alamam.
- What is the fact? With your permission, sir, if you don't mind, I'd like to get married this afternoon.
Müsaadenizle efendim, izin verirseniz bugün evlenmek istiyorum.
What I don't get is why you sent those two killers to blast the Swede.
Anlamadığım, o iki tetikçiyi niçin İsveçliyi öldürmeleri için gönderdiğin.
I don't know where you're aimin'to go when you leave us, Jesse, or what you plan on doin'once you get there but, whatever it is, you ain't gonna be no better off than you are now.
Nereye gideceksin ve bizi ne zaman terkedeceksin ya da gittiğin yerde ne yapacaksın, bilmiyorum, Jesse ama ne olursa olsun, şu anki durumundan daha kötü olmazsın.
I don't know what it is, honey, but I cannot get through to you.
Sorun nedir anlayamadım tatlım, ama kendimi açıklayamıyorum sana.
What I don't get is why you waited so long to take me.
Anlamadığım, beni tutuklamak için neden bu kadar beklediğin.
I don't know. But if you had a useless business like this motel, what would you need to get out? To get a new business somewhere else?
Bilmiyorum ama bunun gibi işe yaramaz bir motelin olsa yeni bir iş kurmak için neye ihtiyacın olurdu?
It's strange. When I look myself in the face... I get the feeling I don't match what I think is inside.
Kendime baktığımda... içimdekiyle uyuşmadığımı görüyorum.
Don't get so worked up about what I say. This is in your interests too.
Benim sözüm incitmesin seni, böyle öfkelendiysem bu işte senin de faydan var.
Look, I don't care what I have to do, as long as I get paid.
Bak, yapmam gereken iş umurumda değil, paramı alayım da.
I don't know what your little game is... or what you hope to get out of this, but I certainly don't want to listen to any more of it.
Nasıl bir oyun oynuyorsun, veya bu işten nasıl kurtulacağını umuyorsun, Ancak kesinlikle daha fazlasını dinlemek istemiyorum.
What I don't understand, Reverend, is what are you going to do with the gold once you get it.
Anlayamadığım, Reverend, altınla ne yapacaksın?
Listen, listen, I still don't understand you... we will continue to strike for two hours a day until we get what we demand, is that clear!
Yavaş yavaş, hala seni anlayabiliyorken yavaş. Biz taleplerimizi elde edene kadar günde 2 saatlik grevimize devam edeceğiz, yeterince açık mı?
I don't care what the plan is, as long as you get us outta here.
Planın ne olduğu önemli değil! Bizi buradan defetmediğin sürece.
What the hell is Lyle doin in Alvarez, Texas? Hey, don't worry, I'll go get him.
Lyle'ın Alvarez'de ne işi varmış?
I don't know what it is, but if we can get up that wall, we can find out.
Ne olduğunu anlamadım ama şu duvara tırmanırsak belli olur.
I can never get the hang of it. I don't know what the hell it is.
Nedense bir türlü beceremedim şu oyunu.
I don't know what you did. I don't want to know. Whatever it is, you're not going to get out of it by dragging...
Her ne yaptıysan, buraya gelmen yakanı... gerçeği öğrenmek için geldim.
Oh, no, no, no, no. There's lots of grand ways to handle it, Dan, so as Jack's feelings don't get hurt, is what I mean.
Bu işleri Jack'i incitmeden yapmanın yolları var, demek istediğim bu.
I can't take it any more. Somebody is going to help me ease my load a little bit this time, and I don't care what I have to do to get it.
Bu kez birisi bana yardım edecek yükümü biraz olsun hafifletecek.
What I don't get is how we have all these tests... but never go through the drill.
Anlamadığım şey, nasıl oluyor da bu kadar deneme yapılırken bize hiç talim yaptırmıyorlar?
I don't know what your problem is but I've gotta get over to that bar, get my keys, so I can get home.
Bak bayan, derdin ne bilmiyorum ama ben eve dönebilmek için o bara gidip anahtarlarımı almalıyım.
I can't get on top of it, I can't think straight, and I can't tell what is from what isn't, and if I don't tell someone, if I don't admit it, I'll never get out of it.
Yapamıyorum, Sağlıklı düşünemiyorum, ve neyin ne olduğunu söyleyemiyorum. Ve eğer başkabirine söyleyemezsem, eğer itiraf etmezsem, ondan aslakurtulamam.
WHAT I DON'T GET IS WHY THEY LET EVERYBODY ELSE OUT,
Anlamadığım bir şey var.
Now look, Scotty... I take away this arm badge with smile... What I don't want to get involved is any stupid bloody trouble...
Bak, Scotty... bu rütbeyi memnuniyetle taşıyorum... bizi aptalca bir belanın içine karıştırmanı istemiyorum...
If this doesn't get a crowd, I don't know what will.
Bu bir kalabalık toplamazsa ne toplar ben bilmiyorum. - Işıkları aç.
I get busy doing, uh, what it is I do. And I don't seem to have developed...
Yaptığım işle çok meşgul oluyorum ve pek uyum sağlamış görünmüyorum...
No, Al, what I just don't get is sex.
Hayır Al, benim tadına varamadığım şey, seks.
Look, I don't know what it is that you're trying to tell me,..... but we have a very big presentation to give tomorrow, so I'm gonna get some sleep.
Bak, anlatmak istediğin ne bilmiyorum ama yarın önemli bir sunumumuz var, ve ben gidip biraz uyumalıyım.
had this great idea that they all get together, and, well, I don't really know what it was about, but the important thing is they were all together, and they did it as a family.
Az önce Rin Tin Tin'in koca bir ülkeyi kurtarışını izledin. Çok ilham vericiydi, değil mi? Hiç değilse kafanı kaldırıp bana bakabilirsin tembel pire torbası.
I don't know if your cameras can get in close to see what has happened here, but the spoon is very bent.
Kameralarınız bunu çekebildi mi bilmiyorum ama farkındaysanız kaşık büküldü.
I don't know what Dorn's wife is up to, but I think it best if you get dressed out early and out to the bullpen before Dorn hits the clubhouse, okay?
Dorn'nun karısı ne yapıyor bilmiyorum ama, Olabildiğince çabuk giyin ve Dorn gelmeden soyunma odasını terket, tamam?
What I wanna say is, if we don't get rescued we might have to live here for a long time.
Söylemek istediğim şey şu : Eğer kurtulamazsak, burada uzun bir süre daha yaşamamız gerekecek!
I don't know who you are or where you came from, but you're a guest in this house, and there was a Janey, but no one is mad at you, and we don't want to judge you, and I don't think... you should be so fast to judge other people's blow jobs... because what you see isn't always what you get.
Sizin kim olduğunuzu bilmiyorum. Ama siz misafirsiniz. Bir Janey vardı eskiden.
I really don't think that this is something that I should get involved in... but I'll tell you what I can do.
Bunun karışmam gerek bir şey olduğunu hiç zannetmiyorum ama sana ne yapabileceğimi söyleyeyim.
- What is it I don't get?
- Ne yani, anlamıyor muyum?
If I say lunch is at'l, then I figure if I get here at 12 : 40, we'll get there in plenty of time, which is fine, but what I don't count on is the 20 minutes of abstract busyness that goes on after I get here.
Eğer yemek saat 1'de dersem ve sonra oraya 12 : 40'ta gidersem o zaman bir sürü zamanımız olur ki, bu iyidir ama benim güvenmediğim şey ben buraya geldikten sonraki 20 dakikalık iş yokluğudur.
I don't know what it is, but if you get the name me and the gang would sure like to boogie to it.
Şarkının adını bilmiyorum baba ama sen bulabilirsen arkadaşlarımla ben seve dans ederiz.
I don't know what it is, but every year about this time, I get a run on Progresso chicken with escarole.
Sebebini bilmiyorum ama her sene bu zamanlar Progresso tavuklu escarole'lara aşırı rağbet oluyor.
One thing I don't quite get, though, is... was you and Cosmo, you were taking all these chances... all these big chances, what for?
Yalnız bir şeyi pek anlamadım. Sen ve Cosmo, elinize geçen fırsatları böyle kaçırdınız. İyi ama neden?
What I don't get is, just because the batteries went dead you'd think she'd be able to roll it up the hill with her hands.
Anlamadığım şey, aküsü bitince rampayı kendi ellerinin yardımıyla çıkabileceğini sanırsın.
Even if I don't get what I want, my life is over. Either you help me or you and your friends will die.
İstediğimi alamasam bile benim hayatım bitti, bu yüzden ya bana yarım edersin ya da sen ve arkadaşların ölür.
But what I don't get is, how did you escape from that explosion?
Fakat anlamadığım şey, patlamadan nasıl kaçtığın?
I don`t want you to get me a girl! What is this, Vegas?
Senden bana kız bulmanı istemiyorum A.J. Nerdeyiz biz Las Vegas'da mı?
I don't get it. This is what you're lookin'for?
Anlamıyorum, aradığınız şey bu mu?
If you don't like me now, what are you gonna say when I have to get up in front of that jury, and argue that your son is not guilty by reason of diminished mental capacity.
Benden hiç hoşlanmadığınızı çok iyi biliyorum o jürini karşısına gecip oğlunuzun geçici zihin kaybı yaşadığı için suçsuz sayıIdığını savunduğun zaman ne düşüneceksiniz benim için acaba.
- I don't get it. - What is this?
- Hiç anlamadım.
I don't get it. What is this lie the victim was talking about?
Ayako-san kopye çekmek için odana gitti.
But what I do know is that teachers don't get no respect.
Ama bildiğim şey öğretmenlerin saygı görmediğidir.
I just don't see what the appeal is. I mean, like Ted said, people go in there... and they just get themselves all worked up, and...
Ted'in de dediği gibi, insanlar oradayken kısa süreliğine duygusallaşıyor.