When i'm here tradutor Turco
4,329 parallel translation
Well, I'm having my team train here in bluebell just so they'll get a little taste of how it feels when they win here in bluebell.
Takımımı BlueBell'de çalıştırıyorum, kazandıklarında buraya yabancılık çekmesinler diye. - Keşke planlarından bahsetseydin.
Just don't make me look like a goddamn trout when I walk out of here.
Sonunda suratım bir balığınkine dönmesin yeter.
- I bet he calls you every night when he's away, doesn't he?
- Bahse varım her gittiğinde sizi here gece arardı, değil mi?
Ordinarily, I'd be on site, but when teaching opportunities pop up here in New York, I take advantage of the technology.
Genelde sitede olurdum ama New York'ta eğitmenlik fırsatı çıkınca teknolojiden yararlanmaya başladım.
So I'm going to take my heartache days, and I'll be back here when I feel better.
O yüzden kalp ağrısı iznimi kullanıp daha iyi hissettiğimde döneceğim.
Do you guys remember when this all started and I came in here with the cookies, and then Craig said something so Craig and we all laughed, and we were like, "Craig!"
NasıI başladığımızı hatırlıyorsunuz değil mi? Size kurabiye getirdim ve Craig Craig'ce bir şeyler söyledi. ... sonra hepimiz güldük ve, "Craig!" dedik.
I blew my shoulder out pitching when I was a student here.
Burada öğrenciyken fırlatma çalışırken omzumu çıkardım.
When they got here they couldn't even sit up, and now I taught them to- - girls, do it!
Buraya geldiklerinde daha oturamıyorlardı bile şimdi ise onlara şunu yapmayı öğrettim. Kızlar, yapın bakalım!
I'm just glad we got here when we did.
Zamanında gelebildiğimize sevindim.
I will stay out of sight until we open, but when we do, we must be ready to sell to everyone who's come here to gawp.
Gözden uzakta duracağım ki kapılar açılınca merakından buraya gelen herkese satış yapabilelim.
Susy, when he came up here to see you, I could only see him from the doorway, but there seemed to be tears in his eyes, like he was, I don't know, desperate.
Susy, seni görmek için geldiğinde sadece kapı aralığından gördüm onu ama sanırım gözlerinde yaş vardı, sanki, ne bileyim umutsuz gibiydi.
You know, I used to live just around here when I was playing Nancy in "Oliver," off-Broadway.
Biliyor musunuz, bir Broadway yapımı olan Oliver'da Nancy'yi oynarken ben de tam bu civarda yaşıyordum.
You're always ready to blame the big, green guy when things blow up, but I didn't even cause the problem here, Hydra did.
Bir şeyler patladığında hemen büyük yeşil adamı suçlamaya hazırsın fakat buradaki soruna ben sebep olmadım Hydra yaptı.
I will meet you by the South Gate when I'm finished here.
Buradaki işim bittiğinde Güney Kapısı'nda buluşalım.
Okay, so when I woke up down here,
Tamam, burada uyandım,
Here. This is the Magic Marker I was using when I made the discovery.
Keşfi yaptığım zaman kullandığım tahta kalemi bu.
When I'm done here, they'll have to re-route the hazmat runs.
Burada işim bitince, tehlikeli madde taşıma yolunu tekrar açacaklar.
And now, when it matters most, with Lily out there and scared, I gotta sit here on the sidelines.
Ve şimdiyse tam ihtiyacım olduğu sırada, Lily dışarıda korkmuş bir şekildeyken kenarda oturmak zorunda kalıyorum.
When I get out of here, I'm gonna smash someone!
Buradan kurtulduğumda, birini ezeceğim.
- I don't think that's true. When I took this job, I made a choice, the same choice everyone else here made... this life over the other one, the one with holiday dinners and PTA meetings, recitals.
Bu işi aldığımda bir seçim yaptım buradaki herkesin yaptığı bir seçim başka bir hayatın yerine bu hayatı seçtim.
I was right here when that guy got stabbed.
O adam bıçaklanırken ben de buradaydım.
And since Barkov called Moreno here when he needed help, That's right. I'm thinking that job was for his old friends back in Albania.
Bu doğru ve yardıma ihtiyacı olduğunda Arnavutluk'tan iş yaptığı eski bir arkadaşını Barkov'un, Moreno'yu aradığını düşünüyorum.
Well, I'm afraid, uh, Mary and I struck out, uh, when it came to finding a turkey big enough to feed everybody here.
Şey, korkarımki Mary ve ben, hindi bakmaya gittiğimizde yeteri kadar büyüğünü bulmakta başarısız olduk.
Look, I'm gonna put this to you as my father put it to me when he first brought me here- - Do not marry your mistress.
Bak, sana şu öğüdü vereceğim babamın da bana verdiği gibi beni buraya ilk getirdiği zaman- - Metresinle evlenme.
If there is a time when you are sober, I will be here.
Artık içmediğin bir zaman gelirse, burada olacağım.
There's a lot more of you here than when I announced my candidacy, so it's good to see.
Adaylığımı burada açıkladığımdan beri epey oldu görüşmeyeli, o yüzden sizleri görmek güzel.
Well, did you ever think this is how I really talk and that I talk different-like when I'm not here?
Aslında böyle konuştuğumu ama burada olmadığım zaman farklı konuştuğumu düşündün mü hiç?
- I will speak to you when I am finished here.
- Ben sizinle işim bittiğinde konuşacağım.
You're going to stop putting these menus everywhere, or I'm going to show the people in here what happens when you eat the food.
Her yere bu menüleri koymayı bırakacaksınız. Yoksa bu insanlara yemeği yediklerinde ne olacağını göstereceğim.
You know, some of you might not know this, but a year ago, I thought I might not even be here today, and I'm not exaggerating when I say that.
Bazılarınız bunu bilmeyebilirsiniz ama 6 ay önce, bugün burada olacağımı düşünemezdim bile, bunu söylerken abartmıyorum.
We used to vacation in Hawaii when I was a kid, so when the opportunity came up, I moved here.
Çocukken tatili mi Hawaii'de geçirirdim,.. ... bu yüzden fırsatını yakaladığımda buraya gelip, taşındım.
This family... gets worse when I'm here.
Sanırım bu aile ben etrafta dolandığım sürece daha da üzgün hale gelecek.
And here all this time, I thought Jackie was exaggerating when it came to you.
Ve geçen bunca zaman boyunca, konu sen olduğunda Jackie'nin abarttığını sandım.
When that detective comes in here, I'm gonna tell him everything!
Dedektif geldiği zaman,... ona herşeyi anlatacağım.
When we do get out of here, I think it's time I start training you to be a shadow thief.
Buradan çıktığımız zaman, sanırım seni bir gölge hırsızı olarak eğitmeye başlayabilirim.
You said... when I was here, you said you'd help me.
Sen demiştin ki... Ben buradayken, bana yardım edeceğini söylemiştin.
I'm afraid she's not honest with me When I ask her if she's happy here in France.
Korkarım, ona burada Fransa'da mutlu olup olmadığını sorduğumda pek de dürüst değildi.
I don't think I'm stepping over any line here when I say personally I'd like to see you two get back together!
Umarım haddimi aşmıyorumdur.. .. ama ikinizi tekrar birlikte görmek isterim!
Was I such a different person when I lived here?
Ben burada yaşarken farklı bir insan mıydım?
Come back here when I'm talking to you, please.
Ben senle konuşuyorken buraya gel, lütfen.
Who do you think is gonna do that when I'm not here?
- Ben burada olmadığım zaman kim yapacak sanıyorsun? - Yapma böyle.
When I get big again, I am so coming back here with a can of bug spray.
Tekrar büyüdüğümde, buraya böcek ilacıyla dönmezsem ne olayım.
And when it gets here, I'll give you a call, you come pick it up.
Para geldiğinde sana telefon açarım sen de gelip alırsın.
When it gets here, I'll give you a call, and you come pick it up.
Para geldiğinde sana telefon açarım sen de gelip alırsın.
When I was here yesterday, was that you?
Dün ben buradayken sen de burada mıydın?
I started climbing when I was 15 and I've been doing a lot of climbing in the area here in Romsdal.
Tırmanmaya 15 yaşında başlamıştım. Ve burada, Romsdal bölgesinde birçok tırmanış yapmıştım.
When I arrived at your farm I realised why the current brought me here.
Çiftliğinize ulaştığımda akıntının neden beni buraya getirdiğini anladım.
When I grow up, I'm going to live here in the Moors with you.
Büyüyünce, burada Moors'ta seninle birlikte yaşayacağım.
Mitchell, as top cardiologist here at County General, I'm surprised that you can't diagnose true heartache when you see it.
Mitchell, County General'daki baş kardiyolog olarak, bir aşk acısını gördüğünde teşhis edememen beni şaşırttı.
Will you be here when I get back?
Döndüğümde burada olacak mısın?
I need at least five men here and more when we get there.
Burada en az beş adama ihtiyacım var. Oraya gidince daha da fazlasına.
when i'm gone 52
when i'm with you 72
when i'm done with you 17
when i'm done 58
when i'm dead 26
when i'm 62
when i'm ready 40
i'm here 4719
i'm here for you 373
i'm here if you need me 37
when i'm with you 72
when i'm done with you 17
when i'm done 58
when i'm dead 26
when i'm 62
when i'm ready 40
i'm here 4719
i'm here for you 373
i'm here if you need me 37