Where's the toilet tradutor Turco
75 parallel translation
Quen, where's the toilet?
Ah Quen, tuvalet nerede?
Waiter, where's the toilet?
Uşak, tuvalet nerede?
Where's the toilet?
Tuvalet nerede?
The first night I was here, I said, "Where's the toilet?"
Buraya ilk geldiğimde "tuvalet nerde" diye sormuştum.
Where's the toilet paper?
Tuvalet havlusu da nerede?
Happens to be on my sofa instead of in the toilet, where it would normally be.
Tuvalete yapılacağına kanepeme yapılmış, gayet normal birşey.
Where's the toilet?
Tuvalet burası mı?
Where's the toilet?
Tuvalet ne tarafta?
There's where Lupe Velez bought the toilet she drowned in.
Ve Lupe Velez, içinde boğulduğu tuvaleti şuradan aldı.
They've got the toilet paper. where's my jacket?
- Verdim, ceketim nerede?
- - Where's the toilet? -
Tuvalet nerede?
There's the magical plumbing supply store... where I bought a magical float for my toilet.
Bak, büyülü tesisat malzemeleri satan dükkan. Geçen hafta buradan tuvaletim için büyülü bir şamandıra almıştım.
Where's the toilet?
Burada tuvalete var mı?
I started doing "upper deckers"... shitting in the top tank of the toilet, where no one would ever look to find the odor.
İşi iyice büyütüp zirveye çıktım. Yüksekteki sifonların üstüne sıçmaya başladım. Kimse koku nereden geliyor anlayamıyordu böylece.
- Where's the toilet?
- Lavabo nerede?
Where's the toilet?
Tuvalet nerde?
Where the hell does all the toilet paper go? Anyway, advertising would obstruct the creative flow.
Tuvalet kağıtları nereye gitti? Her neyse, reklam yaratıcı akışı engelleyecektir.
Um, where's the toilet?
Um, tuvalet ne tarafta?
- Where's the toilet?
- Tuvalet nerede?
That's where the fuckin shit from the toilet goes.
Tuvaletten gelen boklar buraya gidiyor.
It's OK. Where's the toilet?
Pekâlâ, tuvalet nerede?
- Where's the toilet going?
- Pislik nereye gidecek?
I'm trying to see where the toilet is.
Tamam. Tuvaletin nerede olduğunu görmeye çalışıyorum.
Where's the driver? - Sir, he want to the toilet
Şoför nerede?
I'm about to live the dream, but I'm scared it'll be that dream where I'm naked on a toilet outside Carpetright.
Hayalimi yaşamak üzereyim ama bu, Carpetright'ın dışında bir tuvalette çıplak olduğum bir rüya gibi diye de korkuyorum.
- Where's the toilet?
- Nerede tuvalet var?
Where's the fucking toilet?
Klozet nerede?
Do I have any toilet paper stuck to my buns? [fart noise] Where are the grown-ups?
Çöreğe yapışmış tuvalet kağıdı var mı? Bizler yetişkiniz?
It would have just been a bed and a toilet, and then the living room and the kitchen is all the same, so I'd literally be shitting where I eat.
O zaman, bir yatağım ve bir tuvaletim olurdu salonla mutfak aynı yerde olurdu yani resmen yediğim yere sıçıyor olurdum.
Living in a jungle sounds great, but where's the toilet paper?
Ormanda yaşamak harika ama tuvalet kâğıdı nerede?
Hey, where's the head? We're in mixed company, but let's just say I've got to go wreck your toilet.
Burada bayan da var, ama gidip tuvaletini dağıtacağım diyeyim.
Tom, I'm standing outside the South Park courthouse where experts have succesfully summoned the ghost of toilet inventor sir John Harrington.
Tom, South Park Adliyesi'nin dışındayım. Uzmanların başarılı bir şekilde klozetin mucidi Sör John Harrington'ı getirdikleri yerdeyim.
And then I'd go into my mind to this little, tiny cabin in the woods where I wouldn't have to hear Adam fart and then laugh about it or hear Paul's pee hit the water in the toilet
Sonra zihnimde, ormanın içindeki o ufacık kulübeye giderdim. Orada Adam'ın osurmasını, sonra da yaptığını komik bulup gülmesini ya da Paul'un yatağa gelmeden önce çişinin klozetteki suya çarpışını dinlemek zorunda kalmazdım.
Where's the toilet?
- Tuvalet nerede?
'Cause in order to do a proper alcohol-consumption test, we need the guy's stomach contents, a lot of which is on the floor around the toilet where he threw up.
Çünkü düzgün bir alkol testi yapabilmek için adamın midesindekilere ihtiyacımız var. Çoğu yerde, tuvaletin çevresinde, adamın kustuğu yerlerde.
- Excuse me, where's the toilet?
- Pardon, tuvalet ne tarafta?
Now that it's redone, where's the toilet?
Madem tadilat oldu, tuvalet nerede?
"More towels?" "Do you know where the white person's toilet is?"
Havlu alır mısınız? Beyazların tuvaleti ne tarafta?
Tell me where's the gents toilet?
Erkekler tuvaleti nerede?
Where's the toilet paper?
Tuvalet kâğıdı nerede?
- Would be better if you did- - upstairs. - No, no, no, no, please, I- where's the toilet?
- Yo, yo, yo lütfen.
Where's the toilet?
tuvalet neredeydi?
- [Scoffs] - Well, where's the goddamn toilet paper?
Nerede şu lanet olası tuvalet kağıtları?
That's the public toilet where we fell in love! ( door shuts ) Look at this.
Birbirimize aşık olduğumuz Halk Tuvaleti şuna bakın..
Where's the toilet...'?
Tuvalet nerede?
I got each and every toilet in comfort taking that shit from all your little asses and sending it down the pipes till it reaches a place where no one thinks about it and no one smells it.
Her tuvalet rahat,... küçük kıçlarımızla sıçıyoruz ve bokumuz boruların içinden bir yere ulaşıyor. Kimse bunun hakkında düşünmüyor. Ve hiç kimse kokmuyor.
Where's the toilet? Where's the toilet?
Tuvalet nerede?
So, she goes and she poops it in the shower where it's easier to pull the goodies out of the fuckin'Cracker Jack box,'cause you don't want your shit getting lost in the toilet bowl.
O da gidiyor, duşa sıçıyor. Malları çıkarmanın daha kolay olduğu bir yere. Çünkü malının klozette kaybolmasını istemezsin.
where's the food 36
where's the party 30
where's the money 275
where's the beef 28
where's the dog 25
where's the fun in that 85
where's the boy 85
where's the bathroom 87
where's the 130
where's the key 78
where's the party 30
where's the money 275
where's the beef 28
where's the dog 25
where's the fun in that 85
where's the boy 85
where's the bathroom 87
where's the 130
where's the key 78