Where's your mother tradutor Turco
348 parallel translation
Say, bub, where did you steal your mother's old sash?
Hey bukleli, annenin eski kemerini nereden yürüttün?
Where's your mother?
Annen nerede? - Dışarıda.
- Now, where's your mother?
Pekâlâ, annen nerede?
Where's your mother?
- Anneniz nerede?
Where's your mother?
Annen nerede?
I asked you where your mother lives I won't tell you. I won't lf you don't, who pays for your bail? Ma has never told me my father's name
Annem babamın adını hiç söylemedi.
- Where's your mother?
- Annen nerede?
Where's your mother?
Alışveriş ediyorduk.
- Where's your mother?
- Anneniz nerede?
Where's your mother tonight, Plato?
Annen bu gece nerede Eflatun?
Where's your mother, honey?
Annen nerede tatlım?
Say, where's your mother anyway, it's almost dinner time.
Bu arada annen nerede? yemek zamanı geldi
Where's your mother?
- Annen nerede?
Where's your black hat and broom, and how come you're out when it isn't even Halloween? - Mother was right, you're prejudiced.
Pekala, eğer cadıysan siyah şapkan ve süpürgen nerde ve cadılar bayramı olmadığı halde neden ortalıktasın?
Where does your mother work now?
Annen şimdi nerede çalışıyor?
Your mother? Where? The East Orange Women's Club?
Doğu portakal kadınlar kulübünde mi?
Where's your mother?
Anneniz nerede?
There are plenty of perfectly nice nursing homes where if your father does doo-doo, your mother doesn't have to clean.
Babanın rahatça altına sıçıp, annemin temizlemek zorunda olmayacağı... bir sürü güzel bakımevi var.
It's the only way to get the money to keep your mother where she is.
Anneni hala orada tutabilmenin tek yolunun bu olduğunu düşünüyorum.
-...'cause you've been told by your mother... - Where's the warmth?
- Çünkü annen sana böyle... olmanı söylemiş.
True, but it's too bad that it's not like your movie room, Mme. Nadine, where you can make everything move backwards, and go back inside your mother's belly.
Doğru, çok kötü değil. Ama Matmazel Nadine'nin montaj odasındaki gibi değil. Orada her şeyi geri sarabilirsiniz.
- Where's your mother?
Annen nerede?
- Well, where's your mother, then?
- Eee, annen nerede bakalım?
And fathers always say the same thing : "Where's your mother?"
"Annen nerede?"
Maybe we should talk about one of the 85 million times we tried to find where your mother hid the goddamn baseballs.
Belki defalarca, annenin toplarımızı nereye saklamış olabileceğini konuşabiliriz.
- Where's your mother, darling?
- Annen nerede güzelim?
Where's your mother?
- Annen nerde?
This isn't your mother's house, where you do something like that and everybody thinks it's cute.
Annenin evinde değilsin, burası bu tür bir şey yaptığında herkesin şirin olduğunu düşündüğü yer değil.
And where's your mother?
Ya annen? Annen nerede?
Well, where's your mother?
- Annen nerede?
Where's your mother? She's gone.
- Annen nerede?
- Where's your mother, boy?
- Annen nerede, evlat?
- Where's your mother?
Anneniz nerede?
Where's your mother?
Annen nerde?
I'm Doug Llewelyn, and welcome to the People's Court. Where is your mother?
Merhaba, ben Doug Llewelyn, "Halkın Meclisi" ne hoşgeldiniz.
Your mother's head was severed from her body. And the terrible thing is... But I know where it is!
Annenizin başı, bedeninden ayrılmış ve korkunç olan...
Like, where's your mother?
Örneğin annen nerede?
Where's your mother?
Ee, annen nereye gitti?
All right, kids. Where's your mother's necklace?
Pekala çocuklar, annenizin kolyesi nerede?
Hey, where's your mother?
Hey! Anneniz nerede?
Your mother's in heaven going, "Where the hell's my lily, you wuss!"
Annen cennette : "Nerede benim kahrolası zambağım, seni ödlek!" diyor.
- Where's your mother?
- Anneniz nerede? - Arkada.
When you get it wrong, that's the part where you take after your mother.
Hata yaparsan, bu annenden sana mirastır.
Wow, so then where's your mother?
Annen nerede peki?
Where's your mother? What do you want?
- Ne istiyorsunuz?
This is my book store... where l let you sleep on the sofa until you find a place... which will be very soon, because your mother's not coming here.
Burası benim kitabevim. Sadece bir ev bulana dek buradasın. Yani annen buraya gelmiyor.
Where's your mother?
Anneniz nerde?
Kyle, where's your mother?
— Kyle, annen nerede? — Yukarıda.
"Where's your mother?" I said, "My mother's been deported."
"Annen nerede?" "Annem sınır dışı edildi." dedim.
Right here is where the angel is supposed to show up... and tell you not to pull your dick out, but we bitch-slapped that mother fucker and sent him packing... so it's smooth sailing.
Burada iyilik meleğinin durması gerekiyordu. Sana aletini çıkarmamanı söyleyecekti. Ama o anasını düzdüğümün çocuğunu tokatlayı p paket yaptım.
That's where your mother jumped from.
İşte annenin atladığı yer
where's your sister 89
where's your dad 103
where's your wife 83
where's your brother 101
where's your boss 37
where's your mom 111
where's your boyfriend 25
where's your father 92
where's your 36
where's your car 118
where's your dad 103
where's your wife 83
where's your brother 101
where's your boss 37
where's your mom 111
where's your boyfriend 25
where's your father 92
where's your 36
where's your car 118