English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / Where's your stuff

Where's your stuff tradutor Turco

73 parallel translation
Where's your stuff?
Eşyaların nerede?
So where are you off to in Giorgio's suit and that stuff in your hair?
Giorgio'nin takım elbisesiyle nereye gidiyorsun?
Where's your new stuff?
Yeni parçaların nerede?
- Where's your stuff?
- Eşyaların nerede? - Karşıda.
Where's your stuff?
- Eşyaların nerede?
WHERE'S YOUR STUFF?
Eşyaların nerede?
Where's all your stuff?
Eşyaların nerede?
I told you you're gonna get in trouble, messin'with other people's stuff puttin'your hands where they don't belong.
Başkalarının işine burnunu sokarsan başın derde girer... -... ellerini ait oldukları yerde tut.
- Where's your stuff?
Eşyaların nerede?
Where's your stuff?
Öte berin nerede?
- Where's all your stuff?
- Eşyaların nerede?
NOT YET. WHERE'S YOUR STUFF, HONEY?
Henüz değil, senin çalışmaların nerde?
- You move on over to this side we'll not only show you where the stuff's at we'll see to it you get your fair share.
Bu tarafa doğru geçersen, malların yerini göstermekle kalmayız adil hakkını da veririz.
Yeah, I know, but where's your stuff?
- Biliyorum da eşyaların nerede?
If you think it's tough making a decision where to buy your stuff today, how tough do you think it is when there's only one provider and it's the state.
Eğer bugün nereden alışveriş yapacağınız bunun zor bir karar olduğunu sanıyorsanız eğer sadece bir sağlayıcı var [İşyeri sahibi] ve bu devlet ise ne kadar zor olur dersiniz.
It's that thing we learned about in school where you pull on your wiener until white stuff comes out.
Okulda öğrendiğimiz şey. Beyaz bir şey gelene kadar pipini çekiyorsun.
Oh, where's all your garage sale stuff?
İkinci el eşya satışında satılacak eşyaların nerede?
If you guys want to fight, let's go inside where there's more stuff to hit your head on.
Siz çocuklar kavga etmek istiyorsanız içeri girin. Orda birbirinizin kafasına vuracağınız daha çok şey var.
You want that stuff tested here, where it's safe, or in your own backyard?
Bunların kendi bahçende denenmesini ister misin?
Where's your Pirate pride, y'all? Lots of good stuff happens here.
Sizin Korsan Gururunuz nerede, okulumuzda bir sürü güzel şeyler de oluyor.
And where's all your stuff?
Eşyaların nerede?
- Where's all your stuff?
- Eşyalarım nerede? - Hepsi gitmiş.
- So where's your stuff?
- Ee, eşyaların nerede?
If I knew where it was, your stuff and you got it back, would you leave us alone?
Eğer malının yerini biliyorsam ve sana geri verirsem bizi rahat bırakır mısın?
where's your stuff?
Esyalarin nerede?
Where's your stuff?
Eşyalarınız nerede?
Where's your stuff?
Senin eşyaların nerede?
Where's all your stuff?
Eşyalar nerede?
It's the part where I run down to Tiki Port and grab us dinner and we go over my files and you give me your perspective on some stuff.
Bu, Çin lokantasına gidip bize akşam yemeği aldığım ve dosyalarımı tekrar gözden geçirip bana kendi bakış açını sunacağın kısım.
Where's your stuff?
- Ekipmanların nerede?
Quinn's legwork may have shown me where to find our friend, but this, Benny - my blood work is the stuff that seals your fate.
Quinn'in dava dosyası dostumuzu nerede bulabileceğimiz söyledi. Ama bu, Benny kan raporum, senin kaderini çizecek.
Quinn's legwork may have shown me where to find our friend, But this, Benny, My bloodwork is the stuff that seals your fate.
Quinn'in topladığı bilgiler bana dostumuzun yerini göstermiş olabilir fakat senin kaderini çizecek olan benim kan raporum Benny.
Where's your stuff?
Nerede senin örgün?
Where's all your Krusty stuff?
Krusty'nin satılan şeyleri nerede?
Right, where's your stuff?
Peki, esyalarin nerede?
Nobody knows where Dion's hiding. Now get your stuff.
Dion'un nerede saklandığını bilinmiyor.
I'm outside your house, just wanted to drop off some stuff but I don't see your car anywhere, where are you?
senin evin dışındayım, sadece bazı şeyleri açıklamak istedim ama arabanı göremiyorum neredesin?
Where's all your stuff?
Senin nelerin var?
Speaking of which, where is your scruffier half? He's figuring some stuff out.
Lâfı açılmışken, o nerede?
So where's all your stuff?
O zaman tüm o zırvaların nerde?
Where's all your stuff, bro?
- Eşyaların nerede, kardeşim?
But where's all your stuff gonna go?
- Çok büyükmüş. Peki senin bütün eşyalarını nereye koyacağız?
Where's your stuff?
Seninkiler nerede?
And I think a lot of the drug stuff where all the women are in jail, I think that's a big part of just trying to take care of your family, you know?
Bence uyuşturucu gibi birçok sebepten hapse düşmüş kadınların yapmaya çalıştıkları tek şey ailelerini korumaktı.
Where's your stuff?
Nerede eşyaların?
This is the part where we take your stuff.
Bu senin eşyalarını yürüttüğümüz kısım.
That's where your stuff is.
Eşyaların orada çünkü.
It's a place where you keep all your favorite stuff.
En sevdiğin şeyleri sakladığın bir yer.
Where's all your stuff?
Senin eşyaların nerede?
So where's your stuff?
Senin resimlerin nerede?
Put your stuff under the bed where the arrow's pointing.
Eşyalarını okun gösterdiği yatağın altına koy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]