Where did you get it tradutor Turco
770 parallel translation
Where did you get it?
- Nereden aldın onu?
- Where did you get it?
- Siz nereden buldunuz bunu?
- Where did you get it?
- Nereden aldın, onu?
Where did you get it?
Bunu nereden duydun?
- Where did you get it, hmm?
Nereden buldun? Tamam.
Where did you get it?
Onu nereden buldun?
Where did you get it, Roderick?
Nereden buldun, Roderick?
By the holy, where did you get it, Gypo?
Tanrı aşkına, bunları nereden buldun, Gypo?
- Where did you get it?
- Nereden buldun onu?
It's wonderful Where did you get it?
Çok güzel. Nereden aldın bunu?
Where did you get it from?
- Nereden aldınız? - İkinci el.
Where did you get it?
Nereden aldın?
- Where did you get it?
- Nereden buldun?
Where did you get it?
Nereden aldın onu?
Where did you get it?
- Nerede oldu?
- Where did you get it? - A friend of mine baked it.
- Bir arkadaşım fırında pişirdi.
- Where did you get it?
- Nereden buldun bunu?
- Where did you get it?
- Nereden buldunuz?
- Where did you get it?
- Sen nereden aldın?
Where did you get it?
Nerden buldunuz bunu?
- Where did you get it?
- Bunu nereden aldın?
Where did you get it, sir?
- Parayı nereden aldınız efendim?
Where did you get it?
Bunu nereden buldunuz?
- Then where did you get it?
O halde parayı nereden buldun?
Where did you get it?
Bunu nereden buldun?
- Where did you get it?
- Nereden aldın?
- Where did you get it, lady?
- Nerenize yaptırdınız bayan?
Where did you get it?
Nereden buldun?
- Where did you get it?
- Bunu nerden aldın?
- Where did you get it?
- Nereden geldi?
But where did you get it?
Fakat onu nereden aldın?
- Where did you get it?
- Onu nereden aldınız?
Where did you get it?
Nereden buldun bunu?
Where did you get it?
Onu nereden aldın?
Never heard the name Travers, where did you get it?
Hiç Traver diye bir isim duymadım.
- Well, where did you get it?
- Evet, bunu nereden buldun?
Where did you get it?
- Bunu nereden buldun?
Where did you get it?
Nereden geliyorsun?
Oh, by the way, did you ever get your poker back, miss... oh, i can't bear to talk about it, especially with poor miss baring being where she is.
Bu arada, ocak demirinizi geri aldınız mı? O konuda konuşmaktan hoşlanmıyorum. Özellikle zavallı Bayan Baring gözetim altındayken.
And where did it get you?
Kötü bir rahatsızlık mı bu?
- The VC, sir. - Where did you get it?
- Nereden buldun?
Such a fine bird and all. Now, where may I ask did you get it?
Peki nereden aldığınızı sorabilir miyim?
- Where did it get you?
- Nerene geldi?
Where did you get hold of it?
Nerede sakladın ki?
Where did you get it?
- Güzel blûz.
Where the devil did you get it?
Seni şeytan, nereden buldun?
Where did you get the love of it, Tony?
Ona olan aşını nerden edindin Tony?
- Where did you get that from? It's off the berg.
Nereden buldun onu?
Where did you get it?
Benim!
I bet your mother knows where the money is and what you did to get it.
Eminim annen parayı ve nasıl aldığını biliyordur.
Where did you and your brothers get it from?
Bu sana ve kardeşlerine kimden geçmiş ki?